Bölümün ortalama okuma süresi 29 dakikadır. İyi okumalar dileriz.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※
ㅤㅤㅤㅤ
Çevirmen: Bertiel
ㅤㅤㅤㅤ
※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――Biraz bekle, Schwartz. Şimdi, bırak da şunu okuyayım.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bunu söyledikten sonra Gustav, odaya çağırdığı Subaru’ya bi’ an bile göz ucuyla bakmadı. Bakışlarını masaya, elindeki mektuba dikti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, muhafızın önderliğinde Ginunhive’in en üst katına getirilmişti. Lüks görünen bir kapının ardında Subaru’yu basit, sade bir oda karşıladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Geniş odanın içinde iş için kullanılacak; masa, kitaplık ve alet kutusundan başka bir şey yoktu. Oda birinin ne yapacağını bilemeyeceği kadar geniş olduğu için de başlangıçta odayı dolduran daha fazla şey olması pek muhtemeldi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Vali’nin kullanacağı ve işi için gerekli olmayan her şeyden arındırılmış olan oda, oldukça düzenli bir görünüme sahipti; Gustav’ın oyalanmayan doğasını oldukça iyi yansıtan bu durum, tersine güven vericiydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Okuyana kadar beklememi söylüyorsun da burada hiç sandalye yok ki.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav ona odada beklemesini emrettiğinde Subaru ne yapacağını şaşırmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak kendisine beklemesi söylendiği için başka seçeneği yoktu. Şu an için yapacak bir şeyi olmayan Subaru, gözlerini uygunsuz bir şekilde biriyle karşılaşana kadar odanın etrafında gezdirdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru o şeyi bulmuştu, daha doğrusu kendine doğru kayıtsızca el sallarken bulmuştu, diğer kişinin yüzündeyse hüzünlü bir ifade vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
???: [Yoyo Basu, kesinlikle fazlasıyla çalıştın. Gustav-san’la bi’ işin mi var?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, gene aldık belayı başımıza dermiş gibi iç çekti ve kendisiyle bu kadar rahat bir tonda konuşan sahte Cecilus’a doğru yürüdü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ne söyleyebileceğini merak eden Subaru’yla sahte Cecilus arasındaki ilişki yine biraz daha karmaşık hâle gelmişti. Subaru’nun Sparka’ya katılımı bir dereceye kadar sahte Cecilus’un kışkırtması sonucu gerçekleşmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gerçi Subaru, herhangi bir kışkırtma olmasaydı bile Sparka’ya katılacağını düşünüyordu――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ceci, hiç şüphe yok ki sana gerçekten de karşılık vermek istiyordum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Amanın! Bana karşılık vermek fazlasıyla iddialı bir hedef. Sparka’ya bu yüzden mi katılmıştın? Öyleyse üzgünüm.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Üzgün müsün ki?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Hayır, az önce devam eden Sparka’yı izlemeye gitmemiştim bile.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus’un cevabı karşısında Subaru’nun çenesi düştü, Cecilus oldukça kayıtsız bir tavırla dilini çıkardı. Ancak hemen ardından “Piç kurusu” diye bağırma ve öfkelenme isteğiyle doldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun kendisi de Cecilus’un yanıldığını kanıtlamak için oldukça kararlı hâle gelmişti ve Subaru da Cecilus’un söylediklerini kendi gözleriyle görmesini sağlayarak sözlerini geri almasını sağlamak için acele etmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [S-seni, SENİ PİÇ KURUSU!..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Durdurdurdur, kızma yahu! Tamamtamam, kızmak istemeni anlasam da benim de kendime göre sebeplerim var!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [O zaman onları bana söylemeye ne dersin! Sebeplerin iyi olsa iyi olur, yoksa…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Yani görmeden bile sonucu biliyordum, biliyor muydun? Basu mükemmel bir hesaplaşmayla işi çabucak bitirecekti. O zaman benim gitmem için bir neden kalmazdı, hayatım tehlikede değildi sonuçta.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Herhangi bir azarlamaya tepki göstermediği için Subaru sahte Cecilus’tan ve onun değişmeyen tavırlarından uzaklaştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kendine karşı dürüst olan Subaru, yaptığı her şey için Hiain’in ona “ürkünç veledin teki” demesinin doğal olduğunun farkındaydı…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Dışarıdan biri için Ceci’ye de “ürkünç veledin teki” demek oldukça uygun olurdu…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Üstünlüğe ulaşan insanlar her zaman başkalarınca anlaşılmaz olabilirler, bilirsin. Bu durumda, hem Basu hem de ben bu kategoriye giriyoruz.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Yani, beni gerçekten çok düşünüyor gibisin.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Tabii, şimdiye kadar fazlasıyla ikna oldum. Bu yüzden de için rahat olsun; alışılmadık, sıra dışı, cüretkâr ve yanlış yönlendiren eylemlerde bulunmaya devam et!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ben sıra dışı ya da yanlış yönlendirilen eylemlerde bulunmak falan istemiyorum ki!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun dudakları, yarım yamalak bir şekilde bir sürü laf eden sahte Cecilus’u protesto etmek için büküldü. Ardından, atışmaların sonunda masaya çarpan ağır bir ses duyuldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu sesi çıkaran kişinin mektubu okumayı bitirmiş olan Gustav olduğunu gördüler.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav çenesini kavuşturduğu iki koluna dayadı ve kalan iki kolunu masanın üzerine yerleştirdi. Subaru, dört kolla bu gibi havalı şeyler yapabilmesinden etkilenmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Acaba dört elini de bir araya getirip çenene koysaydın çok mu büyük gelirdi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Ihm, güzel soru. Gustav-san’ın yeterince büyük bir yüzü var, yani dört elini üst üste koysaydı mükemmel bir şekilde uyabilirdi. Onları bir dakikalığına üst üste koyabilir misin?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [İkiniz sessiz olma düşüncesinden bu kadar mı yoksunsunuz? Sağduyu dediğimiz şey, birinin mektubunu okumasını bekliyorsanız sessizliğe değer verilmesini emreder.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru & Cecilus: [Ama hiçbir şey söylemedin ki…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Aralarındaki tartışma mantıktan yoksun, çocukça bir tartışma olsa da Subaru’nun ve sahte Cecilus’un bahaneleri örtüşüyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu nedenle Subaru’nun Gustav’a karşı hisleri suçluluk duygusuna dönüşmüştü. Sahte Cecilus’la aynı görüşü paylaşmak, Subaru’nun saçma sapan davrandığını işaret ediyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Gustav-san, üzgünüm. Suç bende…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Düşüncelerin biraz kabul arayışı gibi değil mi? Öyle olsa da hatanı kabul ettiğine için buradaki her şeyi Basu’nun üzerine yıkacağım.