Bölümün ortalama okuma süresi 25 dakikadır. İyi okumalar dileriz.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※
ㅤㅤㅤㅤ
Çevirmen: Bertiel
ㅤㅤㅤㅤ
※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
――İhtiyar Null’dan bir “ilaç” isterken onun için en önemli şey güvenilirliğiydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Öncelikle İhtiyar Null pek de hevesli bir tıp öğrencisi sayılmazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sadece gladyatör arkadaşını tedavi ettikten sonra şifa odasına girmesine izin verilen amatörün tekiydi ve nasıl olduysa orada kalmaya devam etmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu yüzden, Ada’nın yüksek mevkilerinde bulunanların gladyatörlerden biri olan İhtiyar Null’a, zehir ya da ilaç olabilecek son derece etkili bir şey vermeyecekleri açıktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu yüzden İhtiyar Null’un bir ilaç―― hemen etki eden “güçlü bir zehir” hazırlaması imkânsızdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
İhtiyar Null’un yapabildiği tek şey, eline geçirebildiği kadar çok uyuşturucuyu bir araya getirerek zararlı bir karışım elde etmekti; bu karışım, kişinin vücudundaki kan akışını bozarak onu öldürecekti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Biri onu yutacak olursa çok büyük acılar çektikten sonra kesinlikle geberecekti―― ancak o şeyin varlığı bile Subaru için az çok elverişliydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Sonuçta, benim temelim tembel ve kocaman bi’ aptal olmakta yatıyor.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun doğası düşünüldüğünde, acı çektirmeden öldüren bir zehir söz konusu bile olamazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Böyle olmasaydı hemen önemsiz bir şey için yeniden başlamayı düşünerek zehrin gücüne güvenmeye başlayacaktı. Bunu yaparken de Natsuki Subaru’nun, canavara dönüşmesi kaçınılmaz olacaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
İnsan acısını ve ıstırabını anlayamayan insanlık dışı bir canavara…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Asla, kesinlikle HAYIR!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kollarının ve bacaklarının büyük olduğu zamanın anılarını ve farkındalığını şimdiden silinip gidiyordu. Yine de Subaru, deneyimlerinin ve ideallerinin daha fazla çarpıtılmasına izin vermeyecekti, veremezdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Doğasındaki bu değişiklik, Subaru’yu olduğu gibi kabul eden herkese ihanet olurdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Belki kendisine ihanet edebilirdi ama herkese, ailesine edemezdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Natsuki Subaru bir tarafa itilebilirdi ama Natsuki Subaru’nun güçlü bağları değiştirilemezdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu yüzden――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Yalan söylediğim için üzgünüm İhtiyar Null, bunu Sparka’daki rakiplerime karşı kullanacağım demiştim ama.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Natsuki Subaru cehennemî acılar yaşayacak olsa bile, uzattığı ellerini geri çekemezdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Çünkü bu, izole edilmiş sulardan oluşan bu Gladyatör Adası’nda bile eğilip bükülmeyecek tek ilkeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
△▼△▼△▼△
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Güçlü görünmeye çalışsa da――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Gağh, gığh, geğh… Hık.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sanki dişlerini kırılacak kadar sıkan Subaru, kalbini paramparça eden acıya katlandı. ――Hayır, aslında buna katlanmıyordu. Dayanması gereken acı çoktan geçmişti bile.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ölüp geri dönmüştü, dolayısıyla bu ölümden kaynaklanan acı hiçbir yerde yoktu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yine de ruhu sürükleniyordu. Bu yüzden, gözyaşları da sümükleri de bir türlü dinmek bilmiyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz: [Oy, Schwartz!.. Neyin var, âniden!..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [İ-iyiiim…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz: [Nasıl iyi olabilirsin ki… Böyle çirkin bir durumdayken!..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru olduğu yere sinmişti, yüzü çeşitli sıvılara bulanmış hâldeyken Weitz’in sesi titriyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’yu kaldırmak için yanına koştu ve tereddüt etmeden akan burnunu çıplak elleriyle sildi. Weitz’in tavrı her seferinde Subaru’yu etkiliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kirli insanların kirli olduğuna inanmadan hareket edebilmek, bu inanılmaz derecede saygı duyulacak bir şeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ahh, uhğ…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Akan burnunu ve gözyaşlarını şiddetle silen Subaru, elini sersemlemiş başına götürdü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yavaş yavaş geçmişteki ölümünün şokunu atlattıkça, hayatta olmanın getirdiği, yavaş ilerleyen gerçeğini kabul etti. Rahat bir bilince geçişi genellikle Subaru her “ilaçla” öldüğünde gerçekleşiyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Azı dişinin arkasındaki “zehiri” ölümünü garantilemek için bir koz olarak hazırlamıştı ancak şaşırtıcı bir şekilde Subaru, Gladyatör Adası’nda zehirle pek fazla ölmemişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sparka’daki ölümlerinin büyük çoğunluğu Gladyatör Canavarı’nın pençeleri ve dişlerinin kendisine yaklaşması sonucu gerçekleşmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak ölmesinin imkânsız olduğu, kayıpların olduğu ya da hedefin üstesinden nasıl geleceğini bilemediğinde; bu “ilaç”, yapılış amacını gerçekleştirmek durumunda kalıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu, Natsuki Subaru’nun katlanmak zorunda olduğu dayanılmaz ıstıraptı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sonuçta――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Her şeyi berbat eden bendim.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Neredeyse her işi yapan kişi başarısız olursa geriye kalanlar ne yapabilirdi ki?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun sorumluluğu vardı. Nasıl yaptığı önemli değildi, bir şeyleri başarma olasılığı en yüksek kişi oydu ve dolayısıyla da bu sorumluluğuydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Her ne kadar bu güç elde etmek istememiş olsa da o, Natsuki Subaru olduğu sürece bu güçte ustalaşabilirdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Çünkü o kişinin―― Natsuki Kenichi’nin oğluydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz: [――Hık, ne!?.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Asma köprü!..