Kısım VII, Bölüm 67 – “Azı Dişinin Arkasında Saklı”



Bölümün ortalama okuma süresi 18 dakikadır. İyi okumalar dileriz.


ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

ㅤㅤㅤㅤ

Çevirmen: Bertiel

ㅤㅤㅤㅤ

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İhtiyar Null, Subaru’nun isteğini ilk duyduğunda birkaç dişi eksik olan ağzı görkemli bir şekilde çarpıkça açıldı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Duyduğuna göre, İhtiyar Null adada sadece bir şifacıydı―― tabii ismen çünkü başkalarını tedavi etmek gibi bir şey hiç yapmamıştı; bu yüzden bir doktormuş gibi davranıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İhtiyar Null, Ada Şefi Gustav Vali olarak göreve başlamadan önce de Ada’daydı. Adanın çok daha sert ve ölümcül olduğu bir dönemde, şifacı rolünü elde etmişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her şey, kolunu kaybetmiş bir gladyatörün açık yarasına kirli bir bez parçasını sürmekten başka bir şey yapmamasıyla başlamıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İnsanları tedavi etmesinin başlangıcı bu olunca, çağrılma sayısı epey artmış ve çok geçmeden de gladyatör arenasında gladyatör olarak durmak zorunda kalmamış, şifa odasında şifacı olarak çalışması emredilmişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

O andan itibaren uzun bir süre şifacı olarak çalıştı ve konumuna yakışır bir şekilde pek çok kanlı sahneye tanık oldu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu sayede en azından yaralara dikiş atmak ya da basit ilaçları karıştırmak gibi işleri yapabilir hâle geldi. Ölene kadar şifacı olarak huzur içinde yaşayacağı inancıyla sarı dişleriyle gülümsedi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru ayrıca İhtiyar Null’un yüzünün böylesine görkemli bir şekilde çarpıklaşmasına neden olduğu için kendini suçlu hissetti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru Ada’da yapmak istediği ve yapmak zorunda olduğu şeyleri gerçekleştirmeye çalışacaksa ne olursa olsun, bu vazgeçilmez bir şeydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu yüzden Subaru, insanları kurtarmak gibi övgüye değer bir iş yapan İhtiyar Null’dan bir ricada bulunmuştu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――Sadece ısırarak veya yalayarak bir insanı anında öldürebilecek bir zehir hazırlayabilir misin?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Re Zero Kısım 7 Bölüm 67 Görsel 2

