Kısım VII, Bölüm 57B – “Bana Salak Denmesi Umurumda Bile Değil”



Bölümün ortalama okuma süresi 28 dakikadır. İyi okumalar dileriz.


ㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

ㅤㅤㅤㅤ

Çevirmen: Bertiel

ㅤㅤㅤㅤ

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Natsuki Subaru’nun nerede olduğunu öğrenir öğrenmez Emilia istemsizce paniğe kapılıp hayatının en büyük paniğini yaşadı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Lütfen, Subaru… Umarım Rem’le iyi olursunuz.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Pleiades Gözcü Kulesi’ne saldıran gölgelerin fırtınası hem Subaru’nun hem de Rem’i uçurduğu zamandı―― Hayır, daha doğrusu sadece o ikisiyle sınırlı değildi. Onların yanında bilinmeyen bir şeyin daha olduğunu biliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia’nın bunu, soğukkanlılığını kaybetmeden atlatabilmesinin tek nedeni o ikisiyle bağlantısı olan Beatrice ve Ram’ın hayatta kaldıklarını doğrulamalarıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Elbette ki hayatta olsalar bile, tehlikeli ya da korkutucu bir şeyle karşı karşıya gelme ihtimalleri hâlâ mevcuttu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Aslında, bilinmeyen bir diyarda uyuyan Rem’i kurtarmak zorunda olan Subaru’nun pervasızca hareket edeceğinden kesinlikle emindi. Ancak Subaru’nun yanında Emilia veya Beatrice de olmadığı için daha da fazla paniklemiş olmalıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Acele edip onları bulmalıyım!..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu kararla Emilia ve Pleiades Gözcü Kulesi’ni fetheden grup, kuleden ayrıldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Öncelikle Subaru’nun uçup gittiği güneydeki topraklara, yani Vollachia İmparatorluğu’na girmenin bir yolunu bulmaları gerekiyordu―― Lugunica Krallığı, gidiş-dönüş seyahâtini yasaklamış olan bir ülkeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Bunu Kararagi’den hâlletmeye çalışacağız. Lugunica ve Vollachia’nın arasında birtakım sorunlar yaşandığı için Kararagi’de güvenlik daha gevşek olabilir.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunlar Anastasia’nın sözleriydi. Subaru’nun aranmasında iş birliği yapacağına dair söz veriyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Julius ve Echidna’nın da dahil olduğu Anastasia grubunun, Pleiades Gözcü Kulesi’nde böylesine şiddetli bir deneyim yaşamalarından dolayı, hiçbir şekilde ekstra bir şeyler yapmayacaklarına inanılıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ama yine de Subaru’nun grubu için bunu yapmayı teklif etmeleri Emilia’yı çok mutlu eden bir şeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Anastasia-san’la arkadaş olduğum için çok mutluyum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Anastasia: [Yaaani, sanırım biz arkadaştan birazcık daha farklıyız. Daha önce olduğu gibi pozisyonlarımız hâlâ rakip olarak kalacak. Ama…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Ama?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Anastasia: [Natsuki-kun ve Kraliyet Seçimi gibi işleri bitirdikten sonra arkadaş olmaya ne dersin? Çok fazla arkadaşım olmadığı için Emilia-san’a fazlasıyla benziyorum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu neşeli bir tavırla söyleyen Anastasia, onlara yardım edeceğinin sözünü verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Şimdi zamanı olmadığını bilmesine rağmen Emilia’ya verilen bu söz―― Subaru’nun arayışında onu sevindirmişti. Ayrıca, arkadaş olacaklarına dair verdiği sözün yerine getirileceği günü özlemle bekliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Anastasia-sama Kararagi’den geçmenin bir yolunu bulacaksa o zaman basitçe Vollachia sınırından bir yol bulmaya çalışmamız en iyi plan olur, öyle deeeeğil mi~?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Pleiades Gözcü Kulesi’nden döndüklerinde Emilia ve diğerleriyle yeniden bir araya gelen Roswaal, durumun aciliyetini kavrayarak Emilia’nın Subaru’yu derhâl arama isteğine saygı duydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak Roswaal’ın rütbesini ve gücünü kullansalar bile, Vollachia İmparatorluğu’na girmenin o kadar da basit bir şey olmadığı su geçirmez bir gerçekti. Uçarak girmeye çalışsalar da uçan ejderlerin onları çiğ çiğ yemesi muhtemeldi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Roswaal’ın onayını kazanmış olsalar bile İmparatorluğa giriş kesinlikle kolay olmayacaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her şey bir yana, İmparatorluk olarak adlandırılan bu diyarlar devasaydı. Bir şekilde sınırdan geçmeyi başarsalar bile Subaru’nun grubunu hemencecik bulup bulamayacakları bi’ bilinmezdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Giderek daha da tedirgin edici bir hâl alan bu olayın tam ortasında, güvenilirliğini bir kez daha kanıtlamış olan birinden bu çıkmazı aşmaya yönelik bir öneri geldi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Vollachia İmparatorluğu’na girmenin bir yolunu biliyor olabilirim de olmayabilirim de. Ancak bu pek de övülecek bir yol değil, hatta bazı riskleri de var.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Dönüşü, Emilia grubunun eve dönüşüne denk gelen Otto tarafından biraz tereddütle, aradaki buzları kırma amacıyla söylemişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Pristella’nın Sugeçidi Şehri’nde iyileşmek için kalan bu kişi, yanında kalan Garfiel’la geri döndüler. Emilia’nın grubunun yaşadıkları sıkıntılara karşı, onlara umuda giden bir yolun var olduğunu gösterdiler.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak bu yollar kesinlikle――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Otto: [――Kaçak yollarla giriş yapılıyor. Picoutatte’de… Lugunica’nın güneyindeki Beş Büyük Şehir’den biri. Belki o şehirden, yani memleketimden girmeniz için bir şeyler ayarlayabilirim.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kaçak yollarla giriş, düzenli yapılan denetlemeleri ve düzenlemeleri atlatarak ülkeye gizlice giriş yapmak anlamına geliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Otto’nun söylediği gibi bu pek de övülecek bir yöntem değildi, bulunmaları hâlinde oldukça tehlikeli bir durumda olacakları yadsınamaz bir gerçekti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak başka bir yolu yoksa…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Onları kurtarabilmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Güçlü kararlılığını daha da güçlendiren Emilia, kararlılığını diğer herkese yönlendirdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kimse Emilia’nın kararına karşı “yapmayalım” diye bir şey söylemedi, hatta çok fazla stres altında olan Ram ve Otto bile böyle bir şey söylemedi. Herkes Subaru’nun iyi olmasını diliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia her şeyden çok bununla gurur duyuyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Ne pahasına olursa olsun Subaru’yu sağ salim geri getireceğiz. Yapacağız, sanırım.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Evet, haklısın. ――Elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’dan ayrı kaldığı için en çok endişelenen kişi olan Beatrice’in eli, Emilia’nın eli tarafından sımsıkıca kavrandı. Beatrice, karşılık olarak kavrayışını daha da sıkılaştırarak nazikçe cevap verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ardından Otto’nun memleketinde, Otto’nun canının peşinde olan eski tanıdıklarıyla kavgaya tutuştu, Petra’nın onları sınırdan kaçıracak grupla yaptığı alicengiz pazarlıklarından geçtiler, Frederica’nın özel yapısından dolayı gelin paniğinin de yardımıyla Subaru’yu arayan grup ülkeyi geçebildi ve――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [――Buraya kadar.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kale Şehri’ndeki çılgınlığın ortalıkta cirit attığı bir zamanda kar yağdıran Emilia, bu sözleriyle savaş ilan etti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