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yumruğunu kirli zemine bastırıp, kendini yukarı kaldırmaya çalışırken tüm ada gıcırdadı ve sarsıldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Önündeki Weitz’den ve kasvetli soğuk atmosferden dolayı Subaru, öldüğü ve geri döndüğü yerin Gladyatör Adası’nın alt katmanı olduğunu fark etmişti―― asma köprü kaldırılmadan hemen önce.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Adayı dış dünyaya bağlayan, ayakta kalan tek köprüydü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――Geliyorlar.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu sahne, onu resmeden en korkunç düşmanla birlikte olan cehennemi andırıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bir kez daha, bir daha karşılaşmamak için dua ettiği bir kişiyle yüzleşecekti―― Todd’la rövanş maçına çıkacaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Korku onu sararken, Subaru titreyerek omuzlarına sarıldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gözlerini kapatır kapatmaz, göz kapaklarının ardında ona geri gelen şey, cesetlerle delik deşik olmuş feci manzaraydı. Tanıdığı yüzlerin gözlerinden ve burunlarından akan kan ve yerde yatarken, bunun getirdiği korkudan dolayı da titriyorlardı. Bu hatırladığı en korkunç ânısıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Önünde, Subaru’nun akan burnunu silen Weitz de bir istisna değildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Bu tür bir şeye, bir daha asla…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
İzin vermemeliydi, sorumluluk duygusu göğsünü ateşledi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak -bu kadar hevesli olmasına rağmen- düşünceleri n’apması gerektiğini sorgulayınca duraksadı. Böylesine çaresiz bir durum nasıl ortaya çıkmıştı ki?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
İmparatorluk Başkentinden, elçi adı altında gelen ve Gladyatör Adasına giriş yapanlar Todd ve Arakiya’ydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bir zamanlar savaştığı İlahi General’in yoluna tekrar çıkması bile başını ağrıtmaya yetiyordu ama insan şeytanı Todd’un da yanında yer alması, olabilecek en kötü kâbustu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Her şeyden önce Todd ve Arakiya neden birlikteydi?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Aptalın tekiyim ya, şimdi hatırladım. Arakiya yakalandıktan sonra, onu serbest bırakan kişi oydu.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu, oldukça şok edici olabilirdi ancak Todd’la ilgili anılar şaşırtıcı derecede netti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru ve Todd’un ortak kaderinin sonu, yüksek duvarlı şehirde―― Guaral’da, Belediye Binasını işgâl etme operasyonu sırasında olmuştu. Her şeyin sonu, Subaru’nun bir kadın gibi giyinip onunla etkileşime girmesiyle gelmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sonrasında çılgınca saldıran Arakiya, kırmızılara bürünmüş Priscilla tarafından halledilmişti; ardından sözde yakalanan Arakiya, Subaru’nun Todd olduğundan şüphelendiği biri tarafından serbest bırakılmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Şimdi birliktelerse tahmininde yanılmadığı anlaşılıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Lanet olsun, nişanlının yanına dönmek istediğini söylemene rağmen neden buradasın ki? Memleketine sessizce dönseydin ya… Yalancı piç!..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Söz verdiğinden farklı şeyler için sızlansa bile, bu Todd’u ortadan kaybolmasını sağlamayacaktı. Bunu anlamasına rağmen, bastırdığı öfkesini en azından bir kez olsun boşaltması gerekiyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bunu yaptıktan sonra derin bir nefes aldı, verdi, aldı, verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ve sonra da――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz: [Sparka için bir sonraki kurbanlar mı?..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Kesin değil. Weitz, bana birazcık yardım edebilir misin?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz: [――. Az önce ne dediğimi unuttun mu?..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru bunu duyduğunda Weitz’in yüzündeki dövme buruştu ve ayaklarının altındaki sarsıntıları hissetti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu sırada Weitz bazı sözler söylemiş olsa da Subaru’nun kafası “ilacın” etkisiyle panik içindeydi ancak onları hatırlıyordu çünkü dedikleri, büyük bir etki yaratmışlardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Sadece güç ödünç veriyorsun, değil mi? Bu yüzden, lütfen bana gücünü ödnüç ver.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz: [Anladığın sürece sorun yok…. Peki, n’apmamı istiyorsun?..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Doğal olarak sıradaki gladyatör adaylarının asma köprüden geçtiğini göreceklerdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Muhtemelen onun önerisinin bu olacağını düşünüyordu ama Weitz kollarını kavuşturmuş, hızla değişti. O güçlü sorumluluk bilinci, bir zamanlar kendisi için belirlediği ve inatla uyduğu kural gerçekten çok yardımcı oldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Weitz’in kişiliği için büyük bir takdirle――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Birazcık geciktirmen yeterli. Az önce Adaya gelen insanları oyalamanı istiyorum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
△▼△▼△▼△
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
――Natsuki Subaru’nun tek silahı, Ölümden Dönüş Otoritesiydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Vollachia İmparatorluğu’na geldiğinden beri ve çeşitli engelleri aşarken otoritesi, açıkça istediği şekilde çalışmıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Akla gelen en büyük neden, Subaru’ya saldırmaya devam eden “çocuklaştırma”ydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Vücudu küçüldüğü için, Ölümden Dönüş’ü tamamen anormal davranmasına yol açmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bunun en iyi örneği, Kaos Alevi’nin Kızıl Lapis Kalesi’ndeki o korkunç on saniyeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