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

△▼△▼△▼△

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İhtiyar Null için çok kötü hissetti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ama bu gerekliydi. Subaru’nun bir dövüşün ortasında bayılması ya da yarım yamalak bir şekilde hayatta kalması daha büyük bir sorun olurdu―― baştan başlaması için bir yol olmalıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve bunu yapmak için gerekli araçları elde ettiğinde, Subaru kesinlikle mükemmel olacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bacaklarım biraz daha uzun olsaydı yardımı olurdu.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu tür şikâyetler, savaşta tek bir büyük adımın yeterli olmadığı bir durumla karşılaşanların görüşleriydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tabii ki bu bir adım öne iki adım ileriye, hatta daha da hızlıca, bir sonraki fırsatta da koşarak zorla çözüldü. En iyi eylemi bulmak için deneme yanılma yöntemini tekrarlayarak arzu ettiği geleceği yakalayabilirdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu yüzden――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [――Bu kadarı kâfidir! Sparka’dan sağ çıkmakla iyi iş çıkardınız! Bana verilen yetkiyle hepinizi Gladyatör Adası’nın üyeleri olarak kabul ediyorum!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kalın bir ses tonuyla aktarılan yankılı bildiri, gladyatör arenasında yürütülen şiddetli savaşın sona erdiğini müjdeliyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gladyatör arenasının ortasında, biri büyük diğeri küçük iki kılıç vücuduna saplanmış hâlde sırt üstü yatan bir Gladyatör Canavarı’nın cesedi duruyordu. İki kanadı ve uzun kuyruğu kopmuş, acınacak bir hâlde bırakılmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak hareket etmek için kanatlarını ve keskin kuyruğunu kullanarak yaptığı saldırılar gerçekten ama gerçekten can sıkıcıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu iki sorunun üstesinden gelmek vücuduna zarar vermek için kesinlikle gerekli olduğundan, sadece ona gereksiz yere zarar vermediklerini belirtmek istedi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Gustav-san, cidden mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Nefes nefese kalan Subaru, omuzları çökmüş bir hâlde, arenaya en yakın koltuklarda duran Gustav’a baktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Adanın Valisi, dört iri yarı kolunu kavuşturmuş, Sparka’nın sona ermesini beyan etmişti. İnatçı ve esnek olmayan bir adama benziyordu ama Subaru, Sparka’nın sona erdiğine dair yaptığı açıklamanın bile kelimesi kelimesine aynı olmasını beklemiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hem bu savaş hem de Subaru’nun grubu için tesadüfen aynı kelimeleri kullandığını hayal etmek zordu, bu da Gustav’ın beyananın muhtemelen her seferinde aynı olduğunu gösteriyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Neyse――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Ba-Başardık… Başardık lan, başardık! Hayattayız! Hayatta kaldık lan!!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Yaşıyoruz!.. Ahğ, uvaaaağğh!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Ooooo, hoooo…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: […İnanamıyorum. Dünyanın sonu geldi sanmıştım…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Belki de öldük, Od Lagna’ya gittik?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gladyatör Canavarı’nın cesedinin etrafında beş kişi vardı ve her biri zaferlerinden dolayı şaşkınlık ve sevinç içindeydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunlar Orson, Hitz, Nadrey, Quonson ve Codley’di. Hepsi kertenkele adamdı ama hiçbiri aynı etnik kökenden değildi, zaferin formülü herkesin kendine has özelliklerini ve birlikte nasıl çalıştıklarını anlamaktan geçiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz ve diğerlerinde olduğu gibi onlardan herhangi biri olmasaydı zafer elde edilemezdi. ――Elbette Subaru olmadan da imkânsız olurdu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ama kazandılar!..