△▼△▼△▼△
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

????: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Çok sayıda bina çökmüş vaziyetteydi. Bir zamanlar şehrin o güzel manzarasından en ufak bir iz bile kalmayacak şekilde darmaduman olmuştu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yine de Emilia’nın öfkesi gökyüzünde sağa sola hareket eden, kanatlarını insanların hayatlarını ezmek için kullanan, büyük figürleri uzaktan izledikçe daha da arttı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Böyle korkunç bir şeyi nasıl yapabildiler ki?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu yapmanın çok daha iyi bir yolu olabilir miydi hatta onu bulabilmek için doğru dürüst çabayı göstermişler miydi?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yine de buna inanan Emilia’nın kendisi bile, şu anda kendi gücünü kullanmanın dışında bu savaşı bir şekilde durdurmanın yolunu bulamadı, bu da sinir bozucuydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İşte bu yüzden de Emilia elinden geldiğince hüsrana uğramış bir şekilde davranıyordu, böylelikle bu duyguyu unutmayacaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu amaçla――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [――Buzul Çağ.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia bunu mırıldanırken etrafındaki dünya büyük bir hızla ısısını kaybetmeye başladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hava yavaş yavaş soğudu, soğuk gökyüzünden beyaz kar taneleri nazikçe süzülmeye başladı. Emilia, hiçbir noktayı kaçırmadan hızla şehrin çevresini soğuklukla ​​sardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Büyük bir dikkatle büyünün gücünü ayarlayarak aşırıya kaçmamaya özellikle dikkat etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hata yapıp şehrin, Emilia’nın anavatanı olan Büyük Elior Ormanı gibi buza dönüşmesine kesinlikle izin veremezdi. Söylemesine bile gerek yoktu, daha sonra onu eritmek gibi bir düşüncesi olsa bile, Regulus’un eşleri gibi hareket edemeyecekleri noktaya kadar soğutmanın kesinlikle yasak olduğunu söylemeye gerek yoktu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia’nın tek yapması gereken soğuğa aşina olmayan bu İmparatorluğun topraklarına, dayanılmaz bir buz mevsimi yaşatmaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Keskin soğuk rüzgâr, düşen beyaz kar taneleri, büyülü buz mevsiminin beyaz nefesi, bu uçan ejder felaketinin vuku bulduğu Kale Şehri’ni sarmalayacaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve ardından da――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Ejderdoğanlar soğuğa karşı zayıftır. Dondurucu soğuğu hiç tatmamış olan uçan ejderleri hesaba katarsak kanatlarındaki sertleşmeler daha da belirgin olacaktır.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bununla beraber, hafif ayak sesleri eşliğinde, Emilia’nın durduğu yarı yıkılmış vaziyetteki duvarın üzerine bir figür atlayıverdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia şöyle bir baktı ve ardından “Evet” anlamında başını salladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Yola çıkmadan önce Petra-chan bana uçan ejderlerin soğuğu sevmediğini söylemişti. Ders çalışma konusunda geeerçekten de çok iyi ve imparatorluk hakkında da hıphızlı birçok şey öğrendi.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Yani hizmetkârının aklına mı güvendin? Hiç şaşırmadım, senin gibi akıldan yoksun bir yarı-şeytan için bunun gerçekten de iyi bir plan olduğunu ciddi ciddi düşündürdün bana.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Bu şekilde söylemene gerek yoktu. Ayrıca, benim yarı-elf olduğumu nereden biliyorsun ki… Ha?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hemen ardından, Emilia ametist gözlerini üzgünce devirdi, konuşan kişinin konuşma şekli yüzünden dudaklarını büzüştürdü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kırmızı elbiseli bir kadın, uzun turuncu saçları soğuk rüzgârda dalgalanıyordu, saç modeli hatırladığından biraz daha farklıydı ama oradaydı――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Ha, Priscilla? Neden buradasın ki? Burası Lugunica değil, biliyor musun?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Ben de sana aynısını soracaktım. Gerçi, imparatorluğa neden ayak bastığına dair bir fikrim de var… Ülkeye nasıl bir yolla geçiş yaptın?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Ah, bu bir sır. Söyleyemem. Aynı şekilde kim olduğumu da. Ağzımdan kaçırmamaya dikkat etmem lazım. Ben…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia, güneydeki bu yabancı ülkede hiç görmeyi beklemediği bir kadın olan Priscilla’yı görünce şaşırmıştı ancak onu görünce nedense tuhaf bir şekilde etkinlemişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak orada şaşkın bir şekilde kalakalamazdı. Emilia’nın imparatorluğa girme şekli ahlâk kurallarınca yanlıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu nedenle gerekli olmadıkça bunu Priscilla’ya açıklamak istemiyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [!―― Priscilla, dikkat et!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Söyleyeceklerini yarıda kesen Emilia, Priscilla’ya dikkatli olmasını söyledi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bir sonraki anda, Priscilla dilini şaklatarak geri sıçradı. Bir bıçakla―― öfkeyle dönen Uçan Kanatlı Bıçak, onun bulunduğu noktayı oyuverdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yıpranmış hatta neredeyse çökmek üzere olan duvar, bıçağın keskinliğiyle temiz bir şekilde dilimlendi. Böylelikle duvar mucizevi bir şekilde çökmekten kurtulmuştu. Bıçaktan kaçmayı başaran Priscilla bu sefer Emilia’ya daha da yaklaştı, hemen yanına iniverdi, elbisesi dalgalanıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [Birbiri ardına gelip duruyorsunuz, siz kimsiniz lan?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kızın öfke dolu sesi Emilia’ya ulaşırken Emilia geri dönen Uçan Kanatlı Bıçağı tek eliyle yakaladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yıkılmış şehir manzarasına doğru bakarken şehrin tam ortasında boynuzlu bir kız duruyordu, parlak gözleri dip dibe duran Emilia ve Priscilla’ya dik dik bakıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Orada duran kişi çok kızgın görünüyordu. Ama Emilia da çok kızgındı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu nedenle Emilia parmağını kıza doğru doğrulttu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Benim adım Emili… Emily! Yoldan geçen Ruhsal Sanatlar Kullancısıyım!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ânın getirdiği hararet yüzünden neredeyse gerçek ismini verecek olan Emilia, daha önce üzerinde anlaştığı şekilde sahte isim vermeyi başardı. Priscilla’nın gözleri Emilia’nın cesareti karşısında kısıldı. Emilia’nın tanıttığı küçük kızın gözlerinde temkinli bir bakış vardı, “Ruhsal Sanatlar…” diye mırıldandı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [Sen o boktan köpek kızla aynı mısın?..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Düşündüğün kişi Arakiya’ysa o bir Ruh Yiyendir, Ruhsal Sanatlar kullanmaz. Bu tamamen yanlış anlaşılma olur, Madelyn Eschart.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [Gağh…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla sanki küçük kızın, yani Madelyn’in, aklından geçenleri okumuş gibiydi. Bu da Madelyn’in yanaklarının sertleşmesine neden olmuştu. Bununla beraber, az önce Emilia’nın daha fazlasını duymasını gerektiren kelimeler de sarf edilmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Ruh Yiyen derken? Ruhları ne yapıyorlar ki?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Aynen duyduğun gibi Ruhlardan besleniyor. Onların sahip oldukları gücü, kendine alır ve sonuna kadar kullanırlar. Bu kullanıcıların nesli tükenmek üzere, Arakiya imparatorlukta kalan son kullanıcı.