O bitmek bilmeyen on saniye Subaru’yu kurtarmak için değil, bundan daha ziyade onu umutsuzluğa düşürmek için bahşedilmişti. Bu sürenin hemen ardından, gönderildiği Gladyatör Adası’nda bile durum kötü olmaya devam etmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kale kulesinin tepesindeki o on saniye kadar kötü olmasa da şimdi verilen süre de alışılmadık derecede kısaydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu sefer de geçmişe yaklaşık otuz dakika kadar geri dönebilmişti―― Adadaki herkesin ölmeye başlayacağı süreyi göz önünde bulundurulduğunda, bu süre daha da kısalıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Başka bir deyişle Subaru’nun bu durumu otuz dakikadan kısa bir süre içinde düzeltmesi gerekiyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu amaçla――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Önce, düşünmek için zamana ihtiyacım var. ――Hatırla hatırla hatırla, az önce n’oldu.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gelen elçilerin gelmesini geciktirmek için bu sorumluluğu üstleneceğini coşkuyla beyan eden Weitz’in yardımseverliğine güveniyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bununla birlikte, Weitz’in öfkelenmesini içeren bir strateji olmayacağını da söylemişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Nedeni basitti, Weitz saldırıya geçse bile Arakiya orada olursa anında durdurulurdu. Dahası, Todd da oradaysa Weitz hiç acımadan öldürülürdü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bunların ikisi de Subaru’nun kaçınmak istediği durumlardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Herkes ölüm döşeğindeyken yüzlerinden kanlar fışkırıyordu… Zehirli gaz mı? Yoksa bir çeşit büyü falan mı ki?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gladyatör Adası’ndan kaçma planlanının tam ortasındaydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Hiain, Weitz ve Idra birbiri ardına yere yığılmıştı, tabii Tanza da istisna değildi. Herkes aynı sebepten dolayı, birlikte, ölmüştü; bu yüzden muhtemelen bunda yanlışlık olmadığını düşündü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu, ölüm sebeplerinin aynı olduğu anlamına geliyorsa o zaman düşen diğer gladyatörler de aynı şekilde―― Bu da olamazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Muhafızlar, onlar da ölenlerin bir parçasıydı.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yaşanan olayları düzgün bir şekilde hatırladığımızda, o cehennemde gerçekten de istisna kırıntısı dahi yoktu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
O anda sağlıklı düşünemediği için kafeslerdeki Gladyatör Canavarları’nın hâlâ hayatta olup olmadığını kontrol etmemişti ama en azından istisnasız tüm insanlar ölmüştü―― Hayır, bu da doğru değildi. Bazı istisnalar vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ben ve Todd.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gerçekten de sadece Subaru ve Todd Ada’da ölmeden yüz yüze görüşebilmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak Subaru ölmemiş olsa da yine de ölümün eşiğindeki acıyı hissetmişti ve tıpkı herkes gibi yüzünden kan akma durumunu da yaşamıştı. Bu durum Todd için geçerli değil gibiydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Buna kayıtsızca katlanabileceğini hayal etmek zor olduğundan, Todd’un bu tür ölüm yöntemlerine maruz kalmadığı kesindi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Bu zehirli gazsa Todd buraya gelmeden önce panzehir falan mı aldı ki? Bir çeşit büyüyse onu kullanan Arakiya mıydı?.. Aklıma geldi de Arakiya ortalıklarda yoktu.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Böyle bir düşüncesi olmamasına rağmen, tüm tanıdıklarının cesetlerini kısaca kontrol etmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza ve önünde yere yığılan diğerleri, Orson ve ikinci Sparka’da kurtardığı diğerleri, şifa odasındaki İhtiyar Null ve hatta kendisine soğuk ve sert davranan muhafızı bile tanımıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Herkes ama herkes, yüzlerinden akan kanla hareketsiz hâle gelmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ama görmediğim üç kişi var daha vardı.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
――Bunlar Arakiya, Gustav ve tabii bir de onun yanında takılan sahte Cecilus vardı, yani üç kişiydiler.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Elbette ki Subaru da adadaki her gladyatörü hatırlamıyordu, bu yüzden hepsinin öldüğünü gelişigüzel söyleyemezdi. Ancak bir şeyden emindi, bu üçü hakkında kesin bir düşünceye varamıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Arakiya, Todd’un tarafında yer alan biriydi. Muhtemelen katliamın arkasındaki beyin olan Todd’un müttefiki olduğu için de katliamda ölmemiş olması gayet doğaldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak diğer ikisine ne olmuştu?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Vali pozisyonundaki Ada Şefi Gustav, esrarengiz ve şüpheli bir genç olan sahte Cecilus.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu Gladyatör Adası’nda bile, bu ikisi özel konumlara sahipti――.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――Ah.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tam da bu iki özel insanı hatırladığı anda, Subaru’nun zihninde âniden bir şimşek çakıverdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Adada meydana gelen katliamın büyü ya da zehirli gaz yoluyla gerçekleştirilmiş olabileceğinden şüpheleniyordu. Ancak zayıf bir olasılık olsa da aklına gelen bir şey daha vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sadece Gladyatör Adası üzerinde büyük bir etkiye sahip olan bir şey―― “lanet kuralı”.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gladyatör Adası Ginunhive’in gladyatörleri, görünmeyen bir engelin bağlarıyla zincirlenmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Lanet kuralına uyulmadığı takdirde kişinin hayatı bile tehlikeye girebilirdi. Bu ihtimalin olma yüzdesi giderek artıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ancak lanet kuralı sadece boş bir tehditti, aslında var olmamalıydı.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun kendisi de Gustav’la girdiği ileri geri mücadelede hayatını riske atarak buna olan inancını artırmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav’a Gladyatör Adası’ndan kaçacağını söylerken netti, böylece onu hoşnut etmemiş ve Gustav’ın bağlılık yemini ettiği Vollachia İmparatoru’nun iradesine karşı gelmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gerçekten bir lanet kuralı var olsaydı Gustav bunu hemen orada ona karşı kullanırdı. Subaru’ya ibret olsun diye bunu yapmazsa Gladyatör Adası’nın düzeni yıkılacaktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Lanet kuralının olmadığını yaymış olsaydı, gladyatörlerin isyanını içeren oldukça büyük bir olay meydana gelirdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Gustav-san ne kadar ölmemizi istemese de orada kafasını eğmesi hiç mi hiç mantıklı değildi. Yani, lanet kuralı diye bir şey olmamalı… Yo, fazla mı düşünüyorum ki.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav’ın gladyatörlerini hayatta tutmak için elinden geleni yapma politikası doğru olsun ya da olmasın, lanet kuralının varlığını inkâr etmeyi kolaylaştıran gerekçeler vardı. Etrafta bunlardan çok ama çok vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sadece gladyatörler değil, muhafızlar da ölmüştü, değil mi?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Gustav-san’ın tüm muhafızları öldürmesi için bir neden yok… Gene aynı şekilde düşünürsek durup dururken tüm gladyatörleri öldürmesi için de bir neden yok.