Kısım VII, Bölüm 69 – “İmparatorluk Başkentinden Geliş”



Bölümün ortalama okuma süresi 32 dakikadır. İyi okumalar dileriz.


ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

ㅤㅤㅤㅤ

Çevirmen: Bertiel

ㅤㅤㅤㅤ

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――İkinci Sparka ve ardından gelen büyük ziyafet arasında hangisinin ana olay olduğuna karar vermek zordu ancak her ikisinin de gerçekleşmesinin üzerinden üç gün geçmişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu süre zarfında Gladyatör Adası’nda kayda değer hiçbir şey olmadı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru için bir hayal kırıklığı da dışarıdan gelen yeni gladyatör adaylarının olmamasıydı, bu yüzden üçüncü bir Sparka olmamış ve monotonlaşan ölüm maçlarının hiçbiri düzenlenmemişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her zamanki gibi ölüm maçları gösteriler için bir hazırlıktı, gladyatörlerin güçlerini kaybetmemeleri için bir tür alıştırma maçıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak bunlar sadece antrenman maçları olsa da odaklarını kaybedenlerin ceset olacağı bir gerçeklik vardı, odaklarını kaybedip kaybetmediklerinden bağımsız olarak ceset yaratan tehlikeli insanlar da vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sparka’dan farklı olarak bu ölüm maçlarıyla ilgili bir ceza alsa bile, Subaru’nun müdahale etmesi zor göründüğünden dolayı da bu, büyük bir yardım oluyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Muhafızlar çok gerginleşiyor. Sanırım senden de benden de korkuyorlar kanka, değil mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunlar, son birkaç gündür Gladyatör Adası’nın atmosferininin iyi hissettirdiğini yorumlayan Hiain’in sözleriydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu kertenkele adam, ikinci Sparka sırasında arkadaşlarının kurtulmasına çok sevinmiş gibi görünüyordu ve o zamandan beri Subaru’ya olan dostluğu farklı bir seviyeye yükselmişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ona “kanka” diyen ilk kişi Subaru’ydu ama Hiain de onu “kanka” gibi görüyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Açıkçası, hiç de kötü hissetmiyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, Hiain’in benmerkezci kişiliği karşısında afallamış olmasına rağmen, onun bu tavrını memnuniyetle karşıladı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Herkesin gergin olmasındansa barış içinde geçinmesi herkes için daha rahat olacaktı. Hiain’in tavrındaki yumuşama çok dikkat çekiciydi ama Weitz ve Idra’nın tavırlarında da bir değişiklik olmuştu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz’in ona büyük bir güveni vardı ve Idra da belli belirsiz bir saygı gösteriyordu, Subaru’ya böyle davranıyorlardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve bu tutum değişikliği adadaki gladyatörlere de olumlu bir şekilde yayılıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Öyleyse――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Yo, Schwartz, bugün gözlerinde iyi bir bakış var!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Savaş ruhun taşıyor resmen!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Muhafızlar senden harbiden nefret ediyor. Bu gidişle tüm Gladyatör Canavarları’nı kaybedecekler!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’yla böylesine neşeli ve dostane bir şekilde konuşan insanların sayısı muazzam bir şekilde artmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu konudaki izlenimi Hiain’e karşı olanla aynıydı, bu yüzden Subaru onu sıcak bir şekilde karşıladı. Konuşabileceği insanların mümkün olduğunca çok olması, Subaru’nun ihtiyaç duyduğu bilgileri toplamasını kolaylaştırdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Şimdilik, Subaru’nun en çok istediği bilgi Gustav’ın “lanet kuralını” unutabileceği durumdu――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Asma köprünün kontrol kulesi.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ada’yı dış dünyaya bağlayan tek yol. Asma köprüyü nasıl çalıştırabilir ve kontrol kulesine nasıl girebilirdi ki?

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Şu anda Subaru’nun en çok istediği şey bu bilgiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Kontrol kulesi herkesin gözünün önünde olsa da içeri giremiyoruz demek…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kontrol kulesi adada, asma köprünün yakınında gururla duruyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiç muhafız yoktu ama giriş çok etkileyici bir kilitle korunuyordu ve anahtarı almadan da büyük metal kapıyı açmak mümkün değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Son birkaç gündür anahtarın yerini bulmaya çalışıyorlardı, Gustav asma köprüyü kullandığı göz önüne alınırsa anahtar büyük olasılıkla onun üzerindeydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Immm, Gustav-san’a karşı durmamız pek olası değil.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Aslında, Gustav’ın ne kadar güçlü olduğu Subaru tarafından bile bilinmiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ne de olsa görünüşte dört kolla donatılmıştı. Ayrıca, Gladyatör Adası’nın yönetimi ona emanet edilmişti ve sert mizaçlı gladyatörleri yönetme pozisyonu göz önüne alındığında zayıf olması mümkün değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Elbette ki bir kez dövüşseler Gustav’ın güçlü mü zayıf mı olduğunu anlayabilirdi ama――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Öncelikle Gustav-san’ı kızdırmak istemiyorum…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Onun bakış açısından, Subaru ve Gustav’ın bir gladyatör ve Şef olarak çatışmalı ilişkileri vardı ancak Subaru kişisel olarak Gustav’dan hoşlanmıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Aslında pek çok insanla konuşmanın oldukça zor olduğu İmparatorlukta, Subaru’ya bir kez bile sesini yükseltmemişti. Dolayısıyla Gustav hakkındaki izlenimi, düzgün bir şekilde konuşabileceği değerli bir insan olduğu yönündeydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