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru bir çırpıda parmağıyla arenaya en yakın koltuklarda oturan Gustav’ı işaret etti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav’ın sert yüzü Subaru’nun kışkırtıcı tavrına rağmen değişmedi ve sadece gözlerini kısarak tepki verdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav tek kelime etmeden arkasını döndü ve koltuklardan uzaklaşarak Ada’ya geri döndü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cesedi temizlemek ve hayatta kalan gladyatörlerle ilgilenmek onun astları olan muhafızlara bırakılmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Schwartz!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Oh?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, Gustav’ın uzaklaşmasını izlerken ona doğru koşan biri adını seslendi. Bu Hiain’di, tribünlerden aşağı atlamış ve Subaru’ya doğru koşmaya başlamıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tüm vücudunun pulları diken diken olmuş gibiydi ve büyük, perdeli parmaklarıyla Subaru’nun omzunu tutarak seslendi,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Ne düşünüyordun lan!? Hayır, en başta Sparka’yı neden düşünüyordun ki…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ceza, hı hı? Ceza.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Bu… ceza mıydı?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Evet. Diğer gladyatörler bana, Gustav-san’a veya muhafızlara… Ada yönetimine itaatsizlik edersen önce uyarılacağını ve daha sonra da cezalandırılacağını söylemişti. Kötü niyetli suçlular lanete maruz kalırmış.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Birkaç gladyatörle konuştuktan sonra bunu doğrulayarak emin olmuştu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Herkes Gustav’ın gladyatörleri ziyan etmeme fikrini biliyor gibiydi ve ortaya konan kurallar konusunda ortak bir anlayış vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cezalandırma―― başka bir deyişle ilgisiz bir Birim tarafından gerçekleştirilen Sparka’ya, zorla katılmaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Sparka, yeni gladyatör olacak kişiler için bir geçiş töreni ve hâlihazırda gladyatör olanlar katılmıyor. Onların kendine ait Birimleri var, bu yüzden de bunu yapmaları için bir neden yoktu.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Buna ek olarak da Sparka için toplanan Birim, Sparka sırasında Gladyatör Adası’na giren kişilerden oluşan bir seçkiyle rastgele belirlenecekti. Başka bir deyişle kişinin uyumlu olduğu kişileri seçmesi de sevdiği kişileri seçmesi de imkânsızdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yetenekleri, güçlü yanları ve hatta kimlikleri bilinmeyen insanlarla eşleştirilip Gladyatör Canavarı’nı yenmek için onlarla birlikte çalışmak zorunda kalmak oldukça göz korkutan bir görevdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Katılımın hiçbir değer taşımadığı ancak ölüm olasılığının çok yüksek olduğu tehlikeli bir ölüm maçıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gladyatörler, Sparka’nın Gladyatör Adası’ndaki en zorlu ölüm maçı olduğu konusunda hemfikirdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Eh, şimdi Ceci yüzünden onunla yapılan ölüm maçlarının en kötüsü olduğu algısı var gibi.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [――. Sparka’ya neden katıldığını anlıyorum. Ama…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ama?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [En başta! Neden cezalandırılmak zorundaydın ki lan? Oradaki onca konuşmadan hemen sonra anında Sparka’ya katılabilmen amma da garip! Sanki…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