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Düşündükçe Gustav’ın niyetinin katliamla ilgisi olmadığı daha iyi anlaşılıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Durum buysa mantığı daraltarak, ilk iki seçeneğe geri dönecek olursak ya Todd zehirli gaz saçmıştı ya da Arakiya’yla iş birliği yaparak korkunç bir büyü kullanmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak her iki durumda da aynı sorun vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Neden etkisi bende bu kadar zayıftı ki?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Önceden önlem almış olan Todd dışında, hafif semptomları olan tek kişi Subaru’ydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’yu ölen diğer herkesten farklı kılan şey neydi?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Çocuk olduğu için miydi? ――Hayır, Tanza ölmüştü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Davranışları onlarınkinden farklı olduğu için miydi? ――Hayır, Weitz ölmüştü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Irk farklılığı yüzünden miydi? ――Hayır, Hiain ve Idra birlikte ölmüştü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Başka bir dünyadan olduğu için miydi? Krallık’ta zaman geçirdiği için miydi? Süper şirin bir Ruh’la sözleşme yaptığı için miydi? Cadı tarafından sürekli takip edildiği için miydi? Daha küçük bir bedene “çocuklaştırıldığı” için miydi? Başka ne vardı, başka n’olabilirdi, başka neyi unuttu, başka, başka ne vardı ki?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
――Yalnızca Subaru diğerlerinden farklıydı, peki neydi o şey?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ne――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
???: [――Oh, Basu, seni rahatsız eden bi’ şey mi var?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Voaa!?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Olasılıkları araştırmak için çılgınca kafa yoran Subaru’nun arkasından bir ses vuku buldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Çok âni olduğu ve birisinin kendisiyle konuşma ihtimalini zihninden sildiği için Subaru ciyaklayarak, gözlerini kocaman açarak arkasını döndü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun arkasında, ellerini kimonosunun kollarına sokmuş bir şekilde yürüyen sahte Cecilus vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru onun her zamanki gibi kaygısız tavrı karşısında şaşkınlıkla gözlerini birkaç kez kırpıştırdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [C-Ceci?..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Evet, benim de bu tepkinin nedeni de ne? Sanki benim burada olmam dünyayı sarsacak bir gelişmeymiş gibi bakıyorsun. Bu dünyanın ana karakteri olduğum doğru, dolayısıyla neden gözünün korktuğunu az çok anlayabiliyorum ama niyetim sadece Basu’nun yanında konuşabileceğim ve dokunabileceğim bir mesafede zaman geçirmekti, anlıyo’n mu?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu şekilde, önüne yaklaşan sahte Cecilus, Subaru’nun yüzüne neredeyse nefesini hissedebileceği kadar yakın bir mesafeden baktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ve bu değişmeyen tavır ve hareketle Subaru istemsizce geri çekildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tam o sırada, Subaru’nun yanından, sahte Cecilus sessizce aşağıdaki manzaraya baktı―― Subaru’nun yanında yükselirken, sahte Cecilus çoktan batmış olan asma köprüye doğru baktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Araba, sonraki Sparkadakileri değil; daha farklı konukları taşıyor gibi. Adadaki herkes bundan bahsediyor.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Ah, İmparatorluk Başkentinden gelen elçiler gibi görünüyorlar. Ama buraya ne için geldiklerini bilmiyorum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [İmparatorluk Başkentinden gelen elçiler söz konusu olduğunda, dışarıdaki durumlar hakkında bizleri bilgilendirmek veya bir sonraki gösteriyle ilgili hazırlıklar yapmak için geldiklerini tahmin edebilirim. Buradan ayrılmak istediğine göre Basu, bu senin için iyi bir haber olmaz mı?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――. Dediğini inkâr etmem.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, sahte Cecilus eliyle gözlerini kapatarak gölün yüzeyine bakarken ona sert bir yanıt verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Açıkçası, sahte Cecilus’la bu beklenmedik karşılaşma Subaru’yu ona karşı nasıl davranması gerektiği konusunda kararsız bırakmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus’un Todd ve Arakiya’yla katliamı gerçekleştirdiğine inanmıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak Gladyatör Adası’nın en korkulan gladyatörü olduğu söylenen bu kişinin, katliamın ortasında ortadan kaybolduğu da doğruydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Gerçi gözlerimin düzgün çalışıp çalışmadığı tartışılır…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Böylesine korkunç bir durumda, hiçbir şekilde, akli dengesinin yerinde olduğu söylenemezdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yine de Ada’da biri kavga etmiş ya da savaşmış olsaydı bunu duymaması imkânsız olurdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu yüzden, o zamanlar sahte Cecilus’a n’olduğunu düşünecek olursa――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Göremediğim bir yerde mi öldü, yoksa zaten adada değil miydi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ama adada değilse o zaman nerede ve nasıl?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Şu anda bile, sahte Cecilus’la konuşurken, saat zaman sınırına doğru geri sayım yapılıyordu. O saçma ihtimale kadar, sahte Cecilus’un da zamanı sınırlıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Dediğimi inkâr etmeyeceksin, demek. Ama yüzün, başka şeyler hakkında endişelendiğini söylüyor, biliyor musun?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Düşünüp dursa da Subaru hiçbir yere varamadı ve sahte Cecilus içgüdüsel olarak onun belirsiz sözlerini didik didik etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Muhtemelen sadece bir tahmin yürütüyordu; Subaru’nun ifadesini, konuşmasını veya davranışını okumak gibi bir şey yapmıyordu. Bu, sezgiydi. Doğru yorumu çekip çıkarmak, sahte Cecilus gibi insanların yapabileceği bir şeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu tür canavarlardan bir avuç dolusu bu dünyada dolaştığı düşünüldüğünde, Subaru’nun kararlılığı sorgulanıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kaybetmeyeceğine, kaybetmemesi gerektiğine olan kararlılığıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ceci, Ada’da korkunç bir şey olmak üzere. Muhtemelen, İmparatorluk Başkentinden gelen o adamlar sorumlu. Sana detaylarını söyleyemem ama…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [İfade etme şekline ve ne kadar ciddi olduğuna bakılırsa kelimelerle ifade edemeyecek kadar korkunç olmalı… Şu küçük geyik kızı ve Basu’nun Birimindeki insanlar bi’ çıkmazın içindeler. Yo, daha çok ölümün kaçınılmaz olduğunu hissettiren bir şey mi?