En azından dostla düşman arasındaki sınırda gezinen sahte Cecilus’tan çok daha iyiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu yüzden ideal olarak yapacağı şey, gizlice içeri girip anahtarı Gustav’dan çalmak olacaktır.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ancak Ceci gibi Gustav-san’ın etrafında dolanmak istemiyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Lanet kuralı artık onu bağlamadığına göre, görevlerine sadık olan Gustav artık Subaru için bir anlamda tehlike olmaktan çıkmıştı. Yine de Subaru, etrafta açıkça dolaşarak anahtarın nerede olduğunu arayacak veya soracak kadar dikkatsiz ve yüzsüz değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru için en kötü senaryo, Gustav’ın Subaru’yu bir baş belası olarak görüp onu Ada’da bir yere kapatması ve bir şeyler yapmasını engellemesiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu gerçekleşirse Subaru azı dişinin arkasındaki son çareye başvurmak zorunda kalacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Öyleyse――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Yavaş yavaş araştırmaya devam etmemiz gerekecek.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru başını kaşıyarak homurdandı ve dudakları önündeki zorluklar karşısında büzüldü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, asma köprü hakkında bilgi almak için kontrolü elinde tutan kişileri; diğer bir deyişle gladyatörleri izleyen muhafızları araştırıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav’ın emrindeki muhafızların sayısı adadaki gladyatörlerden daha azdı ama varlıkları, zayıflığa ya da kırılganlığa pek yer vermeyen güçlü İmparatorluk Askerleri oldukları izlenimini veriyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav’ın rehberliği ve talimatları o kadar eksiksiz görünüyordu ki çocuk Subaru onlarla konuşmaya kalkışsa bile, muhafızlar gardlarını düşürmek yerine daha da tetikte olacaklardı. Belki de bu, Subaru’dan bile daha az sevimli bir çocuk olan sahte Cecilus’un oluşturduğu ön yargıdan kaynaklanıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her halükârda muhafızlardan bilgi almak fazlasıyla zordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav, Subaru’nun neyin peşinde olduğuna dair bilgisi olsun ya da olmasın, nerede olursa olsun, sert bakışları ona yönelecekti, bu yüzden belki de biraz hata yapmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her ne kadar lanet kuralının temeline inmeye çalışsa da bu durum, Gustav’ın alarm durumuna geçmesine neden olmuştu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bundan farklı bir sebepten dolayı cezalandırılmış olsaydım… Aman neyse, bunu söylememin zaten hiçbir faydası yok.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Düşünmek önemli olsa da son pişmanlık fayda etmezdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Pişmanlık sadece yapmak istediği şeydi. Ne yazık ki Subaru’nun kendi aptallığı için üzülecek zamanı yoktu. Hiçbir dakikasını ya da saniyesini boşa harcamamalıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Muhafız ona soğuk davranırsa onlarcasıyla, yüzlercesiyle uğraşmak zorunda kalacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Doğru ya, büyük bir adam bir keresinde kız tavlamanın tamamen miktar meselesi olduğunu söylemişti. Gerçi ben kız tavlamıyorum da.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yumruklarını sıkan Subaru, kendini toparlamasına yardımcı olması için farklı disiplinlerdeki profesyonellerin sözlerini referans aldı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve böylece, başka bir bölgedeki muhafızların kendisinden nefret etmesini sağlamak için Ada’da hızlı adımlarla dolaşmaya başladı…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Amma kıpır kıpırsın, Schwartz…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ne var, Weitz?]