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Schwartz, yetkili olarak benim değerlendirmeme göre, özür dilediği için daha mütevazı. Ayrıca, Segmunt’a bu odaya girmesi için izin verdiğimi de hatırlamıyorum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Oh, öyle miymiş? Peki, o zaman neden buradasın, Ceci?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Doğal olarak buradayım çünkü planlarım istediğim yerde, istediğim zamanda olmaktır. Bu adada hiç kimsecikler özgürlüğüme pranga vuramaz, bu yüzden de bunun makul bir yol olduğunu düşünüyorum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus rahat bir şekilde, kimseye boyun eğmediğinden bahsetti. Subaru endişeyle Gustav’a baktı ama Ada’nın Şefi hâlâ kararsızdı, gözleri kapalı ve kaşları çatıktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus’un sözlerinin yalan olmadığı anlaşılıyordu ama elbette ki Gustav’ın bu durumu görmezden gelmeye niyeti de yoktu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ama――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Kimse Ceci’yi durduramıyor gibi, ha?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Tabii ki de. Bu, sözde özel bir muamele. Yani, bu dünyanın ana karakterine yönelik.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Bu tam olarak ne anlama geliyor, pek anlamasam da…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kendine özgü bir şekilde ifade edilmiş olsa da sahte Cecilus’un ne ifade etmeye çalıştığını anlamak zor değildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak sahte Cecilus ifadelerinde yanılmaması durumunda, başka bir büyük tutarsızlık ortaya çıkacaktı. Böyle bir çelişki, Subaru’nun görmezden gelemeyeceği bir şeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Hmm, şey, Gustav-san, benimle konuşmak istediğinizi söylediler de… Ceci de burada kalıp bizi dinlemesinde bir sakınca var mıdır?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――. Segmunt.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Lütfen zahmet dahi etmeyin. Kimse beni dışarı atamaz. Merak etmeyin, konuştuğunuz şey benimle ilgiliyse kulağıma ulaşır, benimle ilgili değilse de çabucak unuturum zaten. Unutabilme yeteneğim inanılmazdır. Şu anda birçok önemli şeyi unutuyor olmam bile mümkün.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Bu hiç de harika bir şey değil ki…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Hem Subaru hem de Gustav, sahte Cecilus’un küstahlığı karşısında pes etmişti ve Cecilus göğsünü şişiriyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sonunda, odadakilerden kimse değişmeden Subaru, Gustav’ın tam önüne doğru yöneldi. Sahte Cecilus, ellerini başının arkasında kavuşturmuş ve sırtını duvara dayamış bir şekilde onu izliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu, son derece tuhaf bir “karakter” tarafından yapılan bir teftişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Arkadaki Ceci’yi unutun, beni çağırmıştınız――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Tabii ki de bu, görevi kötüye kullanmanızdan dolayı ceza aşamasıdır.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Bunda birazcık dolambaçlı davranmıyor musunuz?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Alçak bir ses onun sözünü kesiverdi ve Subaru mırıldanırken kaşlarını çattı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gladyatör Adası’nın kurallarına göre, uyarının ardından ceza gelirdi ve muhtemelen bundan sonra da lanet kuralının sebep olacağı ölüm gelirdi. Nihai sonuç ne olursa olsun, uyarının cezadan sonra gelmesi yanlış bir sıralamaydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru bunu belirtirken Gustav’ın yüz ifadesi kaskatı kesilmişti bile.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Schwartz, yetkili olarak benim önümde, Gladyatör Adası’nın düzenini bozma tehdidinde bulundunuz. Uyarıyı göz ardı ettiniz ve sonuç olarak “ceza” aşamasına geldiniz. Bunun farkında değil misiniz?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Evet, farkındayım.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [O hâlde, yetkili olarak benim önümde, bundan bir daha asla bahsetmeyeceğinize dair yemin etmelisiniz. ――Bu adadan kaçmayı planladığınızı ya da İmparator Ekselansları’nın iradesine karşı çıkmak için başka planlarınızın olduğunu asla söylememelisin.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yüz ifadesi değişmeden, hareket etmeden kaldı. Gözlerindeki bakış ve göz bebeklerinin büyüklüğü de değişmedi. Ses tonu devasa bir kayayı andıran bir sessizliğe sahipti ama yine de âniden yerle yeksan edecek kadar tehtitkâr bir hava veriyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Birazcık bile duygusal olsaydı, örneğin kızgın ya da sinirli olsaydı Subaru’nun bunu anlaması daha kolay olurdu. Ancak Gustav’da ne öfke ne de kızgınlık vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Aşırı derecede güçlü bir görev sorumluluğu var.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Gustav-san, İmparator Ekselansları’na bir minnet borcunuz mu var?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Sorumu geçiştirmeye mi çalışıyorsunuz?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Hiç de bile.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu konuyu geçiştirme niyetinde falan değildi, zaten bunu yapacak konumda da değildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav, Subaru’dan kesin bir yemin almadan gitmesine izin verecek gibi görünmüyordu. Subaru’nun sorusu gerçek Gustav’a duyduğu şüphe ve ilgiden kaynaklanıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Çünkü Gustav’ın İmparator Ekselansları dediği kişinin konumunu kabaca anlamıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [İmparator Ekselansları’yla kişisel bir bağlantım yok. Vali olarak bu adanın yönetimi bana emanet edildi. Kapasitemle görevimin gerektirdiği profesyonel görevlerimi yerine getirmeye çalışmam gayet doğal, öyle değil mi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Aşırı derecede ciddi olmanızın sadece kişiliğinizle ilgili olduğunu mu söylüyorsunuz?