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――Hık.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Şeyyy, Basu’nun tepkisi fevkalâde bir hissettiyor, amma güzel! Ancak gerçekten öyle mi ki? Nihayet bir şeylerin olacağına dair işaretlerin belirmesine çok sevindim. Beklemekten o kadar sıkılmıştım ki ölmek üzereydim!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ağzı açık bir şekilde gülen sahte Cecilus neşeyle ayaklarını yere vurdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sanki belayı sıcak bir şekilde karşılıyormuş gibi verdiği tepki karşısında şaşkına dönen Subaru, dişlerini göstererek aralarındaki mesafeyi kısaltmak için acele etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ceci! Bu şaka falan değil lan! Herkesin başı belada!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Çok ciddisin demek! Şaka yapmıyorsan harika. Bunu memnuniyetle karşılarım çünkü buradaki her şeyin senin çok fazla düşünmenden, uydurma bir hikâyeden ibaret olduğunu söyleseydin darılıp küserdim. Kriz, çıkmaz ve zorluklar; amma büyük bir rahatlamadır bu!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――Hık!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Yoksa harbiden de kayıtsız şartsız senin tarafını tutacağımı falan mı sandın, Basu?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, Cecilus’un durumun ciddiyetini anlayamadığından şikâyet ettiğinde Cecilus sesini alçalttı. Sanki gözlerindeki parıltı, burada anlayamayan tek varlığın Subaru olduğunu söylemek ister gibiydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
O uzun çekik mavi gözlerinden yayılan bıçak gibi bir soğukluk hisseden Subaru derin bir nefes aldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus, sessiz Subaru’ya genişçe gülümseyerek…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [――İşte burada, tam burada.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sonra Subaru’ya açık sözlerle saldırarak olduğu yerde bir dönüş yapıp ellerini uzattı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gladyatör Adası’nın dağ yamacında, adayı ve gölün yarısını gören yüksek bir yeri sahne olarak ayarlamışlardı. Sahte Cecilus gökyüzüne baktı, ağzını kocaman açtı ve――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Bu şüphesiz bir dönüm noktası! Beni kayıtsız şartsız kendi tarafına çekip çekemeyeceğini sormuştun ancak tam şu anda, bu an itibariyle bu şartları yerine getirebileceğini söylemek isterim.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Şu anda, bu an…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Evet, evet, doğru! Basu, önsezilerinle beni büyülüyorsun resmen! Beklentilerinle bağ kuruyorsun âdeta! Müzakerelerinle beni güldürüp duruyorsun! Ve tam doruk noktasında kendini kanıtlıyorsun!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Şimdi gel, ey kılıçlarla delinmiş kurt! Bu acımasız ve zalim uçsuz bucaksız topraklara tepeden bakan tüm Gözlemciler, görün onu net bir şekilde! Bu dünyada, beni, Cecilus Segmunt’u büyüleyen kişinin ta kendisidir o!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
O varoluşlara, göklerin ötesinde bulunan izleyicilere ikna olmasaydı bu olağanüstü beyanı yapamazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Abartısız olarak, eksantrik davranışları göz önüne alındığında sahte Cecilus’un akıl sağlığından şüphe etmek doğal olurdu. Kuşkusuz, bu adadaki herhangi biri onun davranışlarına gözlerini kaçırır ve kulaklarını tıkardı ancak Subaru, ona karşı tuhaf bir güven kazanmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sahte Cecilus’un―― Hayır, Cecilus Segmunt’un gerçek olduğuna dair.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu iyi niyetli canavar, dünyayla konuşabileceğine gerçekten inanıyordu ve dünya gerçekten kendine ait bir zihne sahipse o zaman gözlerini ondan alamayacağına inanıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu küçük canavar, o kadar fazla varlık ve ikna gücüyle dolup taşıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ben…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Ney?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Seni yoldaşım yapacağım. Seni çok çalıştıracağım, kararım bu.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru baskı altında olmasına rağmen, buna zamanı olmamasına rağmen, elini göğsüne koyarak konuştu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gözlerini sıkıca karşısındakine dikerek beyan etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [――Gelişigüzel davranmandan hoşlanmıyor değilim, aksine fazlasıyla hoşuma gidiyor.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Konuşurken bir gülümseme belirdi ancak bu Cecilus’un şimdiye kadar takındığı aynı kaygısız gülümseme değildi, daha ziyade Subaru’ya cevap verirken sadece dudaklarını gevşeten bir gülümsemeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Belki de bu, Cecilus’un Subaru’yu şüphesiz bir rakip olarak tanıdığının işaretiydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Hemen ardından――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [――Anlıyorum.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Az önce gülümseyen dudaklarını sıkan Cecilus, bir parmağıyla hafifçe çenesini okşadı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
İnce yapılı burnundan aşağı süzülen kan, çenesine damladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ne!?.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus’un burnundan taze kan aktığını gören Subaru aceleyle korkuluğun üzerinden baktı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Adaya bakarak odaların içini ya da bodrum katını görebildiği söylenemezdi ama yine de buradan oraya baktığında çökmüş birçok figür görebiliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Katliam başlamıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun durumu düzene sokmak ve olasılıkları dikkatle değerlendirmek için kullandığı zaman başladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ölüm, adanın dört bir yanındaki insanları şiddetle kasıp kavurmuş; istisna gözetmeksizin canları almıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gerçekten, ayrım gözetmeksizin――.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Uh-oh.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ceci!?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kendini parmaklıklardan çekerken Subaru da burnunun içinde bir sızı hissetti ama daha çok yanına oturmuş olan Cecilus için endişeleniyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus sırtını parmaklıklara dayadı ve bağdaş kurup otururken terlemeye başladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Rahat bir tavrı vardı ama eliyle bastırdığı burnundan gelen kan durmamıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [İyi misin?