Muhafızları aramak amacıyla etrafta dolaşan Subaru’ya alçak sesle konuşan kişi Weitz’di.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz’in yerde oturup, duvara yaslanmış şekilde gören Subaru başını eğdi. Bulundukları yer gladyatör arenasına bağlanan geçidin yakınındaydı. Ancak gladyatör arenasının koridoruna demir bir kapı indirilmişti, zaten Sparka veya ölüm maçı olmadığı sürece arenaya erişilemiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yani bugün çıkmazlarla doluydu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Böyle bir yerde n’apıyorsun? Saklambaç falan mı oynuyorsun?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Dediğin kelimeyi bilmiyorum da muhtemelen hayır… Bodrumda neler olup bittiğini görmek için geldim, birazcık…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bodrum… Oh, orası.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz çenesini salladı ve Subaru dönüp o yöne doğru baktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gladyatör arenasına giden geçidin hemen yanında, Ada’nın bodrum katına açılan bir kapı vardı. Bildiği kadarıyla Ada bir gölün üzerinde yüzüyordu, dolayısıyla bodrum katı hiçbir yere çıkmıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Daha doğrusu, dış dünyayla az ya da çok bağlantılıydı ancak――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bu sadece gölle doğrudan bağlantı sağlıyor, yani amaç cesetleri atmak, demişlerdi.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Ölüm maçlarında ölen Gladyatörler ve Gladyatör Canavarları… Hepsi bir arada… Kaybetseydik biz de balık yemi olacaktık…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bunu düşünmek bile tüylerimi ürpertiyor.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Balık yemi derken gölde yaşayan Cadı Canavarlarından bahsediyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Oldukça vahşi olanlar serbestçe dolaşıyor gibiydi, Gladyatör Adası’ndaki en yaygın ölüm nedenleri ölüm maçlarıydı ancak ikinci en yaygın ölüm nedeni; kazara ya da kaçmaya çalışırken Cadı Canavarlarına yem olmaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru da asma köprüyü kullanamazsa Cadı Canavarlarına yem olmaktan öteye gidemeyecekti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Duydun mu… Geçmişte Ada’dan kaçan gladyatörün hikâyesini?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ha? Oh, evet, duymuştum. O kişi yüzünden önceki Şefin kovulduğunu ve Gustav-san’ın yeni Şef olarak seçildiğini duymuştum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [O kötü koşullar iyileşti… Ama şimdi gladyatörlüğün konumu da istikrarlı hâle geldi… Ne düşünüyorsun?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ne mi düşünüyorum?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Kendimizi… Gladyatör konumuna, yönetilme konumuna mı teslim etmeliyiz?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz’in sözleri, Subaru’nun refleks olarak yakınlarda kimse olup olmadığını kontrol etmesine neden oldu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz’in az önce söyledikleri Gladyatör Adası’ndaki bir gladyatör için fazlasıyla aykırı ifadelerdi. Kötü niyetli bir muhafız bunu duyarsa ona uyarı vermek için yeterli bahanesi olurdu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her halükârda, Weitz muhtemelen Subaru’yla aynı birimde olduğu için diğer gladyatörlerden daha sert bir şekilde karşılanacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ihh, Weitz, bence söylediklerin konusunda çok dikkatsiz olmamalısın. Benimle konuşman sorun değil de diğer insanların bu konuda ne düşüneceğini merak ediyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunun üzerine Subaru, Weitz’in düşüncesini düzeltmeye çalıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bir sonraki Sparka’ya yakalanan sadece Subaru olsaydı durumla başa çıkmanın yolları olurdu. Ancak Weitz de bu işin içine eklenirse zorluk seviyesi dramatik bir şekilde artacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak Subaru’nun düşüncelerine yanıt olarak Weitz, “Schwartz…” diyerek devam etti…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Neden bodruma indiğimi sanıyorsun… Sana yardım edebilmek içindi…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Ih.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Buradan çıkmayı plandığını biliyorum… Ve, ve ben de seninle geleceğim… Burada bir gladyatör olarak kalmayacağım… Benim de sana borcum var…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu söylerken Weitz yavaşça ayağa kalktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ardından dövmelerle kaplı yüzündeki ciddi bakışları Subaru’ya yöneltti. Gözleriyle dikkatlice baktığında, Subaru yutkunarak gerildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Atmosfer, şaka yapılacak ya da birini kandıracak bir ortam yoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Weitz, ben…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Kim olduğunu biliyorum…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ha?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Ama mesele bu değil… Beni, Hiain ve onun tatlı diliyle karıştırma… Taktığın taçla ilgilenmiyorum… Sadece sana gücümü ödünç vermek istiyorum. Bunu unutma…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz’in gerçek kimliğini bildiğini söyleyen bu sözleri üzerine Subaru’nun vücudundaki tüyler diken diken oldu. Ancak Weitz’in bundan sonra söyledikleri Subaru’nun tüm vücudunun uyuşmasına neden oldu. Subaru bir hiç olsa bile, Weitz borcunu ödeyeceğini ve ona gücünü ödünç vereceğini söylemişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yani, bu son derece――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: […Güven verici, Weitz.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Hm…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru baş parmağını havaya kaldırıp güldüğünde Weitz başka tarafa baktı ve burnunu çekti. Subaru, hiç de dürüst olmayan bu tepkiyi Weitz’in tipik özelliği olduğu için esprili bir şekilde karşıladı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz’in yeraltını keşfetmeye gelmesinin nedeni asma köprüyü çalıştırmanın bir yolunu bulmaktı, dışarı kaçmanın bir yolunu arayan―― Subaru’ya yardım etmek içindi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sonuç olarak da burada böyle bir şey yoktu ve beklendiği gibi, asma köprüden başka bir çıkış yolu yoktu ve bu yüzden en başa, başlangıçtaki yönteme geri dönmeleri gerekiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ardından, Subaru bu sonuca vardığı anda bir şey oldu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Hık, bu sarsıntı da ne!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Asma köprü mü…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yerin altından bir sarsıntı geliyor gibiydi ve alçak bir ses titreyerek yankılandığında, Subaru ve Weitz aynı sonuca vararak baktıkları yönü değiştirdiler.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tüm Gladyatör Adası’nı sarsabilecek büyük bir mekanizma için yalnızca iki olası seçenek vardı, bunlar gladyatör arenası ve asma köprü olabilirdi. Ve gladyatör arenasına giden geçit -Subaru ve Weitz’in yanındaki yer- hâlihazırda kapalı olduğundan dolayı, tek doğal aday asma köprü olabilirdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Başka bi’ tane daha yeni grup insan…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yeni insanların gelmesi, bir sonraki Sparka’nın da başlayacağı anlamına geliyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz, ağzında kuruluk hissederken kendi kendine mırıldanan Subaru’ya baktı. Weitz’in bakışlarını alan Subaru, ona gülümseyerek baktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sanki endişelenecek bi’ şey olmadığına dair onu rahatlatmak istercesine.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――. Hadi gidip bi’ bakalım…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gülümsemesinin herhangi bir etkisi olup olmadığını ve Weitz’in ne hissettiğini söylemek mümkün değildi çünkü Weitz ona sırtını dönmüştü bile. Ancak az konuşan Weitz’in arkasındaki Subaru’yla adanın alt katmanından orta katmanına, oradan da asma köprüye bakan yüksek bir yere çıktılar.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Mümkünse kulenin girişinin açılıp kapandığını görmek güzel olurdu ama…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Schwartz-sama, buraya gelin.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Tanza.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru çenesindeki teri silerken genç bir kızın sesi ona ulaştı, nefes nefese merdivenlerden yukarı koşuyordu. Daha önceden yüksek bir yere ulaşmış olan Tanza elini salladı ve Subaru’yla Weitz ona katıldı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza, Weitz’in dikkatini çekerken…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Görünüşe göre Weitz-sama’yla beraberdiniz.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Aşağıda karşılaştık ve utanç verici bir konuşma yaptık… Peki ya sen Tanza?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: […Kuleyi inceliyordum. Beklendiği üzere, anahtar Gustav-sama’nın elinde gibi görünüyor.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Iğh, biliyordum işte.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza da adadan kaçmak için asma köprüyü çalıştırmak gerektiğini biliyordu. İkisi de lanet kuralını bildiğinden, iki çocuk birlikte adadan kurtulmak için kaçma planları yapıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak tam o sırada Weitz aniden araya girdi…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Anahtarı almak istiyorsanız… Savaşmalı mıyız?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bu plan çok kısa vadeli! Böylesine pervasız bir şey denersen muhtemelen lanet kuralına çarpılacaksın.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [――Ha.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Doğru…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz’in kısa vadeli önerisi, Subaru’nun lanet kuralı bahanesiyle caydırıldı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu duyan Tanza’nın gözleri büyüdü ve Subaru onu susturmak için parmağını ağzına götürdü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Aslında bir lanet kuralı olmadığı gerçeğini Tanza’dan başka kimseye söylememişti. Elbette o sırada orada bulunan sahte Cecilus da biliyordu ama öte yandan sahte Cecilus’un bu konuyu konuşabileceği hiçbir arkadaşı yoktu, dolayısıyla bilginin yayılmasından endişe etmiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak Subaru, bunun yayılmasının çok korkutucu bir gerçek olduğuna inanıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Gladyatörlerin bu kadar itaakâr olmasının bir nedeni de lanet kuralıdır.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gördükleri muamele hakkında büyük bir şikâyetleri yoktu, çünkü uyulmadığı takdirde hayatlarına mal olacak bir lanet kuralı vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ginunhive’deki gladyatörlerin Gustav tarafından bu kadar itaatkâr bir şekilde yönetilmesinin nedeni buydu. Lanet kuralının olmadığı ortaya çıkarsa Weitz gibi düşünen insanlar ortaya çıkacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve bu gerçekleşirse gladyatör tarafıyla yönetim tarafı arasında topyekûn bir savaş başlayacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sayı bakımından, ölenlere rağmen, gladyatör tarafı belki de kazanırdı ancak――.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Her muhafızın kırık boynuzlu bir Cadı Canavarı var, bununla da bi’ ton hasar verebilirler.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gladyatör Adası’nın muhafızlarının güçlü olmasının yanı sıra, onlara bir de Cadı Canavarlarının eşlik etmesi de muhafızların sıkıntılı bir yönüydü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sparka’da kullanılan tüm Gladyatör Canavarları, muhafızlar tarafından tutulan Cadı Canavarları olduğundan, Subaru ve diğerlerinin yenmekte zorlandığı aslan ve fare gibi daha pek çok Cadı Canavarı vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu nedenle Weitz bu noktada sabırsızlanırsa başları belaya girecekti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Ancak bana öyle geliyor ki Schwartz-sama’nın Sparka’daki tüm Gladyatör Canavarlarını yenmesini beklemek de pratik değil.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bu kulağa geldiği kadar pervasızca… Her şeyden önce, Gladyatör Canavarlarlarını yendikçe ruhum kırılır. Böyle bir strateji planlamıyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Durum buysa…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Pek çok şeyi düşünüyorum, endişelenme. Bana inanmak zorunda değilsiniz ama kesinlikle görmek istediğim insanlar olduğuna dair hislerime güvenin lütfen.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sırrın Weitz’dan saklanması gerektiğini anlayan Tanza, Subaru bunu söyledikten sonra sessizliğini korudu. Gözlerini hafifçe aşağıya çevirdi ve ardından “Görmek istediğin kişiler” diye devam etti…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Onlar, senin ailen mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Hmm? Şey, onlar benim için ailem kadar önemli insanlar ve hatta aralarında hoşlandığım kız bile var.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, biraz geciken soruya başını eğerek cevap verdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu duyan Tanza’nın dudakları hâlâ bir şey söylemek istiyormuşçasına kıpırdıyordu. Ancak o bir şey söyleyemeden Weitz aşağıdaki asma köprüyü işaret ederek “Bakın…” dedi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Onların olduğu taraftan ve karşı taraftan, her iki uçtan da asma köprü aktif hâle getirildi ve Gladyatör Adası’nın yeni sakinleri bu tarafa doğru geliyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Yeni gelenler ne tür insanlar olacak?.. Bu sefer Weitz’in ya da Idra’nın tanıdıkları olmadıkları kesin.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Yüzümü tanıyanların ölmesini umursamam…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Lütfen böyle korkutucu ve yalnız――…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tam bunu söylemeye çalışırken asma köprüden bir arabanın geçtiğini gördü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Araba, zırhlı siyah bir Galewind Atı tarafından çekiliyordu ancak üç gün öncekinden biraz farklı bir şey vardı; fark, arabaya binen insanların ne kadar uysal olduğuydu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Geçen seferde, Hiain’in arkadaşları Orson ve diğerleri arabaya itaatkâr bir şekilde biniyor gibiydiler ama bu seferki insanlar böyle değildi. ――Birisi arabanın yukarısında, tavanında, duruyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sallanan arabanın tavanında; kahverengi tenli, ince vücutlu bir kadın duruyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Hık!?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru o yüzü ve görünüşünün belirgin özelliklerini görür görmez boğazı çığlık attı ve aceleyle olduğu yere çömeldi. Parmaklıkların arkasına saklanarak vücudunu daha da küçülttü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kalbi muazzam bir hızla atıyordu ve kafasına doğru pompalanan kanın sesi patlamaya hazırdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [S-Schwartz-sama? Birdenbire bir şey mi oldu, sorun mu var…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [O…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [O?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [O kadın… Çok tehlikeli.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru çömelirken yanında, benzer şekilde çömelmiş olan Tanza gözlerini kocaman açmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak Subaru, Tanza’nın şaşkınlığına aldıracak durumda değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Kadın… O kadın?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun mırıldanmalarını duyan Weitz, korkuluklara yaslanarak asma köprüye doğru baktı. Weitz’in gözleri bile gelen arabanın çatısındaki kişiyi görüyor gibiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz kadının kim olduğunu bilmiyor gibiydi ama Subaru onun kimliğinin farkındaydı. Ve bunu bilerek, onun burada olmasının en kötü zaman olduğunu düşündü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

