Bölümün ortalama okuma süresi 3 dakikadır. İyi okumalar dileriz.

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※
Çevirmen: Shaweth
Destekçilerimiz: Donatus, Echi_dna, Akari, Nurullqhx, Atakan Soner, Misertus, shingokuz, Lewysi, Taha Kurt, Künefe, agaligim, Katlicia, Lavedos, God’s Clown, Feylix, Samte
Destek vermek isterseniz TIKLAYIN!
Discord’a gelmek isterseniz TIKLAYIN!
※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※
──Bazen Rem, onun kafasının gerçekten çalışıp çalışmadığından ciddi ciddi şüphe ederdi. Örneğin, Rem mola vaktinde onu yerde uyurken gördüğünde olduğu gibi.
Rem: “Subaru-kun, böyle bir yerde uyursan üşüteceksin.”
Sıcak güneş ışığıyla boyanmış terasta, uyuyakalmış Subaru’yu uyandırmamak için Rem, “incecik bir sesle” ona fısıldadı.
Onu uyandırmamış olması -her ne kadar uyandırmak üzereymiş gibi görünse de- Rem’in büyük bir ahlâk anlayışına sahip olmasındandı.
Rem: “Aman ya, Subaru-kun gerçekten iyi durumda değil.”
Bunu mutlu bir ses tonunda söyleyen Rem, güneşin tadını çıkaran Subaru’nun yanında kalmaya karar verdi. Sonuçta iş hazırlığa bakardı. O andan itibaren Rem’in telaşlı hâli gözle zar zor fark edilebiliyordu, işini oldukça hızlı ve özenli şekilde hallediyordu.
Subaru’nun yanına yakındaki sandalyeyi çekti ve uyumakta olan Subaru üşütmesin diye üzerini örttü. Devamında, uyanınca canı çekerse diye masaya atıştırmalık ve çay koydu. Ablası Ram’ın gelip bölmediğinden emin olmak için de ona zemin katta bir iş verdi.
Emilia’ya atıştırmalık ve çay ikram ederek kendi odasında dinlenmesini söyledi. Ardından, Roswaal’ın kendini ofisine kapatacağından emin olmak için tüm belgeleri topladı ve ona teslim etti. Beatrice’in ortaya çıkma ihtimaline karşı, etrafındaki tüm kapıları kapattı. Ve -son ama en önemlisi- Rem, Natsuki Subaru’nun yanına oturdu.
O zaman bile Rem, “Subaru-kun’un gölgesinden asla ayrılma” şeklinde kendini kısıtlayan o kuralı koyduğundan beri aklından çıkarmamıştı. Subaru kusmuğu gibi koksa bile, elinden geldiğince onun yanında duracaktı.
Ama yine de Rem -tutkusunu hiç bastırmadan- Subaru sınırına ulaşana kadar onun yanında kalmak istediğini söylemişti. Belirgin bir şekilde Rem sürekli Subaru’ya bakıyordu, bakışları âdeta onu delip geçecekmiş gibiydi.
Rem: “Aa~ah… Subaru-kun çok tatlı…”
Başka zamanlarda yumuşak bakışlarını kimseciklere dahi göstermeyen Rem, iş Subaru oldu mu -uyku hâlinde olsa bile- yüzünü zevkle seyrederdi.
Genelde keskin bakışları gereksiz yere göz korkutur, ağzı da öylesine durmaksızın gevezelik ederdi ki “konuşmazsa ölür” zannederdiniz, sırtını dik tutmaya özellikle dikkat etmedikçe omuzları da sürekli öne eğik şekilde dururdu── ama narince uyuyan, kendinden geçen Subaru’yu gördü mü tüm bu endişeler Rem’in zihninden silinip giderdi.
Subaru: “…R…em?”
Fark ettiğinde, Rem’in yüzü Subaru’nun yüzüne o kadar yakındı ki nefesi Subaru’nun gözlerinde hissedilebiliyordu. Kalbi patlamak üzere olan Rem, bu duygularını bir gülümsemeyle gizledi.

Rem: “Subaru-kun, böyle bir yerde uyursan üşüteceksin.”
Subaru: “Hım, ahh… Ha, uyuya mı kalmışım? Üzgünüm kabahat bende, daha dikkatli olurum bir dahakine… Haaaah.”
Subaru’nun eliyle bile saklayamayacak kadar kocaman esnemesini izleyen Rem, göğsündeki sıcaklığı yeniden hissetti,
Rem: “Ehe, Subaru-kun gerçekten de miskin bir insan.”
《S O N》

Çerezlik
KALİTELİ
Bu adam yazıyor yahu
Kawai