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Eh, zorlu görünüyor. Bu fazlasıyla zorlu bir düşman, Basu. Bu rakiple ilgili bildiğin veya farkında olduğun bir zayıflığı var mı?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Bunu söylemenin sırası mı!? Burnundan ve gözlerinden kan geliyor!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [Anlıyorum… Şimdiye kadar bir damla bile kanamadım diye övünüp dururdum ama.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Onlar konuşurken bile, oturmakta olan Cecilus’un gözlerinden kanlar akıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus’un durumu o kadar kötüleşmişti ki ona bakmak zordu ama burnundan akan kana rağmen, ses tonunda en ufak bir değişiklik olmaması korkutucuydu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak Cecilus’la ilgili en korkutucu şey bu değildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Ölmekten… Korkmuyor musun?..]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [İnsanlar ölür sonuçta, ne var bunda.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus, kendisine giderek yaklaşan şeyin Ölüm olduğunu bildiği hâlde; hiç tereddüt etmeden karşılık verdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tereddüt etmeden, şaşırmadan, korkmadan, endişelenmeden, gergin olmadan, pişmanlık duymadan.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun aksine, ölümünün ötesinde hiçbir yer olmamalıdır.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yine de Cecilus, yaşayan varlıklar arasında en korkulan şey olduğu varsayılan Ölüm’den hiç mi hiç korkmuyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ve böylece, hiç ölüm korkusu göstermeden――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cecilus: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Burnunu tutan eli düşüverdi, kan lekesini gizlemek istercesine kolunu sardı ve sırtını çite yaslayan Cecilus hareketsiz kaldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Göz kapakları kapanarak düştü ve en ufak bir kıpırtı dahi olmadan, hareket edemez hâle geldi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru bunun ne anlama geldiğini açıkça anlamıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ve ardından――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Öhöğ…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Öksüren ağzının üzerine koyduğu eli kanla lekelenmişti, Ölüm Subaru’ya da yaklaşıyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
△▼△▼△▼△
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Aynıydı, tam anlamıyla yerle yeksan bir manzara; Gladyatör Adası’nın tamamına hâkim olmuştu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru ayaklarını yavaşça sürüyerek Ada’nın etrafında dolaştı ve hayatta kalanları aradı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak artık Cecilus bile devre dışı kaldığına göre, Subaru’nun yıkık dökük beklentilerini karşılarcasına, böyle bir varlığın ortaya çıkması söz konusu bile değildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Tanza ve diğerleri de hatta İhtiyar Null bile…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Her biri çökmüş ve hayatlarını kaybetmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’nun onlar için yapabileceği en iyi şey, yaşananları kavrayamayan herkesin şaşkın yüzlerindeki göz kapaklarını kapatarak yüzlerini bir nebze olsun temizlemekti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Üzgünüm, Tanza…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Başarısız olmuştu. Prosedüründe hata yapmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tanza’ya ve diğerlerine de tehlikeden bahsetmeli, bir tür önlem almalarını sağlamalıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Keşke Tanza ve diğerleriyle bir araya geldikten sonra, gözetleme noktasına çıkmadan önce birlikte kalsalardı. Keşke onu rahatlatabilseydi ve ölmesine izin vermeseydi. Kimseye güvenemeyeceği bu yer hakkında endişeli olan, durum hakkında hiçbir şey bilmeyen o kız.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Cesetlerini bulana kadar, böyle bariz bir şeyi aklına bile getirmemişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Adanın etrafında dolaşırken tüm muhafızların da öldüğünü görmüştü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ölüm şekilleri gladyatörlerle aynıydı, herkes kan kaybından ölmüştü, yüzlerinden kanlar akmıştı. Bu arada, Gladyatör Canavarları’nın kapatıldığı kafesleri görmeye gitmişti ve Subaru, hepsinin öldüğünü de gördü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kafeslerine yığılmışlardı, gözlerinden ve burunlarından kan geliyordu, tıpkı insanlar gibi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Sanırım bu, daha dayanıklı olduğum anlamına geliyor.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ölümün eşiğindeyken cansız Gladyatör Canavarları’nın gülemeyeceği bir şaka yaptı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Burnu tamamen kanla tıkandığı için nefes almakta zorlanıyordu. Gözleri de nemli ve buğulu hâle gelmişti, parmaklarıyla sildiğinde sanki soluk kırmızı bir perde onları örtüyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’ya, sadece Subaru’ya, yavaşça yaklaşan tamamen iğrenç bir Ölüm Tanrısı vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru iğrenç Ölüm Tanrısına karşı, titreyen orta parmağını kaldırdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ve ardından――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
???: [――Hey sen, böyle bir yerde ne yapıyorsun?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Adanın orta katmanında, avlu olarak bilinen yerde, Ölüm Tanrısı boynunu kütletirken mırıldandı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Siyah bir bandana takan ve dışarıdan dost canlısı bir genç adam görünümü veren Ölüm Tanrısı―― Todd’du. Kendisine doğru orta parmağını kaldırmış olan Subaru’ya bakarken yavaş yavaş yaklaştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Todd: [Gördüğün gibi adadaki herkesin öldüğünü düşünmüştüm ama…]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Todd büyük bir bıçağı ustalıkla çıkardı ve Subaru’ya bakarken şaşkın bir yüz ifadesi takındı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Birçok açıdan, muhtemelen açıklanamaz bir durumun içine girdiğini düşünüyordu. Burada yaşayan bir insanla karşılaşmak Todd’un beklentilerinin dışında olmalıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bir pusuya düşmüş olma hissi de Todd için kesinlikle uğursuzdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak Subaru burada beklediğinde, onun geleceğini biliyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu işi onunla karşılaşmadan bitirebilseydi bunu tercih ederdi ama bu, ne olursa olsun kaçınamayacağı bir yüzleşmeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Artık hayatta başka kimse kalmamıştı ve Subaru ölene kadar geçen sürede onunla konuşma şansı olan tek kişi de Ölüm Tanrısıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Todd: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gözlerindeki bakış umursamazlıktan yoksundu ancak yaklaşan adımlarında hiçbir tereddüt yoktu. Bu Subaru’ya tepeden bakan bir tavırdan çok, Subaru’yu bir sorun olarak görmeyen bir tavrı vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Todd’un Subaru’yu çocuk olduğu için hafife alması söz konusu olamazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Şaka ya da mecaz yapmaksızın, Subaru zaten ölüm noktasındaydı. Ölmek üzere olan ve çaresiz bir çocuğa karşı aşırı temkinli olunursa bu temkinlilik değil, korkaklık olurdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yine de Todd’dan korkak olarak değil de kurnaz ve temkinli olarak bahsedilebilir.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