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Birinin doğal olarak yaptığı görevleri, yerine getirmesini “ciddi” olarak tanımlamak biraz dürüstçe değil mi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru başını eğdi, onunla dalga geçmeyi amaçlamamıştı ama bu sanki bir iftira olarak algılanmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yine de Gustav’ın cevabı Subaru’nun istediği gibi değildi. Bu, Gustav’ın gerçek niyeti miydi yoksa sadece gizlemek için kullandığı maske olup olmadığını bilmiyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu, Gustav hakkında daha fazla şey öğrenmeden bilinmesi mümkün olmayan bir şeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Gustav-san’ın durumunda, beş ya da on kez denesem bile güvenini kazanabileceğimi zannetmiyorum…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun bugüne kadarki başarıları, içine yerleştirildiği aşırı koşulların yarattığı bir tür “asma köprü etkisi” olduğuna inandığı şeyden kaynaklanıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Hayatların tehlikede olduğu Sparka’nın ortasında, Subaru’nun bilgili bir havayla söylediği sözler, herkesin dikkatini kendi durumlarından uzaklaştırmış gibi görünüyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Onları tanımak, Natsuki Subaru’nun Sparka’nın üstesinden gelebilmesinin en büyük nedeniydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak bu yöntemi Sparka dışındaki biriyle uygulamak oldukça zordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――Schwartz, o yüz ifadesi de ne?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Oh, Gustav-san’ın donmuş kalbini nasıl eriteceğimi merak ediyordum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Kalp ile buz arasında böyle bir ilişki yoktur. Sizden Segmunt’la aynı şekilde konuşmaktan kaçınmanızı rica ediyorum. Kapasitemle bana yük olan baş ağrısı tohumlarını arttırmamak adına.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun anlamsız yorumları ciddiyetle yanıtlanmıştı ve arkada duran sahte Cecilus’tan bir kahkaha duyuldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru ve Gustav bunu görmezden gelmek için iş birliği yaparken bakışlarını değiştirdiler. Ardından, bir kez daha cevaplanmamış soruya döndüler.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Bir kez daha yemin etmelisiniz, Schwartz. Bu adanın bir gladyatörü olarak faaliyetlerinin ötesinde, Vali olarak benim irademe itaat edeceksin. ――İmparator Ekselansları’nın iradesine aykırı herhangi bir şey yapmaktan kaçınacaksın.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru gözlerini kapatarak Gustav’ın sözlerini kafasının içinde tekrarladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Adayı terk edeceğini gururlu bir şekilde beyan etmesi üzerine Subaru, Gustav tarafından uyarılmış ve hâlâ düzeltmeyince de Gustav onu cezalandırmak amacıyla Sparka’ya göndermişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gladyatörlerin söyledikleri doğruysa uyarının ardından ceza takip ederdi ve bu da geçilirse o zaman lanet kuralının cezası başlardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun ne olursa olsun emin olması gereken bir şey vardı. Bu, Subaru ve diğerlerinin Gladyatör Adası’ndan çıkmaları için kesinlikle gerekli olan bir teyitti――.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Schwartz, cevabınız――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――Kesinlikle, NO!]
(Ç.N: Subaru, İngilizce şekilde “no” yani “hayır” diyor.)
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Alçak ses ve ısrarla sorulan soruya karşılık Subaru, göğsünü kabartarak gururla sesini yükseltti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu cevap karşısında Gustav’ın kaşları çatıldı ve sessizliğe gömüldü. Subaru bu sessizliği gördükten sonra, sözlerinin gerçek anlamının az önce söylediği şekilde aktarılmadığını ve bu nedenle yeniden ifade etmesi gerektiğini hemen anladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [“No”, demek “reddediyorum” demektir. Üzgünüm ama söylediklerinizi kabul edemem Gustav-san. Ne kadar aptalca olursa olsun buradan gitmeye çoktan karar verdim bile.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
△▼△▼△▼△
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, anlaşılmamış olabilecek kelimeleri açıklayarak bir kez daha kararlılıkla ilan etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gladyatör Adası Ginunhive’den kaçacağını, bizzat Ada Valisi Gustav Morello’dan başkasına söylememişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun cevabı elbette ki Gustav’ın aradığı cevap değildi. İfadesini ya da gözlerinin yoğunluğunu değiştirmeden, yüzündeki şaşırtıcı sertliğin yatışmasına izin verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Pişip kaynamak üzere olan bir magma gibiydi――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Schwar――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Ah-hahahahahahaha!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Âniden tiz bir kahkaha, patlamak üzere olan magmayı zorla dağıtıverdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Histerik bir şekilde gülen kişi, odanın arka tarafında duran ve konuşmalarına kayıtsızca kulak misafiri olan sahte Cecilus’tu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus histerik bir şekilde gülerken parmaklarıyla gözlerinden akan yaşları sildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Kesinlikle “NO”! Kesinlikle “NO”, diyor. “No”nun ne anlama geldiğini bilmesem de şahsen dediğini gerçekten sevdim, çünkü bana güçlü bir isyankârlık hissi veriyor! Vayyy, Basu, cidden korku ne demek bilmiyorsun, di’ mi? Yatıklarından hoşlanmıyor değilim, aksine fazlasıyla hoşuma gidiyor.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Anladım. Ihm, ben de Ceci’yi ürkünç veledin teki olarak görüyorum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Ahahahaha!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus gülmeyi hiç kesmedi, bir yandan da ayaklarını yere vuruyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus’un şamatalı kahkahalarının araya girmesine rağmen, Subaru’nun Gustav’a olan reddedici sözleri kaybolmamıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Schwartz, yetkili olarak sizi uyardım ve yorumlarınızı geri almadığınız için sizi cezalandırdım. Ayrıyeten, tutumunuzu düzeltmeniz için size bir şans dahi verdim ancak hâlâ bunu yapma niyetinde değil misiniz?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Evet, senden falan nefret etmiyorum, Gustav-san. Nefret ettiğim şey İmparatorluk.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Kapasitemle bireylerden hoşlanma ya da hoşlanmama konusundaki öznel görüşünüzü değiştirme hakkına sahip değilim.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav sevilmemesini umursamadığını söylemişti ancak Subaru’nun Gustav’dan hoşlanmadığı doğruydu. Subaru onu sevip sevmediğine karar verecek kadar iyi tanımıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Birisi hakkında ilk izlenimlere dayanarak karar vermek çok saçma bir karar olur.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Tabii, hoşlandığım bir kızın elini kiss’lemedikleri sürece.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
(Ç.N: Kiss, öpmek anlamına gelir.)