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Ruhları mı yiyorlar?! Çok korkunçmuş…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kendisi de birçok Küçük Ruh’la sözleşme yapmış Ruhsal Sanatlar Kullanıcısı olsa da Emilia için bunu duymak şok olacağı bir şeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Puck ya da Beatrice, bir Ruh Yiyen’le karşılaşsaydı, formları ham diye yutulur muydu ki? Bunu düşünmek bile, onlar için üzülmesine neden oluyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak henüz gerçekleşmemiş bu tür şeyler hakkında endişelenmek yerine, şu anki mevcut sorunlarına odaklanmalıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Sen Madelyn-chan mısın?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [Bu ejderhayı küçümseme, seni yarı-şeytan.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [O hâlde bunu düzgün bir şekilde konuşalım, Madelyn. O uçan ejderleri şehre saldırtan sensin. Bunu durdurmanı istiyorum; hemen, şimdi.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bakışlarını uzaklara doğru çeviren Emilia, Madelyn’in saldırdığın yerin ötesine, şehrin diğer ucunda saldırılarına devam eden bir grup uçan ejdere doğru baktı. Hareketleri az öncekine göre biraz da olsa yavaşlamış görünüyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia sıcaklığı düşürüyordu, bu da uçan ejderleri etkiliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İşler bu şekilde ilerlerse bölgedeki uçan ejderleri yere indirmek mümkün olabilirdi. Ancak mümkünse bunu yapmaktan kaçınmak istiyordu. Uçan ejderlerin ölmesini istemiyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Uçan ejderleri önemsiyorsan lütfen ricamı dinle.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Madelyn?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia mümkün olduğunca dürüst bir şekilde sözlerini aktarmaya çalışmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Belki Otto, Ram veya Petra daha iyi bir iletişim kurabilirdi. Ancak şehrin uçan ejder sürüsünün saldırısına uğradığını gören Emilia, şehre doğru koşan ilk kişi olmuştu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia olay yerine ilk gelen kişi olduğu için de yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sonuç olarak――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [Bu ejderhadan böylesi bir ricada bulunman senin son derece kibirli birisi olduğun anlamına gelir, insan!..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn’in öfkesini harlasa da gene aynı şeyi yapardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [――Kimse onu ikna edemez, sen bile. Ejderdoğanların sözlerini dinlemek, hele ki sıkı sıkıya bağlı olan birininkini dinlemek uğursuzluk getirir derler.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn’in öfkeli cevabıyla karşılaşan Emilia, bu sözleri duyunca nefesini tuttu. İkili arasındaki konuşmaları sessizce dinleyen Priscilla, anlaşmanın bozulmasıyla ilgili gözlemlerini dile getirdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia bakışlarını büyüttü çünkü bu davranış onu cesaretlendiriyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Priscilla, her zaman bana karşı çok sert olduğunu düşünmüşümdür.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Layık olmayana layık olmadığını söylemenin kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum. İyiliksever sözlerimi saptırma. ――Şimdi, bunu nasıl hâllediyoruz?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Hımm.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia başını sallayıp sol elinin içinde buz tokası yarattı. Priscilla’ya tokayı uzattığında Priscilla şüpheyle bir gözünü kapattı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla’nın tepkisi karşısında Emilia başını sallayarak onayladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Şu kızı birlikte durduralım. Çok sert olma.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Yaptıklarımı çocukça görüp beni aşağılayım deme, alçak yarı-şeytan seni.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hakaretle karşılık veren Priscilla, Emilia’nın elindeki tokayı aldı; ardından uzun, dalgalı saçlarını toplayip yerine tutturdu. Buzun birbirine çarpma sesini duyan Priscilla’nın ruh hâli, normale dönerken Emilia aşağısındaki Madelyn’e döndü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [――Ejderhalara karşı korkusuz olan insanlar çok can sıkıcı.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Az önce kocaman bir ejderhayla kavga ettim de. Yani…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [――Hık.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Korkmamı istesen bile senden korkamam ki!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn’in beyaz dişlerini göstererek yaptığı tehdide Emilia net bir cevap verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hemen ardından Madelyn’in gözleri bir yer ejderininki gibi kısıldı. Elindeki Uçan Kanatlı Bıçağı vahşice fırlatarak Emilia ve Priscilla’yı muazzam hızla hedef aldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Dönerek yaklaştığına gören Emilia, iki eliyle büyük buz çekici yarattı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia dönerek gelen Uçan Kanatlı Bıçağı, elindeki buz çekicini aşağıdan yukarıya doğru sallayarak saptırmaya çalıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Hiya!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her iki elinde de güçlü bir geri tepme hisseden Emilia, aceleyle çekici yukarıya doğru sallayarak elinden gelenin en iyisini yaptı. Zor olsa da Uçan Kanatlı Bıçağı saptırabildi. Hem Emilia’nın hem de Priscilla’nın başlarının hemen üzerinden geçti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ama bu vesiyle çekiç inanılmaz bir güçle tuzla buz oldu, Emilia ellerine bakarken şöyle dedi…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Çok güçlü… belki benden bile daha güçlü…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [Olması gereken bu! Ejderha olan beni, sıradanlarla karşılaşt――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn’in minyon bedeni, acı içindeki Emilia’ya karşı kazandığını sanarak ileri doğru bir adım atmıştı. ――Ancak Belediye Binası kadar büyük olan buz kütlesi, Madelyn’in kafasına düşüverdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [――Hık!?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Buz kütlesinin aniden ortaya çıkması, büyüklüğü ve ağırlığıyla birleşince Madelyn ne diyeceğini şaşırdı, ardından da vücudu dümdüz oldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Soğuğun getirdiği şok dalgaları merkezden her yöne yayılırken beyaz rüzgârlar enkazları uçurdu, binaları yerle yeksan ederek muazzam bir yıkıma yol açtı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Sen, bu şehri yok etmeye nasıl cüret edersin?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Hah!? Ama zaten yok edilmişti ki…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Bakış açın amma da yüzeyselmiş. Böylesi bir güç hizmetkârını bayağı yormuştur. Söylemesem bile anlayacaksın şimdi.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Söylemesen de anlayacak mıyım?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Buz kütlesinin düştüğü yere bakan Priscilla kollarını kavuştururken gözlerini kıstı. Emilia onun yüzüne yandan bakarken ona doğru bir soru yöneltse de cevap aynı anda hem Priscilla’nın dudaklarından hem de önündeki manzaradan geliverdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn’i tuzla buz etmesi gereken buz kütlesi hafifçe titredi, buz kütlesinin içinden dünya ortadan ikiye yarılıyormuşçasına çatlama benzeri bir ses yankılandı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu ses kızın çarpma anında kolunu havaya kaldırdığı yerden, yere düşmüş olması gereken, buz parçasından geliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [――Ejderdoğanlar gördüğün gibi baş belası olabiliyor.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla’nın sözlerinin hemen ardından, devasa buz kütlesi gök gürültüsünü andıran bir kükremeyle ikiye ayrıldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yıkımın etkisi tüm alanda hissedildi, parçalanan buzlar dışarıdan başlayarak içeriye doğru Mana parçacıklarına dönüştü. Etrafa saçılan buz parçalarından oluşan bu manzaranın ortasından ejderhaların vücut bulmuş hâli olan ejderdoğan kükreyerek ikiliye doğru sıçradı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