O araba ya da en azından çatısındaki kadın, bir sonraki Sparka için aday değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sonuçta, o kadının kimliği――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――İsmi hemen aklıma gelmese de o bir İlahi General.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Çünkü gümüş rengi saçları ve göz bandı olan, daha önce Guaral’da ortalığı kasıp kavurmuş, inanılmaz derece güçlü bir kadındı.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Re Zero Bölüm 69 Görsel 2

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

△▼△▼△▼△

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Bu seferki ziyaretçiler gladyatörler değil, İmparatorluk Başkentinden gelen elçilermiş.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu, Idra’nın bir muhafızdan duyduğu raporuydu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru ve yoldaşları arabaların gelişini belli bir noktadan izliyorlardı ama çatıdaki kadının -o yüce düşmanın- yarattığı şok çok büyüktü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [O kadın beni fark edip bu tarafa baktı…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hemen yere çömelen Subaru’nun yanında, onun yerine arabanın asma köprüden geçişini izleyen Weitz, inanılmaz bir şeye tanık olunca sesi titredi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yüz metre uzakta oldukları izlenimine kapılmışlardı ama oradan bile, bakışlarını hissetmek korkunçtu. Subaru çömelmekte haklıydı çünkü Weitz’in sözlerine göre onlara doğru bakmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Elbette, Subaru’ya şimdi baksa bile muhtemelen onu tanıyamazdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Yarı insan köpek, İlahi General… Büyük olasılıkla o Birinci Sınıf General Arakiya olduğundan eminim.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Sen de onu tanıyor musun, Tanza?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: […Daha önce Kaos Alevi’nden Yorna-sama’yı hedef alan kişilerden biriydi. Kendi gözlerimle görmedim ama bütün bir şehri alevler içinde bıraktığını duydum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Y-yalnızca tatsız bir şaka yapıyorsun, değil mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain, Tanza’nın sesindeki ciddiyeti gülerek geçiştirmeye çalıştı. Ancak orada kimse bunu gülerek geçiştirememişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Özellikle Subaru büyük bir etki altında kalmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Dümdüz güçlü olanlar genellikle benim için en sıkıntılı olanlardır.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun yararlanabileceği bir açıklık varsa ya da rakibi biraz ustalıkla idare edebiliyorsa kazanma şansı vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak yetenekleri arasında çok büyük farklar olan rakipler söz konusu olduğunda, stratejileri tükenirdi. Ne de olsa onlar saçma derecede güçlüydü. Ucuz numaralar güçlü rakipler üzerinde işe yaramazdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tüm hazırlıkların üzerine basmak, güçlü bir insanın ayrıcalığıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Schwartz-sama, lütfen çok kötümser olmayın. O İmparatorluk Başkentinden gelen bir elçi olduğuna göre, bu bizi ilgilendiren bir şey olmayacağı anlamına gelir. Onları şimdi düşman ilan etmek…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Çok erken, ha. Evet, evet, bu mantıklı. Tamamen doğru ama…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [En kötü senaryoyu düşünmekten kendimi alamıyorum… Anlıyor musun?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru ince kollarına sarılarak, kendisini cesaretlendiren Tanza’ya cevap verdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza’nın duygularını takdir ediyordu ve kendisi de Dokuz İlahi Generalden birini karşısına almak istemiyordu. Kibarca söylemek gerekirse Arakiya, Yorna’dan daha güçlü olmasa bile onun kadar güçlüydü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Böyle bir adada kapana kısılmış olan Subaru, gücünün en üst seviyesindeki böyle bir rakibe karşı savaşamayacağını hissediyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [A-ama neden bu kadar endişelisin ki kanka? O grup İmparatorluk Başkentinden geldiyse…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Idra: [Hiain, kafan basmıyor mu? Şu anda İmparatorluk ikiye bölünmüş durumda.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Ha? Ah, ahh! Harbi mi, demek mesele bu!..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Derin düşüncelere dalmış olan Subaru’nun yanı sıra Hiain ve Idra da ciddi ifadelerle tartışıyorlardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru konuşmalarının akışını tam olarak anlamamıştı ama bunun için endişelenecek zamanı yoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Aslında, Subaru’nun bunu fazla düşünmüş olması daha muhtemeldi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Şu anda Tanza’nın ya da benim, o kadının…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Birinci Sınıf General Arakiya’nın.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Arakiya’nın hedefi olduğumuzu sanmıyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru ve yoldaşları Ada’da biraz göze çarpıyor olsalar bile, Ada dışında tanınmaları pek olası değildi. Öyle olsalar bile, bu onun mevcut hâliyle olurdu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu bir sorun olarak kabul edilmemeli. Olbart’ın Abel’e karşı bir şeyler yapmak istese bile, Olbart’ın Subaru ya da Tanza’yla ilgilenmesi için herhangi bir neden düşünemiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Peki, İmparatorluk Başkentinden Ada’ya hangi amaçla bir elçi geldi ki?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Düşününce… Belki de Ada’nın gösterisi içindir?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Gösteri… Gladyatör Adası’nın asıl amacı.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz ve Tanza, Arakiya’nın ziyareti için olası bir neden buldular.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gladyatör Adası Ginunhive’in asıl amacı olan gösteriler, diğer yerlerden gelen seyirciler için gladyatörler arasındaki ölüm maçlarını sunmaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Zevksiz bir etkinlik olsa da Subaru, bunun İmparatorluk halkının korkunç arzularını dizginlemeye yardımcı olduğunu duymuştu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Gösteri yapacaksak tekrar bizi dövüştürürler mi?.. Ayrıca, isyan çıkmışken ve her yerde panik varken neden böyle bir zamanda bunu yapsınlar ki?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Idra: [Belki de tam da böyle zamanlarda yapılmasının nedeni de o. Amaç, İmparatorluğun sarsıldığı bir durumda İmparatorluk halkının güçlü olması gerektiği düşüncesini yerleştirmek…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [İmparator Ekselansları böyle düşünüyor demek, ha…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain’in çatlayan sesi, Idra’nın ikna edici düşünceleri ve Weitz’in ciddi mırıldanmalarıyla her birinin gözleri Subaru’ya çevrildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sanki Subaru’nun cevabı bilmesini bekliyordı ama aslında Subaru da cevabı bilmiyordu. Subaru’nun başını sallamaktan başka çaresi de yoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bence hem Hiain’in hem de Idra’nın dedikleri mümkün ama…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Ama?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Gerçekten de İmparator burayı önemsiyor mu ki merak ediyorum…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, İmparatorluk Başkenti’nde emirler veren İmparator’un sahte olduğunu zaten biliyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gerçek veya sahte, ikisi de Kaos Alevi’ndeydi ve bir isyan devam ettiğinden dolayı da Abel’in Subaru’nun bilgisi olmadan geri dönmüş olması pek olası değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İmparatorluk Başkenti’nden geldiklerine göre, bu sahte İmparator’un fikri olmalıydı. Neredeyse Abel’ınki kadar iyi bir plan yapabilen sahte İmparator Vincent’ın, zamanını ve enerjisini gereksiz şeylere harcayacağına inanmak zordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bunun kesin bir nedeni olmalı.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gerçek İmparator olması gereken Habil’in değil de onların, tüm dünyadan kopuk olan bu göl adasına Birinci Sınıf İlahi General göndermeleri için ne gibi bir sebepleri olabilirdi ki?