O anda, Hiain öfkeli konuşmasına bir ara verdi ve bakışlarının dolaşmasına izin verdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, Hiain’in bu cümleden arta kalan kelimeleri söylemekte tereddüt etmesi üzerine küçük omuzlarını silkti. Hiain’in ne söylemek istediğini az çok anlamıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Sanki Orson ve diğerlerine yardım etmeye çalışıyormuşum gibi mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [――Hık.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Haksız değilsin. Orada olmasaydım şimdiye hepsi nalları dikmiş olurdu.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Aslında, Subaru’yla bile savaşın durumu korkunçtu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Çünkü savaşmak için Hiain’den daha uygun olmayan onlarla bir olmak için kertenkele adamlar olarak birleştiklerini göz önünde bulundurarak müttefikleri olarak başlamak zorundaydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yine de Kaos Alevi’ni gördüğünü hatırlamak oldukça yardımcı oldu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Anladığım kadarıyla hepiniz Kaos Alevi’ne ulaşmaya çalışıyordunuz?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [N-ne…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bu tür şeyler hakkında cidden konuşmalısın. Ne de olsa birbirinizi tekrar görebildiniz.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu söylerken Subaru elini Hiain’in omzundaki elinin üzerine koydu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain yarık gözlerini kocaman açarak Subaru’nun siyah gözlerine baktı. Subaru da ona bakarak çenesini beş kertenkele adamına doğru eğdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hayatta kalmanın keyfini çıkaran beşli, yavaş yavaş etraflarına bakacak kadar kendilerine geldi; sonra içlerinden biri olan Codley, Hiain’in varlığını fark etti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve sonra da――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Codley: [Hiain! Bu Hiain! Yaşıyor… Yaşıyor!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Codley’in sesi yüzünde neşeli bir ifadeyle çınladı ve ardından diğer dördü Hiain’e baktı. Hepsi Hiain’in varlığından duydukları memnuniyeti dile getirerek ona olumlu tepkiler verdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kertenkele arkadaşlarının tepkilerini gören Hiain’in yüzünün buruştuğuna şahit olan Subaru konuştu…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bunun uğruna hayatımı riske attığım bir şanstır. Tadını çıkar, kardeşim.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kamburlaşmış sırtını tokatlayan Subaru, Hiain’i yoldaşlarının yanına gönderdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain birkaç kez tereddüt etse de sonradan titrek adımlarla ilerledi ve――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [S-Schwartz!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Evet?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: […Teşekkürler.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain bunu söyledikten sonra kendisini bekleyen beş kertenkeleye doğru yürüdü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Orson ve diğerlerinin Hiain’e karşı bir düşmanlığı ya da kötü niyeti yoktu çünkü Subaru beşlinin neden yakalanıp Gladyatör Adası’na getirildiğini zaten biliyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Uygun bir şekilde konuşabildikleri takdirde, birbirleriyle anlaşmazlığa düşmeleri için hiçbir neden kalmayacaktır.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: […Schwartz-sama?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Voaa!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain’in arkadaşlarıyla yeniden bir araya gelişini izlerken arkasından gelen bir sesle irkildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Havaya zıpladığında öksürük krizine girecek kadar şaşıran Subaru…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ç-çok yakındı… Neredeyse ölüveriyordum! Beni böyle korkutma be!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Benim söylemem gereken şey tam da buydu! Neden âniden bunu yaptın ki… Ölmek mi istiyorsun ki!?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Yok be, ölmek falan istemiyorum!?