△▼△▼△▼△
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Dondurucu rüzgârlar şiddetlenirken harikulade kadınlar, yıkıntı kalabalığının içindeki savaş alanını şekillendirircesine dans ediyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu savaşa uzaktan bakan birisi, savaşın ihtişamı karşısında gözlerine inanamazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gerçek olacak kadar şiddetli, bir rüya olacak kadar da ihtişamlı mıydı?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [――RRRRRAH!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Üzerinde durduğu zemini paramparça eden, küçük ejderdoğan ölüm saçıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Uçan Kanatlı Bıçak, bir yay çizip dehşet verici bir güzellikle yoluna çıkan her şeyi parçaladı, kopardı, dünyayı yırtıp geçti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu bir tablo ya da dünyanın güzelce budanıp güzelleştirildiği bir manzara olsaydı buna yıkım değil de “estetik, büyüleyici bir manzara” derdik.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn Eschart’ın öfkesi işte bu kadar saf, içgüdüseldi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Priscilla! Yukarıya!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Dans eden gümüş saçlı cennet güzeli, kendisine fırlatılan Uçan Kanatlı Bıçaktan kaçarak havada buz basamakları yarattı, ardından elini yere doğru sallayarak eski hâlinden eser kalmayan sokakları donduruverdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Donmuş topraktan yükselen, özenle süslenmiş, buz kılıcı ortaya çıktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Güzeller güzeli bir prenses de koşarak ona doğru ilerledi, ani bir hareketle de onu yerinden çıkardı ve…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Benimkiler değil, herkesin parmakları buza yapışıp kalır. ――Ama süslemeler kabul edilebilir seviyede. Kullanacağım.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Soluk mavi bir buz parçası Madelyn’in vücudunu çaprazlamasına keserek parladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak Madelyn, minyon bedeninde ne tür bir güç saklıysa darbeyi aldıktan hemen sonra sadece hafifçe geri itilse de darbeyi veren buz kılıcı un ufak oldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hemen ardından Madelyn elini uzattı, Priscilla’ya doğru uzattı…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Hiyaa!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu kaba kuvvetin pervasızca devam etmesine izin vermeyen Emilia, iki ayağını da Madelyn’in tam tepesine indirdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her iki ayağı da buzla kaplı olan Emilia, dönerek yukarıdan bir darbe daha indirdi, Madelyn’in iki omzuna da acımasız bir saldırıyla çarpınca sağlam kızın bir adım daha geriye sendeleyerek kaymasına neden oldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