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Kendi kendime konuşuyordum, konudan tamamen alakasız biri hakkında.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, ağzından âniden çıkan kelimelerden pişmanlık duyarak Gustav’a baktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav’ın bakış açısına göre, Subaru başa çıkılması en zor çocuk olmalıydı. Subaru’yu cezalandırma bahanesiyle Sparka’ya göndermiş olsa da Subaru herhangi bir pişmanlık zerresi dahi göstermemişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav, Subaru’nun bunu bir ceza olarak kabul etmediğini kesinlikle anlamıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ve öyleyse――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Uyarmanın ve cezalandırmanın ötesinde beni azarlayacak mısınız, Gustav-san?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――. Görüşünüzü geri almazsanız en kötü ihtimalle, ben, yetkili olarak bana verilen yetkiye dayanarak bunu yapmak zorunda kalacağım.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Oh, anlıyorum… O zaman neden yapmıyorsunuz?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru başını eğerek Gustav’a sanki hiçbir şey olmamış gibi cevap verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun sözlerini duyan Gustav’ın ifadesi hafifçe değişti. Bu kaşlarını kırıştırmak ya da ovuşturmak gibi bir eylem değildi, aksine yanakları sertleşti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu daha ziyade acı bir noktadan vurulmuş birinin tepkisiydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Adadaki tüm gladyatörlere konulan lanet kuralını beni cezalandırmak için kullanabilirsiniz. Ben kendisine söyleneni yapmayan arsız bir veledim ve Gustav-san buranın valisi, bu yüzden beni ibret olsun diye cezalandırmak gayet kabul edilebilir bir şey. Yapabilirsiniz tabii. Ama…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Gustav-san, bunu yapmayacaksınız. ――Hayır, yapamayacağınızı düşünüyorum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sessizliğe gömülen Gustav’dan herhangi bir yanıt gelmedi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru düşüncelerine devam ederken sessizliğin ne anlama geldiğini anlamaya çalıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Lanet kuralı, Ada’daki gladyatörlerin korkmalarının ve hareketlerinin kısıtlanmasının ana nedeniydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Üzerlerinde lanet işareti bulunan gladyatörler, Vali Gustav’ın isteğine bağlı olarak hayatlarından mahrum bırakılabilirdi. Subaru, Gustav’ın bu caydırıcılığı kullanamadığından şüpheleniyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Uzun zamandır burada yaşayan ihtiyar gladyatör Null’a sordum. Gustav-san’ın gelişinden önce Gladyatör Adası’nın kanunsuz bir yer olduğunu ve daha çok insanın yaralanma veya hastalıklardan öldüğünü söyledi. Ama Gustav-san geldiğinden beri işler çok değişti. Artık daha az insan ölüyor.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Bu Şef’in doğal olarak görevidir. Öncelikle, bir gladyatör hayatını Ada’nın gösterileri için kullanmalı ve diğer faktörler nedeniyle de hayatını kaybetmekten mümkün olduğunca kaçınmalıdır. Gösteriler dışında, günlük ölüm maçları için de aynı durum geçerlidir. Gerilimi ve yetkinliği sürdürmek için fırsatlar sağlanır ancak gerçek durum dışında ölümden kaçınmak da en az onlar kadar önemlidir.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Evet, Gustav-san mümkün olduğunca gereksiz gladyatör kaybını önlemek istiyor. Burada geçirdiğim günlerde ben de bunu hissettim. Şaşırtıcı bir şekilde, iyi bir çalışan refahınız var.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Chalishan lefağı* mı, kalbimi hızlandıran bilmediğim daha fazla kelime!
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
(Ç.N: Subaru kulladığı “refah” anlamındaki (福利厚生) bu kelime, modern Japoncadır; dolayısıyla Cecilus bunu bilmeyerek yanlış telaffuz ediyor. )
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus, Subaru’nun sorgulamasında bir şeye takıldı ancak Subaru rolü sözlük oynamayacaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru için bile şu anda çok önemli bir andı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Bence Sparka’da ölümlere izin verilmesinin nedeni, gladyatörlerin kalitesini korumak ve belki de diğer gladyatörleri tetikte tutmak içindir.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Daha önce söylediğim gibi bir kez gladyatör olduğunuzda, buradaki kurallar fazlasıyla hoşgörülüdür. Ancak gladyatörlerin buradaki hayatlarında tembellik etmeyi öğrenmeleri istenmiyor. Bu nedenle de Sparka’ya katılmak zorundalar. Bu onları daha gergin yapsa da aynı zamanda… Güvende hissettiriyor.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Güvende mi, nasıl?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Gladyatör olmayı başarmış olmamız rahatlatıcı. İşte bu yüzden de güvende hissediyoruz.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav’ın sorusuna Subaru, net bir şekilde gözlerinin içine bakarak cevap verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, Gustav’ın eylemlerinin ardındaki amacı düşündüğünde, birçok yönden doğru olduğunu düşündü. Elbette ki asıl noktayı kaçırmış olma ihtimali vardı ama sorarak kaybedecek pek bir şey de yoktu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sadece alay edildiğinde ya da açıkça reddedildiğinde kaybedilecek bir şey olurdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ama Gustav ikisini de seçmedi, bunun yerine sessiz kaldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Gustav-san gladyatörlerin ölümlerini mümkün olduğunca önlemek istiyor… Öte yandan, gladyatörlerin kendilerini kaptırmalarını veya itaatsiz olmalarını istemiyordu. Sparkalar da bu yüzden kullanılıyor. Bu şekilde düşündüğümde, doğru olduğunu hissediyorum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Kulağa makul bir teori gibi geliyor. Ancak yetkili olarak neden lanet kuralını etkinleştirmediğime dair makul bir kanıt değil. Bu sadece sizin temenniniz.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Bu konuda bir başka dayanak daha var… Asi ve kendini kaptıran biri, Ceci.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Hah, ben mi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru başparmağını kaldırarak sırtını işaret etti ve sahte Cecilus’un gözlerini Subaru’ya dikmesine neden oldu. Gustav’ın gözleri o yöne kaydığında, Subaru genişçe başını salladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus, Subaru ve Gustav arasındaki tartışmaya açıkça katılması da dahil olmak üzere, kural tanımaz davranışlarıyla diğer gladyatörlerden bir adım öndeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Doğal olarak da sahte Cecilus’a bir tür uyarı ve ceza verilmeliydi ancak bu, Subaru’dan farklı bir şekilde onun üzerinde hiçbir etki yaratmadı. Durum buysa sahte Cecilus’un Subaru’dan önce cezalandırılması şaşırtıcı olmazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Buna rağmen hâlâ Ceci güvende. Gerçi, Ceci’nin Gustav-san’ın gözdesi olması da mümkün ancak Gustav-san için durum böyle gözükmüyor.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [Oldukça anlayışlı. Yetkili olarak Segmunt’a karşı herhangi bir sempati beslemiyorum. Herhangi bir hoşlanma ya da hoşlanmama durumunun görevlerime yansımasına izin vermeme konusunda kararlıyım.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Yoyoyo? İnsanların benden hoşlanmadığını mı söylüyorsun? Tanrım, gittiğim her yerde ana karakter rolünü çaldığım için özür dilerim.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Mental gücün amma da fazla…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus bu doğrudan suçlamaya rağmen oldukça kayıtsızdı. Bu kadar cesur olmadan onun gibi bir kişiliğe sahip olmak zor olurdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ne olursa olsun, sahte Cecilus’un varlığını sürdürmesi Subaru’nun teorisi için oldukça güçlü bir temel oluşturuyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Başka bir deyişle――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ceci de cezalandırılmıyor. Ben de Gustav-san için en az Ceci kadar ya da daha fazla göze batan biriyim. Bunun da ötesinde, az önce söylediğiniz şeyi yapmayı reddetmeme ne diyorsunuz?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Beni lanet kuralıyla mı cezalandırmayı düşünüyorsunuz?.. Gustav-san, n’apacaksınız?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav’ın gözleri Subaru’nun sorusu karşısında belli belirsiz kısıldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Çok Kollu Kabile’nin adamı Gustav; dört kolunu masanın üzerine koymuş, çenesini ikisinin üzerine dikmiş, diğer ikisini de masaya sarılır gibi dayamış, Subaru’nun cevabını bekliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu sözleriyle Subaru’nun niyetleri kesinlikle Gustav’a iletilmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ona yapmasını söylemek, onu kışkırtmak―― Subaru’nun amacı bu değildi. Daha çok onaylamaya çalışıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