――Ona bakarken, aptallığı yüzünden kızın Ölümünün geçip gitmesine izin vermiş olan Subaru böyle düşünüyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Todd tam istediği gibi ortaya çıkmış olsa da bundan sonra işlerin istediği gibi gidip gitmeyeceğinden emin değildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bir şansı olsa bile Todd kolay kolay ipucu verecek biri değildi. Ölmek üzere olan çaresiz bir çocuğa, huzur içinde ölmesine yardımcı olacak bir şey verecek nezakete dahi sahip değildi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Öyleyse soğukkanlı Ölüm Tanrısı’na karşı bilgiyi nasıl elde edebilirdi ki?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Belki de sadece tek bir şey vardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Son derece başarılı olsa bile, elde edebileceği bilgi sadece tek bir şeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu tek şey, onun için değerli bir şey olmalıydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Todd: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Adım adım, Subaru ve Todd arasındaki mesafe azaldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu mesafe sıfıra ulaştığı anda, karşı tarafın Subaru’yu bıçaklaması ve onu sessiz sedasız ölüme götürmesi şaşırtıcı olmazdı. Kafası ve vücudu oksijensiz eksikliği çekerken doğru cevabı bulmak zorundaydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Adadaki bu katliamı yapan Todd’du. Sormanın bir anlamı yoktu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kim hâlâ hayattaydı? Bunu sormak da anlamsızdı. Bir anlamı olmazdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Arakiya neredeydi? Her ne kadar bunu bilmek istese de Todd’un ona cevap vereceğini sanmıyordu. Bu da anlamsız olurdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Gustav’a ne olmuştu? Bu da Arakiya gibi anlamsız bir soru olurdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
O zaman geriye kalan, katliamın arkasındaki yöntem miydi?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Todd: [――――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Zehirli gaz değildi. Subaru bu seçeneği aklından silmişti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru, Ada’nın dağının yarısına ulaşmış ardından, Cecilus’a gözetleme noktasında rastlamış ve orada kalmaya karar vermişti. ――Katliamın cevabı zehirli gaz olsaydı muhtemelen gözetleme noktasındaki güçlü rüzgârlar sayesinde güvende olurlardı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ancak sonuç olarak ne Subaru ne de Cecilus katliamdan kaçabilmişti. Dışarıda ve adada bulunanların da çöktüğü düşünüldüğünde zehirli gaz ihtimali oldukça düşüktü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
O zaman, diğer ihtimal de――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――Ah.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Büyü, Arakiya’dan. Todd ile birlikte ortaya çıkan Arakiya, adadaki gladyatörleri, muhafızları ve Gladyatör Canavarları yok etmek için bir tür katliam büyüsü kullanmıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bu kesinliği elde edebilirse, bir dahaki sefere, bir dahaki sefere işleri gerçekten uygun bir şekilde halledecekti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Yapabilseydi o kesinliği elde ederdi――.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
???: [――İşte burada, tam burada.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
O anda, Subaru’nun zihnine işitsel bir halüsinasyon hâkim oldu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Artık aralarında olmaması gereken ana karakterin sesi, Subaru’nun zayıf düşüncesinde bir sıcaklık yarattı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ve ardından, sanki o sıcaklık onu bunu yapmaya zorluyormuşçasına ağzını açtı ve――…
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――LANET KURALI!!]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bir zamanlar sildiği olasılığı, tam olarak yapamasa da, Ölüm Tanrısı’na doğru yüksek sesle haykırdı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru’dan gelen o kan dondurucu ses, Ölüm Tanrısı’nı ele geçiren kaçınılmaz bir saldırıydı. Ve ardından o bağırışı duyduğu anda, Ölüm Tanrısı―― Todd, hareket etti.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Todd: [Öl.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Şüphenin hafif izi, rahatsız edici havası, hemen hemen her şey kayboldu; geriye sadece öldürme isteği kaldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kana susamışlığı o kadar yoğun ve boğucuydu ki aklı başında biri bunu görecek olsaydı neredeyse bayılacak duruma gelirdi. Todd, gözlerindeki kana susamışlıkla, elindeki bıçakla Subaru’nun üzerine tek bir nefeste atladı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Gağh.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Soğuk bıçağın saplanışı, Subaru’nun göğsünün derinliklerine nüfuz ediverdi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bıçak acımasızca, göğsündeki hayati her şeyi parçaladı ve asla kurtarılamayacağından emin olmak için de dönerek dışarı çıkartıldı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kanlar fışkırdı ve Todd’un donuk yüzünü taze kanlarla boyadı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [――Ghığh.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Bıçaklanmış ve sonra da bıçak çekilip çıkartılmıştı; bu güç, vücudunu sert zemine savurmuştu. Kan boğazından daha önce hiç yaşamadığı bir şiddetle akarken, paketlenmiş “ilaçla” birlikte bir yudum kan da tükürdü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Isırmış ama zarfı yırtmayı başaramamıştı. Ama bu yara “ilaç” gerektirmiyordu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Todd: [Ağzının içinden… Aklın başında mı?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kırmızıya çalan paketi parmaklarıyla alıp koklarken Todd mırıldandı. Sadece kokusundan bile içindekilerin tehlikeli olduğunu anlayabilmişti, yoksa Subaru’nun ağzından çıktığı için mi tahmin etmişti?