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Birinci Sınıf General Arakiya, kalabalık bir grupla içeri dalmadı, değil mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Evet…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Sadece uzaktan görsem de gelen tek bir arabaydı. En fazla beş ya da altı kişi vardı. Göze çarpan tek kişi Birinci Sınıf General’di.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Öyle mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gözleri kararmış olan Tanza, karşı tarafın neyin peşinde olduğunu bilmeden Subaru’yla aynı şeyi söyleyip durdu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Birisi, her şeyi fazla düşündüklerini ve sadece başlarını eğip fırtınanın geçmesini beklemeleri gerektiğini söyleyebilir. Bu da farklı bir bakış açısı olabilirdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Peki ya tam tersini düşünürsen… Elçinin bindiği arabaya saklanıp Ada’dan ayrılsak…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Arabada saklanma şeyini, zaten Kaos Alevi’nde yapılmıştı.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Aynı yöntem birden fazla kez işe yaradığı sürece sorun olmaz…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz’in önerisi Subaru ve Tanza tarafından ciddiye alındı. Ancak üçünü de dinleyen Hiain yüksek bir sesle “Bekle, bekle, bekle!” dedi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gri pullu kertenkele adam, yüksek sesiyle onların kendisine dönmesini sağladı,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Cidden adadan ayrılmayı mı düşünüyorsunuz? Delirdiniz mi?! Öleceksiniz!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Burada kalırsan sonunda bir şeylerle savaşırken öleceksin, aptal…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Ama bugün ya da yarın değil!!! Schwartz… kanka, sana ihtiyacım var!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ben de burada sonsuza kadar kalmayı düşünmüyorum. Yani, cidden sonsuza kadar burada kalmak istemiyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Minik dişlerle kaplı koca ağzı Subaru’nun planı karşısında soluk soluğa kalırken Hiain titredi. Belki de Hiain’in bakış açısına göre, adada yaşamak dışarıda yaşamaktan daha rahat olacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sparka’yı bir kez atlatıp gladyatör olan birinin ölüm maçları dışında hayatının güvende olduğunu söylemek abartılı olmazdı. İnsanın böyle düşünmeye meyletmesi anlaşılabilir bir şeydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Ufaklık! Idra! Lanet olsun size…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Schwartz-sama gibi, benim de burada daha fazla kalmak istemememin kendimce sebepleri var.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Idra: [B-Ben… Çıkabilseydim çıkardım, diye düşünüyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kendisini olumsuz bir konumda görüyor gibi görünen Hiain’in sözleri Tanza ve İdra’dan bu yanıtları geldi. Olumlu ve isteksiz yanıtlar arasındaki farklara rağmen, her ikisi de Gladyatör Adası hakkında olumlu hislere sahip değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yine de Hiain’in inanmasını zorlaştırıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [H-Hayatınızı pervasız şekilde kullanmanın da bir sınırı olmalı!..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Seni zor durumda bıraktığım için üzgünüm Hiain ama bunu senin de düşünmeni istiyorum. “Sonsuza kadar burada mı kalmalıyım ki?”]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain Subaru ve diğerlerine baktı, gözleri korkunç bir şeye bakıyormuş gibiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ama Hiain uzun uzun düşündüğünde bunu bilecekti. Burada elde edebilecekleri huzur ve güvenlik sadece bir basamaktı ve ancak birçok şeyi feda ettikten sonra ulaşılabilecekti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: […Çıkacak olsanız bile, lanet kuralı n’olacak?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Diz çökerek yaptığı inkârdan vazgeçtikten sonra, Hiain’in bir sonraki hamlesi bu olmuştu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gladyatör Adası’ndaki gladyatörleri bağlayan görünmeyen zincirler, gladyatörlerin hâlâ orada kalmasının ana nedeni, Weitz’in de bahsettiği bir şeydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Çoktan etkisiz hâle getirilmiş olmaları, en sonuna kadar söylemek istemediği bir şeydi. Ancak bu konuda temkinli davranmaya devam ederken Hiain Subaru’nun ve diğer herkesin akıl sağlığından şüphe etmeye devam etti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu yüzden, Subaru en azından onun tedbirini biraz gevşetmesini sağlamayı düşündü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Lanet kuralı hakkında da bir şeyler yapacağım. Aslında, nasıl yapacağıma dair bir ipucum var.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [――Hık!? Lanet kuralı hakkında mı?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Evet.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru yüzünde kendinden emin bir ifadeyle başını sallayıp, burada daha fazla zaman kaybetmenin iyi bir fikir olmadığını belirtti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cevap sadece Hiain’i değil, Weitz ve Idra’yı da şaşırttı. Sadece Tanza, zaten bir lanet kuralı olmadığının farkında olduğu için hiçbir şey söylemeden sessizce sahneyi izledi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru gerçeği söyleyemezdi ama göğsünü kabartması Hiain ve diğerlerinin korkularını gidermeye yardımcı olacaktı. Dolayısıyla artık Subaru özgüven eksikliği gösteremezdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Arakiya’nın bir elçi olarak hedefleri bilinmese bile――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Elbette, bu adadan çıkmanın bir yolunu bulacağım. Yani――…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