――Gladyatörlerin hayatlarını elinde tutan “lanet kuralı” diye bir şeyin olmadığını doğrulamaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav sert görünüşü ve baskıcı tavrıyla göz korkutuyordu ama onun Ada’yı yönetirken çok dikkatli olduğuna inanıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
İmparator’un talimatlarına uymaktaki niyeti ne olursa olsun ve görünüşüne rağmen Gustav, Ada’daki gladyatörleri şiddetle değil; kurallarla yönetmeyi başarmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Biri Sparka’nın üstesinden gelir ve gladyatör olursa yeni durumlarından dolayı gladyatörler yumuşayacak ve isyankâr olmayacaklardı. Ve düzenli olarak Sparkalar düzenleyerek de onları tetikte tutarsa, başka bir Sparka’ya katılmanın kendi istekleri dahilinde olmadığını düşünmelerini sağlarsa o zaman cezanın önündeki lanet kuralına düşmek isteyen kimse olmazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu iki taraflı güvenlik ağıyla var olmayan lanet kuralının zinciri -tabiri caizse- gladyatörlerin ayaklarını yere bağlı tutuyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu, Subaru’nun Gladyatör Adası’nı saran “lanet kuralı” sisteminin gerçek şeklini anlamasıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bunun doğru olup olmadığını da Gustav’ın sonraki eylemleriyle ortaya çıkacaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kışkırtılır ve lanetin varlığı sorgulanırsa Gustav’ın koyduğu tüm kurallar çiğnenmiş olacaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bunu önlemek için Subaru’nun kesinlikle lanet kuralı ile cezalandırılması gerekecekti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru cevabı anlamaya çalışarak Gustav’a bakmaya devam etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun bakışlarıyla karşılaşan Gustav bir süre sessiz kaldı ve ardından――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav: [――. Seni cezalandıracağım. Schwartz, seni bir sonraki Sparka’ya göndereceğim.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
――Gustav, sanki pes etmişçesine Subaru’yu hayatından vazgeçiremedi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
△▼△▼△▼△
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Kesin zafer hissi verdi doğrusu, peki sen nasıl hissediyorsun Basu?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav’ın ofisinden çıkar çıkmaz, hemen yanındaki sahte Cecilus ona bunu sordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu kaygısız tavrı gören Subaru derin bir iç çekti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ne diyorsun sen? Sen benim düşmanım mısın Ceci? Yoksa müttefikim mi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Tanrım, amma da garip bir soru. Seni ve geyik kızı gölden çıkarma zahmetine katlanan bendim, hatırladın mı? Orada olmasaydım, senin ve arkadaşının ölebileceğini düşünürsek bu benim hangi tarafta olduğumu açıkça ortaya koymuyor mu?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Evet, tabii. Peki, sen benim düşmanım mısın? Yoksa müttefikim mi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Sence hangi rol daha ilginç olurdu?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, sahte Cecilus’un bir soruyla yanıtladığı uzun ve faydasız monoloğuna aldırış etmeden bir kez daha sordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu küstahça bir soruydu ve Subaru’nun bir an için sinirlenmesine neden oldu ancak Gustav’a karşı bakışıyla karşılaştırıldığında tamamen farklı bir tona sahipti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav’la yapılan görüşme, ileride büyük bir fark yaratabilecek kritik bir dönüm noktası olmuştu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ama sahte Cecilus meselesi――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Hangi tarafı seçtiğimin önemi yok, Ceci o anki ruh hâline göre karar verecektir.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Doğru tahmin. Bu arada, şu an için senin tarafına eğilimli olduğumu söyleyebilirim. Şimdilik içgüdülerim, bana Basu’nun tuhaf hareketlerini izlemenin daha ilginç olacağını fısıldıyor. Hatta ben bile ruh hâlime güvenemem, bu yüzden çok dikkatli olsan iyi olur.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [En azından kendi direksiyonun üzerinde sağlam bir kontrol sahibi olmanı isterdim…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus sadece huysuz bir insan olmaktan ziyade, çok tehlikeli bir huysuzdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Çeşitli oyunların ve mangaların kahramanlarının, parti üyelerini bu kadar iyi seçmelerinin şaşırtıcı olduğunu düşünüyordu; sanki onlara savaş delileri ve çıldırmışlar eşlik ediyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Düşünüldüğünde, İmparatorluğa geldiğinden beri parti üyelerini seçmekte hep zorlanmıştı. Bu yüzden Subaru kendisi için üzülüyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Emiliase ve Beatromin eksikliğim ölümcül seviyelere ulaşmak üzere.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Hoho, yine değişik değişik kelimeler. Bunlar da Basu’nun memleketinden gelen yerel kelimeler mi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Daha çok benim uydurduğum kelimeler, varlığımın yarısını oluşturan hayal maddeleri gibi.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bir yarısı şefkatten yapılmış bir ilaç gibi, Subaru’nun varlığının yarısının sevdiklerine duyduğu sevgiden oluştuğunu söylemek abartı olmazdı. Bu bir abartıydı ama o bunun arkasında duracaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav’la daha önce yaptığı konuşmanın bu kadar önemli olmasının nedeni de buydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ceci’nin haklı olması can sıkıcı ama kesinlikle istenen tepkiyi aldı.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Bir sonraki Sparka’ya katılmak mı? Ya da…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Tabii ki lanet kuralı tarafından öldürülmemekten bahsediyorum. Sparka’ya gelince… Eh, evet.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, İmparator Ekselansları’nın isteklerine karşı gelerek Ada’dan kaçma niyetini açıkça beyan etmişti. Gustav’ın onu kullanarak cezalandırmadığını görünce lanet kuralının uygulanması neredeyse imkânsızdı―― Hayır, Gustav böyle bir şey yapamazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ve bu teyit üzerine, kendisine bir sonraki Sparka’ya katılma cezası verildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Her halükârda Basu için büyük bir darbe değildi, zaten Sparka’ya katılmayı planlıyordu.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Bunu zaten yapmayı planladığımı söylemek biraz abartılı olur. Mecbur olmasaydım Sparka gibi korkutucu bir event’e* katılmak istemezdim.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
(Ç.N: Event, etkinlik demektir. Burada event’in anlamını anlamaya çalışıyor.)