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza, eliyle ağzını kapatarak arkasını dönen Subaru’yu sert bir şekilde azarladı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Küçük kızın hararetli itirazları karşısında Subaru çaresizce başını salladı. Ancak Tanza bu bahaneye hiç de ikna olmuş görünmüyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Durup dururken Sparkalarına katıldığını görmek beni fazlasıyla şaşırttı. Ve bunun Vali Gustav’a karşı gelmenin bir sonucu olduğunu bildiğimden, gereksiz olduğunu düşündüğün için hayatını çöpe atıverdiğini düşünmeden edemiyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Yo yo, yanlışın var. Hayatın değerini benden daha iyi anlayan çok fazla insan olduğunu sanmam. İşte bu yüzden Hiain’in arkadaşlarını da kurtardım.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Kendi hayatından bahsediyordum… Onları kurtarabildiğine sevindim çünkü her şey yolunda gitti ama benim bakış açımdan, tehlikeli bir noktada olduğun pek çok zaman oldu. Mucize sonucu buradasın.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Demek mucize ha.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sesinin tonunu düşüren Tanza, Subaru’nun pervasızlığını pragmatik bir bakış açısıyla azarladı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tıpkı söylediği gibi ve muhtemelen izlerken bir dizi üzücü ânın yaşandığı doğruydu. Subaru, Tanza’nın buna neden mucize olarak adlandırdığını anlayabiliyordu. ――Ama bu mucize falan değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Mucizeleri Tanrı getirir, bu sonuç tamamen benim eserim.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yani bu mucize falan değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu, Natsuki Subaru’nun iki ucu boklu değnek olan bir kaderini, elinin tersiyle ittiğinin kanıtıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: […Sadece Hiain-sama’nın arkadaşlarına yardım etmek uğruna mı bu kadar pervasızca davrandın? Yoksa bu sadece Segmunt-sama’yla yaptığın kısasa kısas bir şey miydi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Hayır, Ceci’ye kızgın olduğum doğru olsa da bunun için hayatımı riske atmam için gerçekten çıldırmış falan olmam gerekirdi… Biliyorsun, Hiain’in arkadaşlarını kurtarmak için iyi bir nedenim harbiden vardı.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Gözlerin korkunç bir şekilde şüpheyle dolu yahu!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun açıklamasının ikna ediciliğinde bu kadar dik bir düşüş olması şaşırtıcıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, Tanza’nın suçüstü yakalanmış bir suçluya bakıyormuşçasına güvensiz bakışları altında omuzları çökmüş bir hâlde, zayıf bir sesle “Doğru ya…” diye mırıldandı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza, Subaru’nun acınası hâli karşısında küçük bir nefes verdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [O hâlde amacın neydi, Schwartz-sama?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bu…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza tavrını değiştirip konudan uzaklaşınca Subaru sorusunu yanıtlamak için bir kez daha arkasını döndü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain ve beş arkadaşı birlikte konuşuyorlardı. Subaru, Hiain’in konuşurken sesinin tonunda belli belirsiz bir şekilde yükseldiğini duyabiliyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu yüzden de――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Belki de bu konuyu konuşmadan önce birazcık daha beklemeliyiz.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: […Schwartz-sama?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Gözlerin gene korkunç bir şekilde şüpheyle dolu yahu!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kendisine bu kadar güvensizce davranması karşısında çileden çıkan Subaru, gizlice parmağını ağzına soktu. Ardından, bir azı dişine takılı olan paketin konumunu iki kez kontrol etti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Orada duran şey, Subaru’nun İhtiyar Null’dan hazırlamasını istediği son çareydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu döngüyü umutsuz mücadelenin üstesinden gelerek yakalamıştı ve kesinlikle istemeden yapacağı bir hatayla bunu mahvetmek istemiyordu. Dikkatsiz hatalar yüzünden ölmemek için çok dikkatli olmalıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Subaru bunu düşünerek sarılmış olan “ilacı”, azı dişinin arkasına sıkıştırmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