O zaman geldiğinde, senin gücüne ihtiyacım olacak. ――O sırada söylemek istediği şey tam olarak buydu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak Subaru bu sözleri söylemedi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Daha doğru bir ifadeyle bunları sürdürmenin artık bir anlamı yoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [――Hık.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Boğuk bir nefesin kaçış sesi duyuldu ve Hiain gözleri kan çanağına dönmüş bir hâlde yere yığıldı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Titreyen, kesik gözleri kan çanağına dönen Hiain’in iri bedeni yana doğru devrildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Herhangi bir ön uyarı olmadan, Subaru böyle ani ve beklenmedik bir olaya hızlı tepki veremedi ve yere yığılan Hiain’i destekleyemedi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [H… iain?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain’in bedeni ağır bir gümbürtüyle ortak salonun zeminine yığıldı. Yere yığıldıktan sonra Hiain hareketsiz kaldı. Tek yaptığı kasılmaktı, uzuvları seğiriyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ağustos böceği gibiydi, diye düşündü. Yaz ortasında yolda ters dönmüş ağustos böcekleri* gibiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

(Ç.N: Ağustos böcekleri, yaz aylarında aktif olan böceklerdir ve sıkça ağaçlarda ve bitkilerde bulunurlar. Ancak bazen bu böcekler yorgunluk veya başka sebeplerden dolayı yere düşerler ve sırt üstü kalırlarmış. Japonya’da bu bayağı yaygındır.)

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain ölüyordu, bir ağustos böceği gibi hareket ediyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Tek Hiain de değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: […Ah.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain’in düşme sesine kıyasla çok hafif bir ses daha duyuldu ve Subaru afallamış bir hâlde arkasını döndü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’yla konuşan üç kişi; Idra, Weitz ve Tanza da hepsi aynı şekilde sarsılarak ve titreyerek yerde yatıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Tanza?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiçbir şey anlamıyordu. Tek bir şeyi bile, bu yüzden tepki veremez hâle getirdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yere yığılmış Tanza’nın hemen yanına çömelerek onun çökmüş bedenini ters çevirdi. Tanza’nın gözlerinden kanlı yaşlar süzülürken başı öne eğik, gevşek bir şekilde yatıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gözlerinden, burnundan ve kulaklarından da kan akıyor; yere damla damla damlıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Eğğk!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve Subaru’nun boğazından çıkan çığlıktan dolayı, Tanza’nın bedenini yere düşürdü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Diğer üçünü kontrol etmek için acele etti. Hepsi hareket etmeyi bırakmış, gözlerinden ve burunlarından kan akıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ne…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

“Neden” diye soran bir ses, kafasının içinde muazzam bir şekilde feryat etmeye başladı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Nedennedenneden, Subaru’nun başı dönüyordu, kulaklarındaki çınlama son derece yüksekti, zihni önündeki sahnenin neden ve nasıl, hiçbir anlam ifade etmediğine dair sorularla doluydu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kafasındaki parçalanacakmış hissi Subaru’yu yutmak üzereydi――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [H-Hayır…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru kendi başını tutarak yukarı baktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Başına keskin, şiddetli bir ağrı saplandı; Subaru’nun burnundan kanlar damladı. Kulaklarındaki çınlama durmadı ve aynı zamanda, kanın sanki vücudundan dışarı sızdığını hissediyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Olayların sırası farklıydı. Subaru, Tanza ve diğerlerinin çektiği acının aynısını daha yavaş da olsa çekiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunun ne anlama geldiğini merak ediyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bu… anlamsız…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ellerini yere ve duvara dayayan Subaru ayağa kalkmayı başardı. Ayağa kalktı ve neler olup bittiğini görmek için koridora çıktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Odanın içindeki Tanza ve diğerleri çoktan umutlarını yitirmişti. Ve umudunu yitirenler sadece Tanza ve diğerleri de değildi. Çok, çok fazlası daha vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yan odadaki ortak oda, oradaki ve buradaki geçitler, ana salon, asma köprü alanı, içlerindeki herkes umutlarını yitirmişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Topallayan ayakları, titreyen gözleri ve kafasının içindekiler; sanki kulaklarından dışarı akıyormuş gibi hisseden Subaru kanlı kıyafetleriyle Ada’nın etrafına bakındı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Herkes ölmüştü. Kesinlikle herkes ölmüştü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hepsi ölmüştü; gözlerinden, burunlarından ve kulaklarından kan gelmişti. Hepsi ölmüştü. Ölmüşlerdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Neden?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Birdenbire olmuştu; gladyatörler, muhafızlar ve diğer herkes istisna olmadan ölmüştü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Herkese böyle olmuştu, o kadar âniydi ki.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Neden?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Herkes uzaklara gitmişti. Âniden, beklenmedik bir şekilde gelişmişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Buna inanamadığı ve kabul edemediği için sendeleyerek sormaktan başka çaresi yoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kime diye soracak olursanız gökyüzüne. Gökyüzüne değilse o zaman suya.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ne――…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [――Hey.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Birdenbire Subaru’nun sesine, kimsenin cevap verememesi gereken biri cevap verdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru âniden, hiçbir uyarı olmadan, herkesin bir anda öldüğü bir adada geride bırakılmıştı. Kendisinin de burnu ve kulakları kanıyordu ve bu onu endişelendiriyordu. Korkutuyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, kendisine cevap verebilecek birinin sesini duyunca arkasını döndü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [――Hey sen, böyle bir yerde ne yapıyorsun?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, kurtulduğunu hissettirdikten hemen sonra, anında donmasına neden olan bir adam önünde duruyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