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Nasıl olursa olsun önemi yoktu. Bu, Subaru’nun artık ulaşamayacağı bir şeydi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Sadece, yalnızca, söylemek istediği tek bir şey varsa o da bu olurdu.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: […Bir şey.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Todd: [――Ne?]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Tek, bir şey.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Tek bir şeyi, kavramıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
İfadesi değişti ve bunu her şeyin üstünde tutarak aceleyle Subaru’yu öldürdü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
İşte bu yüzden Subaru bunu kavramıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Subaru: [Lane――]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Kavramıştı, onu kavramıştı ve ardından ölmüştü.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Ölümünün karşılığında, kavramıştı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
――Gladyatör Adası Ginunhive’deki ölümlerden sorumlu olan şey, var olmadığı varsayılan “lanet kuralı”ydı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
#Sonunda, neden öldüğümüzü öğrendik. Todd’un soğukkanlılığını kaybederek doğrudan Subaru’ya saldırması zaten fazlasıyla şüphelendiriciydi. Ve açıkçası, ben artık lanet kuralının buna sebep olduğuna inandım. Fakat Gustav neden Subaru üzerinde bunu kullanmadı veya kullanamadı mı? Lanet kuralının detaylarını öğrenmeden sanırım bunları bilemeyeceğiz. O zaman bakalım, sonraki bölümlerde lanet kuralını öğrenip bu durumdan kaçınabilecek miyiz? Sonraki bölümlerde görüşmek üzere!

acısız bı zehir ha cidden ölüm acısını hissetmiyen bı Subaru abi baya op olurdu
bir sey sorucam bu guncel mi yoksa geride miyiz ?
cevaplamana gerek kalmadı öğrendim gerideymişiz .. neyse problem deyil zaten yeni bölümleri bekliyorum çeviri için teşekkürler
EpikNovel’in çevirmeni bıraktığı için baya bi’ geride kaldık. Biz de seriyi bırakmalarından 10 ay sonra devam etme kararı aldık. Şu anda güncele yaklaşık olarak 115 bölüm gerideyiz. Yazın hızlı hızlı bölüm atmaya devam edeceğim ve bu yılın sonuna kadar kısım 7’yi bitirip kısım 8’e geçmeyi hedefliyorum. Umarım yazar biraz bize acır da yazmaya ara verir. Yoksa yetişmemiz 1 yıldan fazla sürecek gibi.
Sanırım EX hikayelerinin çevirisi yok ya da ben göremedim. Wilhelm, Theresia’dan vs. anlatılan bölümlerden bahsediyorum. Bunların çevrilme planları var mı yoksa telif veya yalnızca light novel alanına mı giriyor? Ayrıca çeviriler için çok teşekkürler.
Şu anda yan hikâyeleri çevirmek gibi bir planım yok. Odağım ana hikâye. Ana hikâyede güncele yakın olduğumuzda çevirmeyi planlıyorum. Fakat eğer çevirmek isterseniz sitede yayımlayabilirim.
Şimdi bir baktım Witch Cult Translations’a EX hikayeleri yok. Sanırım yalnızca Light Novel olduğu için çevirisi konmamış.
Evet. Telifli olabilir, web noveli yoksa.
İsterseniz çevrilmemiş IF’lerden birini çevirebilirsiniz.
Çok pardon, burada tek parçaymış. Benim aklım diğer çeviri sitesinde kalmış. Ben şu öfkenin bir kısmını çevirip memnun olursam yeniden sizle iletişime geçerim. Teşekkürler yeniden.
Yardım lazım olursa beni Discord’dan ekleyebilirsiniz, kullanıcı adım bertiel
Discord 4 hanelik numara hatası veriyor. Kullanıcı adınızı güncellemediniz herhalde? En son kaldırılmıştı bu numaralar.
Şimdi internet sitesinden deneyim dedim çalıştı, isteği gönderdim. Uygulamasında ya da telefonumda sıkıntı var herhalde. Rahatsız ettiysem özür dilerim.
Selam bertiel ex volumeler elimde var hem deepl çevirili hali hemde İngilizce hali lazım olursa söylemen yeter
Hem telifli olduğu için hem de ana hikâyeye odaklanmak istediğim için şu anda çevirmek gibi planım yok. Ama gene de teşekürler, düşünmeniz yeterli.
bence bu olanlar lanetten çok mana eksikliğinden kaynaklanıyor. Semptomlar mana eksikliğine çok benziyor ayrıca bu göz bandlı kızın etrafındaki manayı emebildği bir gücü vardı diye hatırlıyorum. Eğer mana eksikliğindense subaru nun neden geç öldüğü de açıklanmış olur. Kanalı bozuk olduğu ve uzun zamandır beatricle temasa geçmediği için vücudu şuan zaten manadan patlicak duruma gelmiştir. Bu yüzden diğerleri hızlıca ölürken subaru daha yavaş ölmüştür tod da cebinde mana kristalı falan taşıyorsa bu etkiden etkilenmemiş olabilir
Oh, evet, öyle bir şey vardı, dediğin şeyin olma ihtimali yüksek.
ilk defa mantıklı bir teori kurdum
Ceci bile öldu aq
Valla
Çeviri için teşekkürler
Elinize sağlık
gustav ın lanet kuralını subarunun üstünde kullanmaması aşırı saçmaydı çünkü subaru lanet kuralının gerçek olmadığını diğer gladyatörlere yaysaydı isyan çıkardı ve gustav lanet kuralını etkinleştirip bütün gladyatörleri öldürmek zorunda kalırdı ki zaten gustav ın istemediği birşey bu. yazarken farkettim acaba gustav ın izni olmadan mı todd, lanet kuralını etkinleştirdi. baya iyi ilerliyor, yabancı fandomlar da arc7 nin çok kötü olduğunu söylüyorlardı fakat ben aşırı keyif alıyorum. çeviri için teşekkürler
Oç toddd