△▼△▼△▼△

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Orson’un grubunun söylediğine göre Kaos Alevi yerle yeksan edilmiş gibi.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yüzü acı dolu olan Hiain’in raporu üzerine Tanza yuvarlak kaşlarını indirdi, gözlerini aşağıya doğru dikti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Olabilecek en kötü durumu hayal etmiş olsa bile, bunun gerçekten gerçekleştiğini öğrenmenin şokunu hafifletmiyordu. Birisi tökezleyip düşeceğini bilse bile, düştüğünde yine de canı yanardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sparka sona erdikten sonra, Orson ve diğerleri sorunsuz bir şekilde hayatta kalmış ve gladyatörler gibi karşılanmış, daha sonra muhafızlar tarafından Ada’nın tesislerini ve ortak olarak kullanılan odalarını gezdirmek için yönlendirilmişlerdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yoldaş olmalarına rağmen, onlar ve Hiain farklı Birimlerden oldukları için birlikte olamıyorlardı, bu yüzden Hiain koyun gibi kendisiyle aynı Birimde olan Subaru ve Tanza’nın odasına giriş yapmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun bilmek istediği hikâyeleri de bu şekilde paylaşmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Bu tür hikâyeleri dışarıdan duymak istiyordun, değil mi? Sonuçta bu adada kalırsan dışarıdan bilgi alamazsın.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Yarı yarıya. Yo yo, üç bölü yedi diyelim. Yedi olan taraf Hiain’in ve Orson’un grubunun olduğu taraf.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Ne diyo’n gene lan, ürkünç velet!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain bunu kastetmiş gibi konuştu ama kollarını kavuşturarak arkasını döndü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, Hiain’in duygularını düzene soktuğunu ve Subaru’nun Sparka’ya katılma amacının ne olduğunu düşündüğünü görmekten memnundu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain’in yüz ifadesi biraz aydınlanmış gibiydi çünkü Orson ve diğerlerinden önemli konuları duyabilmişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu da――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: […O salaklar köle tüccarlarından beni geri almaya çalışırken yakalanmışlar. Onları gerçekten kurtarmak mümkün değil.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Tanrı da kader de kalpsizin teki. Zaten, bu yüzden onlara yardım etmiştim… Yoksa “biz” mi demeliydim?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Hah, ne demek istiyorsun? Gerçek mânâda Sparka’ya katılan tek kişi sendin.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Hiain burnundan akan sümüklerle dizlerinin üzerine çöktün ve ciddiyetle rica etmiştin, “bana yardım etmen için yalvarıyorum, lütfen Schwartz-sama”…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Saçma sapan konuşma lan!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Eliyle uzanarak başını kavradı ve onu sağa sola sallayıverdi. Ardından, artık sersemlemiş olan Subaru’yu burnunu çekerken bırakan Hiain, Tanza’nın durumunu fark etti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kaos Alevi hakkındaki hikâyeyi dinledikten sonra gözlerini yere diken kıza Hiain “Tıfıl” diye seslendi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Kaos Alevi hakkında üzgün mü hissediyorsun? Neden…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: […Kaos Alevi benim memleketim. Şehir yerle bir olmuşken ben…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [A-Anlıyorum… Yani, bu kadarı, bu kadarı, ha.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain’in gözleri beklenmedik cevap karşısında şaşkınlıkla bir o yana bi’ bu yana kaydı. Kazalara karşı savunmasız olma karakteri ortaya çıkmıştı ama hemen “Ama!” diye bağırdı…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Şehir kesinlikle yok edilmiş gibi görünse de gerçek hikâye şu ki orada yaşayan insanlar yok edilmedi. O şehirdeki herkes farklı bir yere gitmiş… Açıklaması çok da kolay değil ama…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Açıklamak zor mu?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Hayır, sadece ne kadarına inanmam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu girişle birlikte Hiain, bundan sonra ne söyleyeceği konusunda tereddüt etti. Ancak Tanza ve Subaru’nun ilgileri hikâyesinin devamına yönelmişti bile.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu hisseden Hiain derin bir nefes aldı ve sonra da…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Görünüşe göre dışarıda büyük bir isyan var. Kaos Alevi’nden gelenlerin de bu isyana katıldığı söyleniyor. Hikâyeye göre İblis Şehri’nin başı zaten sık sık isyan çıkarmış ve şehir de onun aptallığı yüzünden yok oluvermiş… Ovv ovğğ.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [――Yorna-sama aptal değildir.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Ö-Özür dilerim! Nedenini gerçekten anlamasam da özür dilerim!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hızlıca özür dileyen Hiain, Tanza’nın keskin bakışları karşısında korkmuş bir sesle ciyakladı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain bir kez daha gereksiz kabadayılığıyla bi’ başkasının gazabına uğruyordu ve arkasından Subaru, az önce söylediklerinde içine su serpecek kısımlar buldu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Elbette bu, Hiain’in Orson’un grubuyla yaptığı konuşmada aktardığı her şeye inandığını varsayıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Kaos Alevi’nin işi bitmiş olsa da Yorna-san ve şehir halkı iyi. Bir isyan söz konusuysa Abel ve diğerleri güvende gibi.