△▼△▼△▼△

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Gördüğün gibi adadaki herkesin öldüğünü düşünmüştüm ama…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu söylerken siyah bandanalı adam boynundaki eklemleri çıtlattı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Parlak turuncu saçlarını kırmızı çizgilerle süslü bir bandanayla toplayan ince silueti, bir İmparatorluk Askeri görünümündeydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İlk bakışta yüzünün verdiği izlenim dost canlısı olduğu yönündeydi. Ancak bu korkunç bir yanlış anlamaydı. Sakın buna aldanmayın.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hem nazik görünen yüzü hem de arkadaş olmak istiyormuş gibi çıkan sesi, tamamen yapaydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Böyle şeyler uyduran adamın adı da――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Todd.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hatıralarının çekmecesini açmakta giderek daha da zorlandığı varsayılan Subaru, bu ismi önemli bir yerde saklamıştı ve bu yüzden kolayca hatırlayabildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Birisi neden bu ismin önemli olduğunu soracak olsaydı…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [――Hey sen, adımı nereden biliyorsun?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Çünkü tek bir kelimeyle seslenildiğinde, tavrı tam olarak yüz seksen derece değişmişti. Bu yüzden aralarındaki mesafeyi kapatıp yaklaşan adam tehlikeli biriydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Uzun adımlarla yaklaşan adam―― Todd, Subaru’ya doğru ilerliyordu. Todd’dan aceleyle kaçmaya çalışsa bile, kendi kendine yıpranmış olan vücudu buna izin vermeyecekti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hemen arkasından yakalanmıştı ve Subaru’nun vücudu şiddetle duvara doğru itilmişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ağh!..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Seni tanımadığıma eminim. Bir yüzü gördüm mü asla unutmam ama senin yüzünü gerçekten tanıyamıyorum. ――Hayır.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yüzü binanın duvarına doğru zorla itilirken yanağı, semsert hissediyordu. Subaru tarif edilemez bir acıyla kıvranırken Todd’un burnu Subaru’nun saçlarına yaklaştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Aynen öyle yaptı, Todd burnunu çekerek Subaru’nun saçındaki kokuyu aldı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Hey çocuk, tanıdığım korkunç bir adam gibi kokuyorsun.]
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, Todd’un kimden bahsettiğine dair düşünürken titredi. Sanki bu bir kombinasyon tekniği gibiydi; Todd’la karşılaştığında ortaya çıkan nahoş duygularla birlikte, bahsedilen kişinin kendisi olduğu hissini karıştıran bir teknikti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Mümkünse bir daha görmek istemeyeceği bir yüzdü, peki o zaman neden buradaydı? Neden adadaydı?

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Neden böyle…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Guaral’dan kaçan Todd, bu yerde miydi?

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Düşündüğüne göre, Todd kaçarken Arakiya’yı da yanında götürmüştü. Bunu fark etmeliydi. Arakiya buradaysa Todd da muhtemelen burada olacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Böyle bir şey çok saçmaydı. Birlikte kaçmış olmaları, bir sonraki yerde de birlikte olacakları anlamına gelmiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Neden? Nasıl? Nahoş. Korkunç. Todd neden burada ki?

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Neden herkes…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Öldürüldü mü? Hey, bu tür şeylere cevap veremem. Bana göre, senin hayatta kalman zaten bir hataydı. Seni olduğu gibi bırakabilirim, tabii zamanla geberip gidersin de…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Hık.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Zamanmış, şansmış, işlerimi böyle şeylere bırakmaktan pek hoşlanmam, anlıyor musun.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd’un sesi kulağına yakın bir yerde fısıldarken boynuna soğuk bir şey hafifçe bastırıldı. Bu, Todd’un belinden çıkardığı büyük bıçağın ağzıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Büyük bir hayvanın derisini yüzmek için kullanılabilecekmiş gibi görünen bir bıçak, biraz sertçe çekildiğinde bile Subaru’nun boynunun kesilmekle kalmayacağını, muhtemelen kafasının tamamı kopacağına emindi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve rakibi bir çocuk olsa bile, Todd kesinlikle tereddüt etmeyecek gibiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Olasılık dışı bir senaryo vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd’un Subaru’yu öldürmeyeceği bir senaryo――… Hayır, onu burada öldürmeyip muhtemelen daha sonraya erteleyeceği bir senaryo vardı. Subaru’ya bir şey sormaya çalışması ihtimali de vardı. Bu gerçekleşirse işler geri döndürülemez bir hâl alacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İşler geri döndürülemez, umutsuz bir olasılık hâline gelebilirdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İşte bu yüzden, o daha önce――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Bekle.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Hık.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Başı ağrıyordu, burnundaki kanama durmak bilmiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, kan kaybı nedeniyle bilincinin dalgalandığı hissinin ortasında, bir şekilde son çaresini kullanmak için dilini azı dişlerinin arasında dolaştırdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hemen ardından Todd parmaklarını Subaru’nun ağzına sokuverdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Ah.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ağzının içi istemsizce şiddetle işgal edilirken Subaru tüm gücüyle kıvrandı. Midesi içindekileri kusacaktı. Ancak hiçbir şey için endişelenmeyen Todd parmaklarını hareket ettirmeye devam etti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ardından, kustuğu yemeklerle birlikte onu da dışarı çıkardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: […Bu şey? Yoksa bu zehir mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Yoyo, sen ne biçim bir veletsin? Ağzına zehir koymak için bu kadar zahmete girmek, dizlerinin üzerine çöktüğünde intihar etmek için değil mi bu? Hayatına bu şekilde davrandığına göre sende kesinlikle bir sorun olmalı.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd, kirli parmaklarını Subaru’nun kıyafetlerine silerken yüzsüzce böyle söyledi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yine de onunla dalga geçiyormuş gibi hissetmiyordu. Subaru’nun düşüncelerine cidden inanamıyordu, tavrının yaydığı his buydu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Âdeta intiharın aptalca bir düşünce olduğunu söylemek ister gibiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Sanırım doğru söylüyorum. Acı çekmen çok da umurumda değil. İstersen kullan.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bu…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Ah, zaten öleceğin için intihar etsen de olur. Böylece bıçağımı kirletmeden işimi tamamlarım.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu kanıtla birlikte Todd omuzlarını silkti ve paketlenmiş “ilacı” Subaru’nun ağzına geri koydu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Dikkatlice azı dişlerinden birinin üzerine yerleştirdi, öyle bir pozisyondaydı ki kuvvetle ısıracak olursa paket yırtılacaktı. Ardından, içindekiler dışarı sızarak Subaru’nun hayatını sona erdirecekti. Bunun farkındaydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Bana fark etmez. Ölmen yeterli.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Omuzlarından tutarak Subaru’yu kendisiyle yüzleşmesi için döndürdü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd, gözlerinin önündeyken Subaru’nun sırtı duvara yaslanmıştı. Öyle ya da böyle Todd’a bir karşılık vermek istese de vücudu hızla güç kaybediyor ve uyuşuyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza ve diğerlerinin yaşadığı ölüm, yavaş yavaş Subaru’yu sarmalıyordu

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak bunun neden bu kadar yavaş olduğunu anlayamamıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Tik tak, tik tak, ya intihar ya da bıçak.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Seç.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Önündeki hedefi değiştirmeden kalan Todd, Subaru’ya bir cevap vermesi için baskı yaparken üç parmağını kaldırdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Aşırı, aşırı sessizce, Subaru Todd’dan iğrendi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza, Hiain, Weitz ve Idra hepsi ölmüştü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Orson ve diğerleri, İhtiyar Null, hatta muhafızlar, herkes ölmüştü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd hangi sebepten dolayı hayattaydı? Subaru da hangi sebepten dolayı ölecekti?