O anda――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Lütfen!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Bana n’apmam gerektiğini söyleme.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia tekrardan ellerini yere koydu, ardından Priscilla, onun yeni yarattığı ikiz buz bıçağı alıp, çömelmiş Emilia’nın üzerinden sıçrayarak Madelyn’e saldırdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla’nın sağ ve sol elindeki buz bıçaklarının her biri Madelyn’e farklı açılardan gelse de Priscilla’nın elini, Madelyn’in hızlı pençeleri yakaladığı anda, tiz bir çınlama sesinin de yankılanmasına neden oldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [Şansını zorlama!..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Eiyaaa!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İkiz bıçakların icabına bakan Madelyn tam karşılık vermek üzereyken Priscilla’nın hemen yanı başından buz dikeni geçti. Madelyn hemen kaçınmak için eğilirken, Priscilla’yla yer değiştiren Emilia, insan gözünün algılayamacağı bir hızla buz mızrağı fırlattı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Sıra bende.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn mızraktan kurtulur kurtulmaz Priscilla, buz kılıcının buz gibi dansıyla onu takip etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kırmızı elbisesinin etekleri dalgalanırken, parıldayan iki mavi buz kılıcını narince savurdu, Priscilla’nın kılıç dansı beyaz buzlarla kaplı yeryüzündeki Madelyn’in geri çekilmesine zorladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [――Neden, nedennedenneden, neden, neden böyle bir şey oluyor lan?!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu şekilde çırpınan Madelyn, şu anda savunmada olan Priscilla’nın ikiz kılıçlarıyla başa çıkmakta zorlanırken böyle haykırdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ama Priscilla’nın saldırısı hiç de yavaşlamadı. Madelyn için işler daha da sarpa sarması yetmezmiş gibi Priscilla, kılıç dansını bitirmesiyle…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Al bunu! Bunu da! Hiyaa!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Olağanüstü tepki hızını sonuna kadar kullanan Emilia, Madelyn’e nefes aldırmaksızın sıçrayarak buz silahı üstüne buz silahı yarattı, onu tüm gücüyle yere serdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Priscilla’nın yeteneği, Emilia’nın kaba kuvveti sayesinde, Madelyn’in saldırı ve savunma yetenekleri ezilerek üstü kapanmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Uçan Kanatlı Bıçak yarıldı, parçalandı, savruldu, fırlatıldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bir ejderdoğanların doğuştan gelen fiziksel özellikleri, zayıf bir insanınkilerle kıyaslanamazdı bile. Normal bir insana kıyasla nispeten daha sağlam olan yarı-insanlar bile, ejderdoğanların karşısında kurumuş bir daldan farksızdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Aynı şey oni ırkı için de geçerliydi, ne kadar tiksindirici görünseler de ejderdoğanlara karşı durabilirlerdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ejderdoğanlar ve oniler, bazen en güçlü ırklar olarak yan yana sıralanırlardı ama bu çok çirkin bir şeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ne de olsa oniler yarı-insanlar arasında üstün bir ırktı. Ejderdoğanlar temelde farklıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ejderdoğanlar yarı-insan değildi. İnsan ırkıyla akraba olan türlerden temelde farklıydılar.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ejderdoğanlar insan ırkından da değildi. ――Peki ya, neden insan ırkından değillerdi ki?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [Siz kimsiniz lan… Siz ne ayaksınız lan!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Öfkeyle saldırması sonucunda dur durak bilmeden saldırsa da bir darbe bile indirmeyi başaramaması sonucunda, tüm öfkesini tüketti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ejderin öfkesinin bitmesi üzerine, geriye kalan tek şey ejderin gıcırdayan feryadıydı. Elindeki Uçan Kanatlı Bıçağı yana doğru savurdu, Emilia eğilirken Priscilla sıçrayarak kaçındı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ardından hem yukarıdan hem de aşağıdan, iki taraftan da aynı anda, Madelyn’in feryatlarına cevap geldi.

Nesin sen, diye sormuştun ya――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [――Emily!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Ben benim.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Görsel Sahibi

Havaya kaldırılmış olduğu buz baltasıyla yanıp sönen ikiz buz bıçağı doğrudan Madelyn’e isabet etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Buz bıçaklarıyla kesilen keskin boynuzları, buz baltasıyla da güçlü bir darbe vurulan gövdesiyle Madelyn, bu darbeleri durduramadı ve savrulup gitti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn’in bedeni önce bir kez, sonra iki kez havadaki ince kar tabakasının üzerinde zıplayıp hızını kaybetmeksizin yıkıntıların arasına düştü, ardından yüksek bir çatırtı eşliğinde, beyaz bir duman bulutu oluşuverdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn’in ellerinden çıkan Uçan Kanatlı Bıçak arkasındaki duvarı delip geçti, böylece Kale Şehri’ni güneydeki tehditlere karşı koruma görevi sona erdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Büyük bir patırtıyla yıkılan duvarlara son bir kez bakan Emilia yavaşça ayağa kalktı. Madelyn’in altında kaldığı moloz yığınına dikkatle baktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: […Sanırım başardık.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Ona layık bir son oldu. Ne yazık ki onda ısırık yoktu.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Isırık?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla, Emilia’nın yanına doğru bir adım atarken Emilia, Priscilla’nın ellerindeki ikiz kılıçları toza dönüşmesini izlerken başını eğdi. Bir nedenden dolayı hiçbir şey yememiş olmasına rağmen Priscilla’nın ağzına bakmaktan kendini alamadı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla kıpkırmızı gözleriyle Emilia’nın bakışlarına karşılık vererek konuştu,
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Demek istediğim, o sadece sıradan ejderdoğanlardan biri de değildi, aynı zamanda Dokuz İlahi Generalden birisiydi, böyle birisi gerçekten de hepsi bu kadarcık mıydı dedirtiyor bana.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Dokuz İlahi General ve ejderdoğan derken? O yarı-insan değil miydi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Uzun zaman önce yok olduğu söylenen bir ırk. Artık bu dünyada var olmayan bu ırkın, ejderhalarla iletişim kurma yeteneği olduğu söyleniyordu ama sanırım, bu sadece şehir efsanesinden ibaret.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Ejderhalar derken… Volcanica’yla da konuşabilecekleri anlamına mı geliyor? Gerçi, Volcanica bu işin biraz dışında…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia’nın utangaç bir şekilde buzları eritmeye çalışması üzerine Priscilla kaşlarını kaldırdı. Sonra parmağını hafifçe onun ağzına dokundurdu…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Ağzından böyle bir şey çıkacağını hiç düşünmemiştim. Başka bir şeyle karıştırıyor olmayasın?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [?―― Şaka yaptığımı mı sanıyorsun? Hiç de şaka yapmıyorum. Gerçekten de kısa bir süre önce Volcanica’yla tanıştım ama çok uzun süredir yalnız kaldığı için bunamış gibiydi…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia, Priscilla’nın inanmamış gibi duran tepkisine karşı kendini aceleyle savundu. Ancak Emilia hemen önceliklerini hatırladı ve “Şimdi bunun zamanı değil” diye konuştu…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Artık onu yendiğimize göre, Madelyn’in uçan ejderlerini durdurması gerekiyor!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Bu soğuk hava göz önüne alındığında, uçan ejderler yavaş yavaş avlanacaktır.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Gene de tehlikede olan insanlar olacak! Subaru ve Rem bile tehlikede olabilir…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [――Hım.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia, Priscilla’nın yanından fırlayarak Madelyn’in gömülü olduğu moloz yığınına doğru ilerledi. Emilia’nın arkasındaki Priscilla, az önce gerçekleşen mücadeleyi düşünürken düzgün kaşlarını çattı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak bu tepki, uzun bacaklarıyla enkazın üzerinde yürüyen Emilia tarafından fark edilmedi. Buz küreği yaparak, gömülü Madelyn’i çıkarmak için küreği molozların arasına soktu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yine de Priscilla onun arkasını kollarken küçük bir nefes verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Beklenmedik bir anda gelen bu büyük hamlenin daha hafif sonuçlara yol açmış olması iyi bir şeydi. Ancak Madelyn ve uçan ejderlerin neden olduğu muazzam hasar, başa çıkabilecekleri bir şey değildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