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İmparatorluk Başkenti’ni geri alma savaşı Abel’ın yokluğunda devam edemeyecekti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Başka bir deyişle Abel hâlâ hayattaydı. Medium, Taritta ve hatta Al’in de güvende olduğunu umuyordu. ――Umarım Louis de Yorna’nın yanında güvendedir.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: […Gerçekten de kaybedecek zamanım yok.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Dışarıdaki durum hakkında kısmi de olsa bir fikir edindikten sonra Subaru’nun dışarı çıkma arzusu daha da güçlendi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Doğal olarak Kaos Alevi’ndeki herkes için endişeleniyordu ama aynı zamanda Yorna ve Abel’in grubunun bir araya gelmeye çalışacağı Guaral’daki insanlar için de ――Rem için de endişeleniyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İçinden bir ses, Subaru’nun küçültüldüğünü öğrenirse kesinlikle ona yine kızacağını söylüyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――. Rem’e güvenilir yanlarımı göstermeyi çok istememe rağmen.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kişisel olarak artık daha formda olduğunu, kafasının daha berrak olduğunu düşünüyordu ama Subaru dış görünüşünün ikna edici güçten yoksun olduğu gerçeğini haklı çıkaramazdı. Tanza’nın gözlerini şüpheyle sürekli ona çevirmesi, muhtemelen küçük bedeniyle ilgiliydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her durumda…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Mhm, kaptım olayı. Teşekkürler Hiain, bana yardım ettin.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Yardım edilenler benim de… Neyse anladıysan problem değil.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain Subaru’ya garip bir cevap verdi, Subaru ona teşekkür etmişti. Aldığı cevap karşısında küçük bir kıkırdama geçiren Subaru, Tanza’nın tarafını tutması gerektiğini düşünüyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [――Schwartz, Vali seni çağırıyor.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ortak salonun dışında, Gladyatör Adası’nın siyah üniforma giymiş bir muhafızının sesi duyuldu. Bu çağrıyı duyan Hiain’in ifadesi sertleşti ve Tanza’nın gözleri şaşkınlıkla açıldı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Muhafıza baktı…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: [Vali Gustav, Schwartz-sama’yı mı çağırıyor? Neden ki…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Muhafız: [Duymadım. Konuşmam için de bir neden yok. İtaat et sessizce. Yoksa…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Hiç sorun değil! Bu kadar düşmanca davranmasaydın bile, seninle itaatkâr bir şekilde gelirdim… Bu arada, itaat etmediğim takdirde fişimi mi çekeceksin?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Muhafız: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Şaka yaptım yahu, şaka.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tek gözü kapalı olan Subaru’nun konuşkanlığı karşısında, hayatının baharında olan muhafız dudaklarını büktü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’dan pek hoşlanmadığı belliydi. Elbette sevmiyordu. Bu muhafız, Subaru Sparka’dan önce Gustav’la konuşurken orada bulunuyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunun nedeni, Subaru’nun Sparka’ya katılması için tetikleyiciyi rolünde olmasıydı veya başka bir deyişle Subaru cezaya maruz kaldığında orada bulunmuştu. Onun bakış açısından, Subaru’nun gerçek doğası gizemden ibaretmiş gibi görünebilirdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kendi isteğiyle bir Sparka’ya katılmaya hazır olduğu için kesinlikle aklını kaçırmış bir çocuktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Şey, biraz hava almaya çıkıyorum. Tanza, lütfen uslu bir kız ol ve beni bekle.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: […Schwartz-sama, siz olsanız da yaramazlıklarınızı ölçülü bir şekilde yapmaya özen gösterin.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Doğruu, yani bununla tartışamam bile.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza’nın boğuk ses tonu karşısında Subaru’nun alaycı gülümsemesi daha da derinleşti. Subaru, kendisini sessizce aceleyle çağıran muhafıza itaat ederek odadan çıktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tam o sırada Hiain, Subaru’nun arkasından “Schwartz” diye seslendi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Ihm, şey…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Hmm? N’oldu?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Ah, sadece… K-kendine iyi bak. Birimimizdeki insan sayısı azalırsa -nasıl olursanız olun- başı derde girecek olan biz olacağız, ona göre.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun yüzü bu samimiyetsiz endişe dolu sözler karşısında şaşkına döndü. Sonra hemen bir “Pufft” çekti ve Hiain’e başını salladı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Tabii, farkındayım. O zaman sonra görüşürüz.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru elini sallayarak Tanza ve Hiain’den geçici olarak ayrıldı. Ardından, önünde yürüyen muhafızın arkasını takip ederken…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Gustav-san kızgın mıydı?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Muhafız: […Vali duygusallaşacak biri değildir. Benim aksime.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gereksiz sözlerle onu kışkırtmaması gerektiğinin ima edilmesi üzerine Subaru üzüntüyle başını eğdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