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Anladım, anladım, kaptım olayı. Bir şeyleri canlandırmak için kullanılan deyim gibi bir şey, değil mi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Hayır be öyle değil!?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, sahte Cecilus’un haksız şüphesine karşılık verirken dilini azı dişinin arkasına sürttü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bugünkü gibi başka bir Sparka’ya daha katılırsa yine “ilaca” güvenmek zorunda kalacaktı. Bu iç karartıcı bir düşünceydi ama kaçınılmazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Her durumda――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Aklımdaki bir başka plan daha ilerledi. Ceci’yle ilişkim daha ne kadar sürecek bilmiyorum ama benim… Hayır, daha doğrusu, sakın yoluma çıkayım deme.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Her mücadeleden sonra bunları söylendiğin için bu sözleri aklımda tutacağım. Peki, şimdi n’apacaksın Basu?..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Onların bu konuşması sırasında Subaru ve sahte Cecilus gladyatörlerin toplandığı yaşam alanına iniyorlardı. Sahte Cecilus’un tuhaf sözleriyle Subaru’nun gözleri fal taşı gibi açıldı ve başını çevirerek onun baktığı yöne doğru baktı――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
???: [――Schwartz-sama.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Salonun ortasındaki masayı işgal eden grubun sonunda dururken Subaru’ya seslenen kişi Tanza’ydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru ve sahte Cecilus’un geldiği salonda, yemek alanında, şimdiye kadar gördüğü en fazla sayıda gladyatör vardı. Ve onların merkezinde Subaru’nun Biriminin üyeleri vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Antisosyal Weitz, sosyal anksiyetesi olan Idra ve içine kapanık olan Tanza’nın orada olması fazlasıyla garip görünüyordu. Ancak gürültücü ve sahte kabadayılıklarla dolu Hiain’in orada olması o kadar da garip değildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak Subaru’yu böyle bir kadronun beklenmedik olmasından daha çok şaşırtan şey――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ihhm, herkesin nesi var? Birdenbire her şey sessizleşiverdi.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yanağını kaşıyan Subaru, zoraki bir gülümseme takınarak salondaki insanlara sordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Nedense Subaru ve sahte Cecilus odaya girer girmez herkes sessizleşti ve sanki onları inceliyorlarmış gibi dikkatle bakmaya başladılar.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Herkes: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sessizliklerini koruyarak Subaru ve Cecilus’u gözlemlediler―― Hayır, Subaru’yu gözlemlediler.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu, onu rahatsız eden ilk şeydi. Sahte Cecilus’u görmüş ve sessizliğe gömülmüş olsalardı tepkilerinin sebebini anlayabilirdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Çünkü sahte Cecilus gladyatörler tarafından korkulan ve nefret edilen ürkünç veledin tekiydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak baktıkları sahte Cecilus değil, Subaru’ydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [Schwartz-sama, dönüşünüzü bekliyorduk.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza yavaşça Subaru’ya yaklaştı, hâlâ onların tepkisi karşısında şaşkındı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza’nın kibar sözleri Subaru’nun tüylerini diken diken etti ve “Ah, evet” diye karşılık verdi. Tanza’nın kibar konuşma tarzı onun için normal olsa da nedense her yere yayılan bir gerginlik hissi vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Daha doğrusu gerginlikle dolup taşan Subaru ve Tanza değil, tüm salonun atmosferiydi. Salonda huzursuz bir hava vardı ve bu his farkında olmadan onu boğuyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Geri dönmemi beklediğini söylemiştin… Oh, Gustav-san’ın beni neden aradığını merak ediyordun, değil mi? Endişelendirdiğim için üzgünüm. Her şey yolunda gitti…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [Hayır, bu önemsiz.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Önemsiz mi!?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [――Daha da önemlisi…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru sözünün bu kadar çabuk kesilmesine şaşırdı ancak hızla ona yaklaşan Tanza tarafından susturuldu. Tanza’nın ne kadar güçlü olduğunu görünce bir “Oof” ile geri çekildi ancak sahte Cecilus tarafından arkadan yakalandı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru bir göz attığında, her zamanki gibi neşeli görünen sahte Cecilus’un kaçış yolunu kapattığını gördü; yüzü kafasının düşüncelerden arınmış olduğunu gösteriyordu. Bu Subaru’yu kızdırdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [Schwartz-sama, sormak istediğim bir soru var. Lütfen cevaplar mısın?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Oouh, ım, evet, tabii. Cevaplayabileceğim bir şeyse…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [――Schwartz-sama, babanız hakkında.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Babam hakkında mı?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza yüzünde uysal bir ifadeyle ona bir soru yöneltti ve Subaru ne demek istediğini anlamayarak kaşlarını çattı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza, Subaru’ya öyle bir hızla öyle önemli bir havaya bürünerek gelmişti ki ona babasını soruyordu. Dahası bu sorunun sadece Tanza tarafından değil, Tanza ve diğerleri tarafından da gündeme getirildiği anlaşılıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’ya bakan gladyatörlerin bakışlarındaki sıcaklık giderek artıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Hiain, Weitz, Idra ve doğal olarak diğer gladyatörler de nefeslerini tutmuş; Subaru’nun Tanza’nın sorusuna ne cevap vereceğini merakla bekliyorlardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bunların hiçbiri ona mantıklı gelmiyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ama――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Bil diye söylüyorum, sana babamdan bahsedersem upuzun bir hikâye olur, tamam mı?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [Lütfen kısa olmaya çalışın.