En kötü ihtimalle üslerini Kaos Alevi İblis Şehri’ne taşımayı ve kendilerine yardım etmesi için iş birlikçisi Yüksek Kontes Serena Dracroy’a güvenmeyi düşünmek zorunda kalacaklardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [Her hâlükârda, önce kanatlarını katlayalım.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Önündeki şeyi düşünmek için duraklayan Priscilla, beyaz bulutlu gökyüzüne baktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia’nın sahip olduğu muazzam miktarda manayla -muhtemelen menzilinin bir sınırı olsa da- iklimi değiştirmek mümkündü, bu da gücünü farklı yönlerde kullanabileceği anlamına geliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Elbette, Vollachia’da değerli olan şeylerin Lugunica’da da değerli olması gerekmiyordu. Vollachia’da yaşamaya karar verseydi muhtemelen bu zaman kaybı olmazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak -doğası bir yana- Emilia’nın kişiliği Vollachia’da yaşaması için hiç uygun değildi――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla gökyüzüne bakıp düşüncelerini şekillendirirken gözleri belli belirsiz kırpıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

O mücevhere benzeyen kıpkırmızı gözleri, gökyüzündeki hafif değişimi algıladığı için titremişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ardından, Priscilla tam da bunun sebebini anladığı anda――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [İşte buradasın! Madelyn, seni çıkaracağım. Ama lütfen uslu bir kız ol ve bize hikâyeni anlat…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [――Ah.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia: [Ha?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Küçük kızı enkazın altında bulan Emilia, buz küreğini kullanarak yıkıntıları yerinden oynattı. Ejder doğan sırt üstü yatıyordu, kıyafetleri de kendisi de is ve karla kaplanmış, kirlenmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kızın dudaklarının kıpırdadığını gören Emilia dikkatle dinledi, belli belirsiz bir ses çıktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Uçan ejderlerin geri çekilmesini sağlayıp yenilgiyi kabul eden sözler söylemesini umuyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak Emilia’nın umutları boşa çıkmıştı, Madelyn’in dudaklarından yenilgi ilanı dair bir şey dökülmemişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sadece bir kelime, bir isim mırıldandı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Madelyn: [――Mezoreia.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Hemen ardından, bulutların üzerinden gelen bir “Ejderha”nın kükremesi yeryüzüne yıkım yağdırıverdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

△▼△▼△▼△
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Beyaz ışın göklerden ateşlendiği anda, Emilia ve Priscilla aynı anda harekete geçti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Herhangi bir ses ya da uyarı olmaksızın buz kulesi yerden yükselmeye başladı, gümüş ve kızıl renkte iki güzel tepesine atladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kule bir anda on metreyi aşan bir yüksekliğe ulaşmıştı. Kulenin zirvesinde duran Emilia, iki elini de gökyüzüne doğru kaldırarak beyaz ışının çarpması beklenen alanı, devasa buz kubbesiyle kapladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yaratılan kubbenin içine, daha küçük bir kubbe daha eklendi ve ardından küçük bir kubbe daha eklendi. Bu, altı buz kubbesinin gökyüzünü kaplamasına dek devam etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Emilia buz ve kardan yapılma kalkanını hazırlarken Priscilla, parlak parmaklarını gökyüzüne doğru uzattı ve boşluktan yarılıp gelen Yang Kılıcını çıkardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Değerli kılıç birçok göz alıcı mücevherle süslenmişti, parlak kırmızıyla dolu ışıltısı vardı. Ancak içinden taşan ışık, tepesindeki ışık kadar güçlü değildi, fazlasıyla sönük kalmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yine de Priscilla değerli kılıcını alıp, başını kaldırdı ve yukarıya baktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hemen ardından, beyaz ışın en dıştaki kubbeye çarptı; bir saniyeden kısa bir süre içinde de birinci, ikinci ve üçüncü kubbeleri de delip geçerek yeryüzüne hızla ilerledi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak delinip kırılan kubbelerin, amaçlarını hiçbir şekilde yerine getiremediğini söylemek yanlış olurdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Işın, buzun içinden geçtiği için az da olsa açısı değişmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Birinci, ikinci ve üçüncü kubbede açıları azıcık değişse de dördüncü ve beşinci kubbeye geldiğinde, açısı daha da belirgin bir şekilde değişmişti. Son olarak da altıncı kubbenin kırılmasıyla ışının geliş açısı kesinlikle değişmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Beyaz ışın doğruca buz kulesine, onun zirvesindeki ikiliye doğru ilerledi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve ona karşılık vermek üzere, derin kızıl bir parıltı belirdi; bu parıltı, muhteşem ve canlı bir şekilde direnişin ışığına dönüşerek serbest bırakıldı――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