△▼△▼△▼△

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Ve böylece ikisi Subaru’yu muhafızlar tarafından götürülürken uğurladılar.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Hey, şu Schwartz denen çocuk n’aptı…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Idra: [Az önce muhafızlar onu ne için götürdüler, Sparka’dan başka bir şey için miydi ki?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu sözlerle birlikte Weitz, Idra; Tanza ve Hiain’in geride kaldığı odaya geldiler. Onlar da Subaru’nun Sparka’sını seyirci koltuklarından izlemişlerdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Doğal olarak böylesi bir pervasızlığın faili olan Subaru’ya sormak istedikleri epey şey vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her ne kadar Hiain kadar köşeye sıkışmamış olsalar da öfkeleri onları seyirci koltuklarından aşağı atacak kadar kısa değildi ama――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Tanza, neler olduğunun farkında mısın?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza: […Hem biraz farkındayım hem de değilim, karmakarışık bir durum. Schwartz-sama benden de bi’ şeyler saklıyor gibi.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [O fazlasıyla şüpheli bir adam… Yine de kendine göre bazı yetenekleri yok değil…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanza konuşmasının ardından, gözleri aşağıya çevrilmiş olan Weitz ve Idra bakışıp iç geçirdiler.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Üçünün konuşmasını dinleyen Hiain sessizce hareketsiz kaldı. Bir kertenkele olduğu için yüz ifadesini ayırt etmek zor olsa da bir yandan diğer yana sallanan gözleri bir şeyler hakkında endişelendiğini açıkça belli ediyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sonuç olarak üçü de ona sırasıyla “Hiain”, “Hiain” ve “Hiain-sama” diye seslendiler…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Idra: [Bu surat ifadesi de ne…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Hayır, millet… Schwartz denen çocuğun Sparka’ya bilerek karıştığının da farkındasınız, değil mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Idra: [Bu… Görünüşe göre herkes bu durumu görünce böyle düşünmüştür.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Idra, bocalayan Hiain’in sözlerini yanıtladı ve Tanza’yla Weitz başlarını sallayarak onayladılar.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu, gladyatör arenasındaki savaşa tanıklık eden tüm gladyatörlerin ortak anlayışı gibiydi. O hâlde herhangi birinin bakış açısına göre günümüzde düzenlenen bu Sparka, Subaru’nun aktif katılımı olmadan başarılı olamazdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [Bunu yapmaktaki niyeti neydi bilmiyorum ama…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [――. Benim de hiçbir fikrim yok. Ama, ama.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Weitz: [――? Ama ne?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Bunu neden yaptığından tam olarak emin olmasam da neden yapabildiğini biliyor olabilirim, belki…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

“Anlayabilirsin”, diye devam ederken Hiain dışındaki üç kişi de anlamış görünüyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Asıl soru Subaru’nun neden Sparka’ya katıldığı değil, Subaru’nun Sparka’ya nasıl katıldığı ve hayatta kalabildiğiydi. Tanza bir yana, bu soru Weitz ve Idra’yla alakasız bir soru değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu nedenle de yoğun bir ilgiyle karşılaşan Hiain tükürüğünü yuttu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve ardından――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [Az önce dışarıdan gelen insanlardan duyduğum şeye göre… İmparator’un gayrimeşru oğlunun dışarıda bir yerlerde olduğuna dair bir söylenti varmış. Olay tam da bu.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Herkes: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hiain: [――Siyah saçları ve siyah gözleri olan velet hakkındaki söylentilermiş.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
#Bu sefer diğer bölümlere kıyasla kısa bir bölümün sonuna geldik. Söz verdiğim gibi bu bölümü elimden geldiğince hızlı bir şekilde çevirip sizlere sunmaya çalıştım. Bölüm gelecek olursak Abel ile Subaru’yu karıştırdılar. Tabii, uzaktan bakınca böyle bir benzerlik söz konusu olabilir. Ayrıca, Subaru ne planlıyor? O zehri ne için kullanacak? Bütün sorunların cevabı umarım ki sonraki bölümde ortaya çıkacaktır. Okuduğunuz için teşekkürler!!



5 2 oylar
Bölümü nasıl buldun?
Lütfen birbirimize karşı saygılı olalım. Spoilerlardan kaçınalım. Güzel güzel yorumlar yazalım!
5 Yorum
En eski
En Yeni En Çok Oy Alanlar
Inline Geri Bildirimleri
Tüm yorumları görüntüle
Çılgın Oyuncu
Çılgın Oyuncu
Temmuz 2, 2024 02:29

Belkide öldük ve Od langa gittik diyen eleman yanındaki küçük yerden bitme orayada gitti abi bayılıyom böyle detaylara

furkan
furkan
Şubat 27, 2025 09:16

Çocuk Subaru çok tehlikeli aq bizim normal Subaru olsaydı aman ölmeyeyim abi derdi

Kansula
Kansula
Mart 16, 2025 09:13

Çeviri için teşekkürler

yato zero
yato zero
Haziran 26, 2025 13:41

elinize sağlık

Eymen.k
Eymen.k
Ağustos 27, 2025 19:15

Veled subaruyu sevdim

⚙️
Scroll to Top