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Hem soruyorsun hem de şart koşuyorsun!? Hadi ama cidden mi!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Başını sert bir şekilde kaşıyan Subaru somurtkan bir şekilde “Ugh~” diye homurdandı. Ancak bu tür bir tavır Tanza ve diğerlerinin ilgisini başka yöne çekmeye yetmedi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru onlara babasından bahsetme konusunun neden açıldığını anlamamıştı ama.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Babam benim idolüm. O süper havalı, bir sürü insan onu seviyor ve her zaman herkesin dikkat merkezinde. Ne diyebilirim ki karizmatik… Sanki doğal bir lider mizacıyla doğmuş gibi, o inanılmaz biri.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [――! Her zaman herkesin dikkat merkezinde…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Birçok insan ona güveniyor, işi de fazlasıyla zor görünüyor ama gene de her zaman benim için vakit ayırıyor ve bana birçok şey öğretiyor… Ben, biliyorsunuz işte, ona çok saygı duyuyorum. O süper havalı.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Konuşurken babasının yüzü, annesinin yüzü, onu sevenlerin yüzü aklına geldi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru gözlerinin arkasında âni bir sıcaklık dalgası hissetti ve göğsünü tuttu. Şimdi bu diğer dünyadayken, ikisini hatırlamak hem sevinçli hem de çok acı vericiydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ama ne kadar acı verici olursa olsun; değerli ebeveynleri, Subaru’nun bugünlere gelmesinde onu destekleyen direklerdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [Schwartz-sama, yani…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Evet…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza bir sonraki sözlerini söylemeden önce bir an tereddüt etti, belki de Subaru’nun ifadesinde gördüklerini dikkate almıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak tüm bunları söyledikten sonra, Tanza ona ne sorarsa sorsun Subaru alınmayacaktı. Bunu düşünen Subaru, Tanza’nın bir sonraki sözlerini bekledi ve bir süre bekledikten sonra Tanza şöyle dedi――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [Babanızın adı neydi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Bu…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, Tanza’nın sorusuna cevap vermeye çalıştı ama tereddüt etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru duygusal bir hisle her zamanki gibi “Natsuki Kenichi” diye cevap vermeye çalıştı ama bu biraz karmaşık olacaktı. Subaru, Gladyatör Adası’nda “Natsuki Schwartz” olarak bilindiğinden; soyadı ve ilk adının kombinasyonu tersine çevrilmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Öte yandan onlara “Kenichi Schwartz” gibi başka bir isim söylemek, çok az fayda sağlayarak karmaşıklığı artıracaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru bir an tereddüt etti ve sonra dedi ki――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Üzgünüm. Sana babamın adını söyleyemem.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [――Hık.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Tanza?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru cevap verdiği anda, Tanza’nın ifadesi açıkça görüldüğü üzere sertleşti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gözleri geniş ve dalgalıydı, yuvarlak yanakları gerilmiş ve gergindi. Tanza’nın karşısındaki tepkisi Subaru’yu şaşırtmış olsa da tek tepki bu da değildi――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz: [Bunun şaka olmadığı belli oldu gibi…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
İdra: [Mümkün mü ki? Şey, hayır ama bizi buraya getiren o davranıştı.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Hiain: [B-bak, demiştim ki! Ne dersiniz, hâlâ deli miyim? Yo, oy!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Başlarında Subaru’nun Birimi’nin üyeleri olmak üzere salondaki gladyatörler bir anda kargaşa çıkarmaya başladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Karşılıklı bakışmaları ve gürültülü konuşmaları Subaru’da büyük bir şaşkınlık yarattı. Herkesin bu kadar şaşırmasının sebebi ne olabilirdi ki?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ihm, çocuklar?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Herkes: [――!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru onlara seslenir seslenmez kargaşa dindi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru orada bir yalnızlık acısı hissetti ve hemen ardından――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz: [Schwartz her kim olursan ol, senin hakkında farklı düşünmeyeceğiz…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Böylece, endişeli görünen Subaru’yla ilk konuşan Weitz oldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz’in yüzünde ve vücudunun her yerinde korkutucu görünümlü dövmeler vardı ancak söylediği sözler Subaru için duyduğu endişeden kaynaklanıyordu ve muhtemelen onu rahatlatmayı amaçlıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Idra: [B-ben de katılıyorum. Yani, artık anlıyor gibiyim. Seninle iş birliği yapmaya fazlasıyla hazırım… Schwartz.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Hiain: [Evet, evet, doğru! Neyin var lan! O da farklı değil! O da bizim gibi bir gladyatör, o kardeşim gibidir!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz’in sözlerinin ardından Idra göğsünü yumrukladı ve yanına koşan Hiain kolunu Subaru’nun omuzlarına doladı ve o konuşurken gladyatörlere döndü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Idra bir yana, Hiain’in davranışı Subaru’yu bile şaşırtmıştı ama――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
???: [――Evet! Harika çocuktur, şu Schwartz!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
???: [Sıradan birisi olmadığını biliyordum! Bunu açıklamanın tek yolu buydu!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