△▼△▼△▼△
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tüm sesler tamamen kayboldu, hayatında ilk kez, on saniye gibi görünen süre boyunca sessizliğin tadını çıkarabildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Belki de bir saniyeden daha kısa sürmüştü ancak bir kez patladı mı şehrin güney kısmından gelerek yayılan şok dalgası, Kale Şehri’ni her yönden sarıp her şeyi tersine döndürmüştü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Binalar temellerinden sökülürken toprak yeryüzünden yükseldi. Kaçacak yeri kalmayan ölü yapraklar gibi savruldu, göklerde süzülen uçan ejder sürüsü bile fırtınanın saldırısına uğradı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Merhametsizce, taraf tutmaksızın her şeyi yutan şok dalgası şehirdeki herkesin üzerine yağdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Doğal olarak da yaralıların bulunduğu geçici hastaneye dönüştürülen şehrin en büyük malikanesinde, yaralıları tedavi etmek için koşuşturan Flop da çarpmanın etkisiyle sarsıldı ve duvara savrularak çarptı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop: [――Hıığ.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kavrayabildiği kadarıyla birkaç saniye, belki on iki saniye veya birkaç dakika bile olabilirdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sırtında, sanki tüm iç organları ters yüz ediliyormuş gibi hissettiren güçlü bir darbe hissetti. Çok fazla acı hissetmedi ama acının daha sonra ortaya çıkması ya da hiçbir şey hissedemeyeceği kadar acı verici bir şey yaşamış olması ihtimali de vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Durum gerçekten böyle olsaydı sıradan hayatına devam etmek, küçük kız kardeşi Medium’un güvenli ve mutlu bir hayat sürmesini izlemek, dünyadan başarıyla intikam alarak elde edeceği başarı duygusunun tadını çıkarmak, yaşlanıp ölümün eşiğine gelene kadar bundan habersiz olmak isterdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Oraya vardığında, yaralarından mı yoksa yaşlılıktan mı öldüğünü ayırt etmek imkânsız olmalıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop: [Bakalım, belki, o kadar da ciddi değildir…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ekstra dikkatli davranarak kendi durumunu dikkatlice değerlendirdikten sonra ayağa kalktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kolları ve bacakları hareket ediyordu, parmaklarının her biri hâlâ olması gereken yerdeydi. Kulaklarını ya da burnunu kaybetmediği için yeterince şanslı görünüyordu, gözleri de yerinden çıkmamıştı. Gardını indirmemeliydi ama aşırı kötümser de olmamalıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Başını sallayan Flop ayağa kalktı, bulanık gözlerini sildi ve çevresine baktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bir zamanlar görkemli ve ihtişamlı olan dekorasyonlar tamamen değişivermişti. Malikânenin içi, kan kokusu ve inilti seslerinin hâkim olduğu bir cehenneme dönüşmüştü. Üstüne bir de az önce meydana gelen şok dalgası eklenince korkunç durum daha da vahim bir hâl aldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tedavi görmüş olanlardan bazılarının ağrıları şok dalgasıyla yeniden alevlenmiş veya daha da kötüleşmiş olabilirdi. Acılarını dindirmeye, onlara yardım eli uzatmaya ihtiyaçları vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop: [Acaba Hizmetkâr-kun ve Utakata-san da iyi midir…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla’yı karşılaştıkları Madelyn’le ilgilenmesi için bırakan Flop ve diğerleri, Rem’le malikâneye giderek yaralılarla ellerinden geldiğince ilgilenerek yardımcı oldular.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Priscilla ve Schult için endişelenirken o da yardım etmişti, sonuncunun gözleri kendini bir şekilde sakinleştirmeyi başardıktan sonra bile hâlâ alev alev yanıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop, o şok patlaması yüzünden her şey boşa gitmiş olsaydı mezarında ters dönerdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Neler oluyor?..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop etrafına bakınırken acıyla konuşan bir ses duydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gözlerini bu sese doğru çevirdiğinde, salonun derinliklerinden dışarı bakan Rem’i gördü. İyileştirme büyüsüne şiddetle ihtiyaç duyan ağır yaralılarla ilgilenenlerden, aynı zamanda az önceki çarpışmanın şaşkınlığını yaşayanlardan biriydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Rem, bastonunu tutarken; yüzünü buruşturarak neler olduğunu görmek için pencereden dışarı baktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop da endişelenmişti, bir uçan ejder sürüsünden veya Dokuz İlahi Generalden birinin tam gücüyle saldırıya geçmesinden daha korkunç bir şeyin olup olmadığını merak ediyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve ondan hemen sonra――
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Rem: [――Korkunç.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Rem’in gözleri irileşti ve yüz ifadesi ciddileşti, aceleyle konağın kapısına doğru koşarak panikledi. Flop, dışarıda ne gördüğünü merak ederek koşarken arkasından “Oka-san!*” diye bağırdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