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Hık.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu düşünceler göğsünü korkunç bir şekilde yırtarken Subaru azı dişlerini sertçe ısırdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve paket yırtılıverdi, içindeki “ilaç” dışarı sızdı. Yavaş yavaş dilinin ve dişlerinin arasına aktı, içine aktı ve ardından――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Buğaah.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ağzı kanla dolup taştı, kararlı bir şekilde önünde duran Todd’a doğru tükürdü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kendisiyle birlikte onu da alaşağı etmek gibi bir niyeti yoktu. Sadece intikam duygusuyla kıyafetlerini kirletmeyi düşündü. Ancak Todd’un algıları mükemmeldi. Subaru kendini hazırladığı anda yana doğru kaydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu yüzden de kan ona isabet etmedi. Sadece kan tükürmüş olan Subaru yere yığıldı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yığıldı, yığıldı ve sonra, sonra, sonra――.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ah, ıh, ah, ooooahğ!..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tüm vücudu korku içinde titrerken zehir inanılmaz bir güçle dolaşıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Burnundan ve kulaklarından her zamankinden daha güçlü bir şekilde kan aktı, gözleri şişti, patlayacakmış gibi görünecek kadar şişti ve hep birlikte vücudunun hem eti hem de kemikleri gıcırdamaya başladı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hayır, sadece gıcırdıyor gibi geliyordu. Aslında, tüm vücudu çığlık atıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ihğ, gıh, guğuehğ, gueeeğh!..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sıcaklık, yanmakta olan kan gibiydi. Sıcaklık, kaynayan bir tencerenin içine atlamak gibiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tüm vücudu kaynıyordu. Sanki derisi yüzülmüş de içine de wasabi, hardal ve diğer her türlü baharatlı şey sürülüyordu. Sanki dağ dolusu iğne batıyordu, sanki tüm vücudu ince bir rendeyle kazınacak kadar acıyordu, acıyordu, acıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sadece acı çektiği için ölmek istedi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sadece eziyet çektiği için ölmeyi diledi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [Hey, sende harbiden bir sorun olmalı.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Oltaya takılmış bir balık misaliyle korku içerisinde çırpınırken ölüme doğru ilerliyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kan denizinde boğulmakta olan Subaru’ya bakarken Todd, bir şeyler mırıldanıyordu. Her ne söylüyorsa Subaru anlayamadı, anlamadı, anlayabileceği bir şey değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Artık hiçbir şey anlayamıyordu. Hiçbir şey anlayamıyordu, hiç――.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Todd: [――Kendini öldürmek için zehir kullanıyorsan normalde sana acı vermeyecek bir zehir hazırlaman gerekmez miydi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ses uzaklaştı, bilinci beyazlaştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve yine, sonuna kadar, sonuna kadar, acı, eziyet ve kan vardı, kanvardıkanvardıkanvardı, kanvarkanvarkanvarkanvarkanvar, kankankankan, kan――.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Patlama sesi duyuldu, kan vardı ve gözleri görmüyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Re Zero Bölüm 69 Görsel 3

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
△▼△▼△▼△

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Kim olduğunu biliyorum…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Ama mesele bu değil… Beni, Hiain ve onun tatlı diliyle karıştırma… Taktığın taçla ilgilenmiyorum… Sadece sana gücümü ödünç vermek istiyorum. Bunu unutma…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tüm vücudu kavruluyor, yanıyor ve acı çekiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tam da bu acının aniden sona erdiğini hissettiği anda, Subaru kendini soğuk havanın içinde buldu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve ardından da――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ah, ah…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Schwartz?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [AAAAAHH――!!!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru olduğu yerde kendi bedenini kucakladı ve ağzını sonuna kadar açarak çığlık attı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Çığlık attı, içindeki zehri dışarı atmaya çalışarak çığlık attı. Artık vücudunda bulunmaması gereken zehri dışarı atmaya çalıştı. Zehrin hâlâ varlığını sürdürdüğü hissine kapıldı, ölümle sonunu getiren bir zehirdi bu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’ya acı çektirecek, ona ciddi anlamda acı çektirecek ve kesinlikle onu ölüme götürecek kadar ölümcül bir zehirdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kaç kez tattığı baktığı önemli değildi――.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Gağh, hığ, AHHHHH!..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu ilacın getirdiği ölüm, Subaru’ya ölümün kolay bir yoldan olmayacağını ve asla kaçmaması gereken son kalenin koruyucusu olduğunu hatırlatmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

#Evet, uzun bir bölümün sonuna daha geldik. Kâbusumuz―― Todd, geri döndü! Ne fevkalâde bir buluşma; “tik tak, tik tak ya intihar ya da bıçak, seç”… Gladyatör Adasındaki herkes nalları dikti fakat neden ve nasıl? Yemeklerin veya suların içine mi zehir kattılar acaba? Ve neden adadaki herkesi, muhafızlar dahil, imha ettiler? Kafamda bir milyon tane soru var fakat bu sorular sonraki bölümlere kaldı gibi.
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ



5 1 oylama
Bölümü nasıl buldun?
Lütfen birbirimize karşı saygılı olalım. Spoilerlardan kaçınalım. Güzel güzel yorumlar yazalım!
7 Yorum
En eski
En Yeni En Çok Oy Alanlar
Inline Geri Bildirimleri
Tüm yorumları görüntüle
Çılgın Oyuncu
Çılgın Oyuncu
Temmuz 14, 2024 21:18

subaru hatta sevdiğim bı kız var dediğinde bı sırıtmadım değil kim olduğunu da sorsaydı tanza güzel olurdu

Anonim
Anonim
Temmuz 17, 2024 03:02

ne fena bölümdü be cok iyiydi

Anonim
Anonim
Eylül 11, 2024 15:36

lets gooooooo

Anonim
Anonim
Ekim 27, 2024 23:49

Todd ne yaptıda acaba herkes öldü. Bakalım neymiş diğer bölümlerde okuyup görücez.

furkan
furkan
Şubat 27, 2025 11:43

Tood benim için bu serideki en buyuk pictir (şimdilik)

yato zero
yato zero
Haziran 26, 2025 14:51

Elinize sağlık

baryonnarutotr
baryonnarutotr
Kasım 13, 2025 09:29

Orusbu çocuğu geldiiiiiik

⚙️
Scroll to Top