???: [Evet, hizmet ettiğimiz şey Kılıç Kurdunun rehberliği! Bugünün nimetleri ve servetleri için teşekkür ederiz!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Biriminin üç üyesinin sözleriyle tetiklenen sessiz gladyatörler tezahüratlarla patladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Salonda yankılanan sesler o kadar yüksekti ki sanki tüm Gladyatör Adası’nı sarsacakmış gibi geliyordu ve Subaru’nun şaşkınlığı sesler dönüp durdukça daha da artıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak bu sürprizi tam olarak algılayamadan Subaru, Hiain tarafından şiddetle itilmeye başlandı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Hiain: [Yoyo, bugünün Sparka’sını kutlamayı henüz bitirmedik bile! Bu sefer büyük sıçramayı yapan sendin, o yüzden bağır gitsin, kanka!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz: [Hiain, sadece kendi çıkarını mı düşünüyorsun!?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Hiain: [Her şey yolunda, hadi kankama yer açın! Et ve içki getirin!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Hiain tarafından itilen Subaru, büyük ve onursuz bir gülümseme takınarak büyük gladyatör kalabalığının ortasına sıkıştırıldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bugünkü Sparka’da birlikte savaştığı Orson ve takım arkadaşları, iyileşme odasından döndükten sonra Subaru’nun gelişini mütevazı bir kadeh kaldırarak karşıladılar.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Orson: [Bugün için çok teşekkürler Schwartz. ――Bizimle olman çok güzeldi.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, gözleri yaşlı kertenkele adamları tarafından karşılandığında kelimeleri boğazında düğümledi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Söylemek istediği bir yığın şey ve aklına takılan bir sürü soru vardı ama şu anda sarf edilen sözler, Subaru’yu Sparka’yı üstlendiği için ödüllendirmeye yeter de artardı bile.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Beni de kurtardığınız için teşekkürler.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Böylece üç gün sonra ilk kez gelen, birbiri ardına getirilen kemikli etleri onlarla paylaştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
△▼△▼△▼△
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [――Hanımefendi, onlarla gürültü yapmayacak mısınız?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: […Durumum biraz karışık.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gürültüyle birbirine karışan insan kalabalığına bakarken Tanza, kendisiyle konuşan çocuğa verdiği cevaba bir iç çekişle karışık bir yanıt verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Boyu ve uzuvlarının uzunluğu dışında tanıdığı birine tıpatıp benzeyen bir çocuk. Onun durum hakkında ne kadar çok şey bildiğini bilmediği için duygularını ona ifade etmekte tereddüt ediyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Doğal olarak bu, Hiain’in ortaya çıkardığı siyah saçlı çocuğun şaşırtıcı kimliğiyle ilgiliydi ama aynı zamanda Tanza’nın o kişiyle karşılaştığında hissettiği karmaşık duygularla da ilgiliydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [Yorna-sama…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ellerini kimonosuyla birleştirirken Tanza sevgili efendisini düşündü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ardından, Yorna’nın taşıdığı dilek, bu dilekle ilgisiz olmayan kişi ve o kişiyle ilgisiz gibi görünmeyen çocuk, hepsi karmakarışık bir şekilde dönüp durdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sadece, açıkça söylemek istediği bir şey varsa――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [―― Schwartz-sama’ya güvenmekten başka çarem yok.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Buna böylece inanmak onun için gerçekten uygun muydu ki? Bu şüpheler ortadan kalkmıştı, en azından bu kadarı doğruydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tüm bunlardan sonra birlikte ne kadar ileri gidebileceklerini bilmese bile.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Anlıyorum, gerçekten de kaybolmuş bir durumunuz var; ortada gerçekten de bir keder var gibi, di’ mi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Ah canım benim, Basu da ne kadar da suçlu bir adam, di’ mi! Şimdi, şimdi, bakalım.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yanındaki çocuğun, onun duygularını umursamadan, ağzının kenarından parlak bir şekilde gülümsediğini gördü. Ancak bu gülümseme, çocuğun şimdiye kadar gösterdiği tüm gülümsemelerden daha tehditkâr görünüyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza çocuğun sonraki sözlerini dinlerken hafif bir ürperti hissetti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ve o sözler――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [――İşler yakında hareketlenmeye başlamazsa muhtemelen sabrım tükenecek. Şaka yapıyorum şaka!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
#Gene bir tık uzun bölümün sonuna geldik. Bu aralar bölümler hızlı geliyor çünkü hem bu aralar çok dolu değilim hem de ben de sizin gibi bir okuyucuyum. Site hangi bölümdeyse ben de orada oluyorum ve bence şu anda bölümler çok güzel gidiyor. Bölüme gelecek olursak gene bol konuşmalı bir bölüm oldu. Lanet kuralının mantığını az buz öğrenmiş olduk. Ayrıca, Subaru’yu tanımasaydık imparatorun çocuğu olabileceğini düşünürdüm. Çünkü babasına karşı söylediği sözler kesinlikle bir imparatora yakışırdı. Eh, tabii ki de babası süper havalı olsa da normal bir insan. Evet, bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım hem bölümü hem de çeviriyi beğenmişsinizdir. Okuduğunuz için teşekkürler, sonraki bölümde görüşürüz!
Çeviri için teşekkürler
Okuduğunuz için teşekkürler!
Şimdi surda minik halibel de olacaktı al sana wrath if üçlüsü çok sevimli olurlardı
Olum çok iyu olurdu hayali bile güzel
çeviri için teşekkürler
Çok absürt bir soru olacak ama Animenin sonundan buraya kadar gelmem ne kadar zamanımı alır
Bu okuma hızınıza göre değişir, açıkçası ben kısım 4’ü iki ayda okumuştum, kısım 5’i bir ayda, kısım 6’yı güncel takip ettiğim için 3 ay falan sürmüştü ama okusan 1,5 ay falan sürerdi, tabii böyle desem arada boşluklarım oldu ve ben güncel olarak olduğum için yaklaşık 4 yıl falan sürdü ama senin en fazla 6 ay sürer o da baya yavaş okursan olur
bölüm için teşekkürler
https://media1.giphy.com/media/v1.Y2lkPTg5OGZmOWM5Nzl2ajU1OHdqbGY2Z2o2YjZwdjB5eGpnbXBncDIwdXJzdHRicGF3eCZlcD12MV9naWZzX3NlYXJjaCZjdD1n/fYE2tuqJ55uVLW4m32/giphy-downsized-small.mp4
Haha
Bölüm için teşekkürler. Subaru bu arkta her şey oldu kadın oldu imparatorun yandaşı oldu imparatorun çocuğu oldu bundan sonra ne olacağını düşünmeyi yorum