(Ç.N: Burada “oka-san” derken Subaru’nun eşi yani Rem’den bahsediyor. İngilizcede wife-san yani eş-san diye geçiyor. Rem’e wife-san diye hitap ediyor. Ben Türkçesini de İngilizcesini de beğenmediğim için Japonca “oka-san” şekliyle bıraktım.)
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ağrıyan yanlarına ve dizlerine rağmen Flop, dışarı fırlayan Rem’i takip etti. Konağın ön bahçesine ulaştığında, yere düşmüş bir figürün yanına çömeldi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yaralılardan biri daha, daha önceki çarpışmanın etkisiyle dışarı fırlamış biriydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop, figürün durumunu doğrulayan çömelmiş Rem’e yaklaşırken daha önce konağın içinden göremediği darbenin korkunç etkilerini şimdi anlıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop: [Bu…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Guaral’ın üzerine titrek, beyaz kar taneleri düşüyordu. Güneydeki gökyüzü kalın bulutlarla kaplıydı ve bu bulutların arasından güneş ışınları sızıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Beyaz nefesini dışarı veren Flop, neredeyse fantastik duran bu manzara karşısında ürperdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Birdenbire çevredeki sıcaklık dramatik bir şekilde düşmüştü ve buna ek olarak şu anda ortaya çıkan kadar muhteşem bir manzara vardı. Bir rüyada bile böyle bir sahnenin gerçekleşmesi zordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Başka bir deyişle bunun bir rüya olmadığına dair paradoksal bir düşünceye kapıldı ve bunu üzerine Flop başını salladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Rem: [Flop-san, lütfen bana yardım et. Bu kızı içeri taşımalıyız…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop: [Evet, tabii ki. Bu gizemli gökyüzünün altında yapabileceğimiz tek şey bu. Elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop arkasını dönerek Rem’e yardım etmeye çalıştı. Ardından konuşmasını cümlenin ortasında kesen Flop, mavi gözlerini irileştirdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Nedeni açıktı, yardımını isteyen Rem’in sırtında uzanıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Rem’in daha önceki çarpışmada havaya uçmuş olan ve Rem’in tıbbi yardım için malikâneye götürmelerini söylediği figür küçüktü. Küçük ve zarifti, kafasında iki tane siyah boynuzları vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ardından, belki de sersemlemiş bir halde, kız yavaşça Rem’in arkasından kalktı; keskin pençelerle süslü kolunu gelişigüzel sallamak üzereydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop bir kez daha sesin kaybolduğu, zaman akışının bozulduğu hissini yaşadı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kız ona doğru bakarken Rem arkasında beliren tehdidin farkında bile değildi. O tehdit, yani kız, Rem’e zarar verme niyetinden ziyade; savunma içgüdüsüyle hareket ediyor gibi görünüyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Korkunç bir deneyim yaşamış olmalıydı. Ona empati duyuyordu ama bu, empatiyle değişmeyecek talihsiz ve başa çıkılamaz bir şeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Konağı korumakla görevli Kuna ve Holly’nin az önceki darbenin etkisinden kurtulmaları muhtemelen biraz zaman alacaktı. Görünürde kızlardan hiçbir iz yoktu, bununla başa çıkmaları için onlara güvenemezdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gözleri alev alev yanan Schult, tıbbi tedaviye yardımcı olup savaşçıların moralini destekleyen Utakata, hatta bayılıp bir türlü ayılmayan Heinkel, hiçbirinin onlara yardım edeceğine güvenemezdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gözlerini kapattığında, göz kapaklarının arkasında ona gülümseyen küçük kız kardeşini görebiliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kardeşinin asla zarar görmeyeceği kadar güçlü olacağına dair kendi kendine yemin etmiş olan kız kardeşiyle gurur duyuyordu. Onu kurtaran kişinin, yeminli kardeşinin, ona ve kız kardeşine dünyaya açılma şansını verenlerin sayısı aklından geçiyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Hayatının tadını çıkar, Flop. Fedakârlık salaklar içindir.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Daha önceden onu kurtaran kişi, Flop’un umursamaz yaşam tarzına gülmüştü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu anda da Flop, o zamanki söylediklerinin aynısını söyleyecekti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Flop: [Bana salak denmesi umurumda bile değil.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Çünkü onu seven herkes cevabına alkış tutmuş ve gülmüştü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Rem: [Flop-sa――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İleriye doğru bir adım attı ve uzattığı eliyle Rem’in ince omzunu iterek Rem’i olması gereken yerin dışına itti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ardından, tam pençe harekete geçmişken Rem’in yerine bir aptal araya girdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Kanlar fışkırdı ve Flop O’Connell soğuk zemine yığıldı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

#Ne bölümdü ama! Emilia’nın Priscilla’yla iş birliği yapıp Madelyn’e karşı savaşmaları. Emilia’nın ruh yiyene verdiği tepkiler :D. Bu bölüm fazlasıyla güzeldi, son sahne biraz üzmedi değil.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

#Bu arada Madelyn’in neden sürekli “lan” dediğini de buradan söylemek istiyorum. Çeviride aslında friggin’ demekte, bu da “kahrolası” gibi bir anlamı var fakat ben açıkçası böyle çevirmek yerine, “lan” şeklinde çevirdim.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

#Bu seriyle ilgili yaptığım ilk çeviriydi. Clumsy ablamız kadar olmasa da… Umarım beklentilerinizi karşılamıştır. Sonraki bölümde görüşürüz!
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ



5 7 oylar
Bölümü nasıl buldun?
Lütfen birbirimize karşı saygılı olalım. Spoilerlardan kaçınalım. Güzel güzel yorumlar yazalım!
18 Yorum
En eski
En Yeni En Çok Oy Alanlar
Inline Geri Bildirimleri
Tüm yorumları görüntüle
bilalqv1
Mart 18, 2024 00:07

Bölüm çok güzeldi, elinize sağlık.

Anonim
Anonim
Nisan 15, 2024 13:27

Sağlam çeviri.

Alper
Alper
Nisan 15, 2024 23:08

çeviriçin teşekkürler des

Alper
Alper
Yanıtla  Alper
Nisan 15, 2024 23:10

size nasıl bağış atabilirim

mranimeci
mranimeci
Mayıs 28, 2024 21:44

1 yılın ardından yeni bir çevirmen geldi teşekkür ederiz.

Anonim
Anonim
Temmuz 17, 2024 13:20

Hariqa

Anonim
Anonim
Ağustos 26, 2024 02:49

az kaldı geliyorum 30 bölüm falan kaldı

Anonim
Anonim
Ağustos 26, 2024 02:51

bağış kısmında para falan atabilcek kısım bekşyodum yorum yapın yeterli demişsiniz garip ama +1 puan

Anonim
Anonim
Ekim 11, 2024 11:58

sonuda 2 yılık beklemeye deydi, elinize emeğnize sağlık.

Anonim
Anonim
Ekim 12, 2024 20:16

elinize sağlık

furkan
furkan
Şubat 26, 2025 07:26

Hadi başlayalım

Kansula
Kansula
Mart 3, 2025 14:29

Çeviri için teşekkürler

Kansula
Kansula
Mart 3, 2025 14:29

Çeviri için teşekkürler

yato zero
yato zero
Üye
Haziran 25, 2025 02:00

Elinize sağlık çeviri çok iyiydi

Kənan Muradlı
Kənan Muradlı
Üye
Ağustos 16, 2025 14:35

ceviri icin tesekkurler

⚙️
Scroll to Top