Kısım VII, Bölüm 62 – “Adanın Düzeni”



Bölümün ortalama okuma süresi 19 dakikadır. İyi okumalar dileriz.


ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

ㅤㅤㅤㅤ

Çevirmen: Bertiel

ㅤㅤㅤㅤ

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Burada bulunma nedeni ve Dokuz İlahi General kavramı, Cecilus tarafından bilinmiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun zihni, bu âni bombamsı açıklamayı algılayamadığı için karışıklık içindeydi. 

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Etkisi, üzerine soğuk su sıçramasından çok daha çarpıcıydı; gözlerini birkaç kez kırpıştırmaktan kendini alamadı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [N-Ne demek istiyorsun? Neden burada olduğunu bilmediğini söyleyerek…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Demek istediğim aynen dediğim gibi. Kendimi bu Gladyatör Adasına atılmış buldum, yepyeni bir ortam ve geleceğe bakış açısıyla beni oldukça zor durumda bıraktı. Aslında burası benim yaşamam için oldukça rahat bir yer, bu yüzden çok da fazla zorlanmadım ama gene de böyle demiş ola’k.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Oh? Belki de yine bi’ şeyler düşünüyorsun? Kankaaam, Basu kesinlikle düşünmeyi seviyo’, he. Yani, bence sorun değil; ben pek fazla düşünmeyi sevmeyen taraftayım, gördüğün gibi. Derin düşüncelere dalmış insanlarla dalga geçmem, onları rahatsız etmek de istemem, o yüzden ağzımı kapalı tut’ca’m!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus’un ağzını kapatması uzun zaman alsa da sonra hemen hemen sessizleşiverdi. Bununla birlikte, ağzı kapalı olduğu süre boyunca bacakları pıtır pıtır atıyor; gözleri durmadan fırıl fırıl dolaşıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her ne kadar dalga geçmiyor olsa da bu, dikkatini dağıtmak için fazlasıyla yeterliydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak Subaru bu tür şeylerle uğraşacak kadar soğukkanlılığa sahip değildi. Bir şeyle uğraşacaksa bu, en azından anlamlı bir şey olmalıydı. 

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Örneğin――,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Nasıl oluyor da Dokuz İlahi General hakkında hiçbir şey bilmiyorken adının Mavi Şimşek olduğunu biliyorsun? Bu çok garip değil mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Ah, bu sorunun cevabı basit. Bu şok edici takma ismi bulan benden başkası değildi! Cecilus Segmunt, Vollachia’nın Mavi Şimşeği! Ne düşünüyo’n? Çok çarpıcı ve zarif bi’ izlenim veren bir takma ad, di’ mi? Bir gün ismim o kadar meşhur olacak ki tüm dünyadaki herkes, ana karakter olan bana hayran kalacak! Bu tutkumun sembolüdür.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bulduğun takma ad…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu gururlu cevabı duyan Subaru’nun omuzları, hayal kırıklığıyla çöküverdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun tavrı karşısında şaşkına dönen Cecilus, “Hıhh? Sorun nee~?” diye sorarken Subaru’nun yüz ifadesine kayıtsızca baktı. Ancak Subaru buna cevap verecek iradeyi kaybetmişti. 

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gözlerinin önündeki çocuğun gerçek Cecilus Segmunt mu yoksa sahte mi olduğuna dair bir sonuca varmıştı. 

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Beklenildiği gibi çocuklara saygı duymayan pek çok yetişkin olduğu hakkındaki teorisi, Dokuz İlahi General’i hiç duymadığı yönündeki çirkin ifadesini tersine çevirecek güçten yoksundu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Nereden bakarsanız bakın, gerçek Birinci Sınıf General’in; Dokuz İlahi General’i hiç duymadığını söylemesinin imkânı yoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [İmparatorluğun bir Generali olduğunu bilmeden şaka yapıyor olmalısın…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Böylesine pürüzlerle dolu bir mantıkta, mantıklı bir şekilde ilerlemeye çalışmak tamamen anlamsızdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Dolayısıyla Subaru’nun aklında, karşısındaki çocuğun gerçek Cecilus olma ihtimali ortadan kalkmıştı. O sadece bi’ şakacıydı, kurt gibi ağlayan bi’ çocuktu ――sahte bi’ Cecilus’tu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve böylece, bu çıkmaz sokakta filizlenen ince umut ipliği de kopmuştu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hâlâ tek bir umut tohumu kaldıysa o da sahte Cecilus’un bir yalancı olup belki de fazlasıyla korkunç olan ada hakkındaki hikâyesinin de yalanlarından biri olduğuydu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [――Yani bulunduğun yer burası, Segmunt.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Uvaaa!?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bir sonraki anda, Subaru düşüncelere dalmışken arkasından bir adamın derin sesinin ona çarpmasıyla sıçradı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu ses ne sahte Cecilus’a ne de tabii ki yatağında uyumakta olan Tanza’ya aitti. Subaru arkasına, sesi duyduğu şifa odasının girişine baktı; şaşkınlığı daha da artmıştı. 

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Şifa odasının girişinde duran figür, tahmin edilemeyecek kadar iri bir adamdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [D-Devasa!..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Adam o kadar iriydi ki insan onun boyuna hayret etmeden edemiyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hayır, sadece uzun boylu da değildi, aynı zamanda hem boy hem de en olarak bir kalınlığı vardı, tüm vücudu kalın ve büyük olma tanımına uyuyordu. Boynu ve uzuvları kütük kadar iriydi ve giydiği, bir polis ya da askerinkine benzeyen siyah kıyafetler o kadar gergin ve dardı ki sanki patlamak üzereymiş gibi görünüyorlardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun küçüldüğü gerçeğini bir kenara bırakırsak o kadar devasa bir adamdı ki ona bakmak boynunuzu ağrıtabilirdi. 

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Boyu rahatlıkla iki metrenin üzerindeydi ve muhtemelen Subaru’nun bu isekai’de, gördüğü en uzun insandı. Çok sert bir surat taşıyan devasa vücudu, ağzı kapalıyken bile çıkıntı yapan dişleri ve mavi renkli teni gibi özellikleri sayılamayacak kadar çoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak, en belirgin özelliği henüz tanımlanmamıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

En belirgin özelliği şuydu,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Yo, naber, Gustav-san! Bu sabah fevkalade bir şekilde şık ve düzgün görünüyo’n! Görünüşün her ayrıntısına gösterdiğin özen centilmenin temelidir, bunun gerçekten de örnek bir davranış olduğuna inanıyorum!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [İltifata lüzum yok, her zamanki gibi aşırı sağlıklı olduğunu gördüğüme memnunum. Senin gibi bir varlık gladyatör arenasında kullanılmalı. Çünkü ben, bir yetkili olarak tüm adilliğimle kesin bir yargıya vardım.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu söyleyen Gustav adındaki devasa adam, sahte Cecilus’un alaycı sözleri karşısında bıkkın bir şekilde iç çekerek, dört kalın kolunu da kavuşturarak cevap verdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Doğru, dört kol.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yüzü bir iblisinkine benzeyen iri vücudu kas yığınıyla sarılmış iri yarı adam, omuzlarından iki kol daha fışkırarak dört kollu olma özelliğine sahipti. Hatırladığı kadarıyla Çok Kollu Kabile adı verilen ve böyle bir özelliğe sahip olan yarı-insan ırkı vardı, onları tanıdığı yaşlı bir adamdan duymuştu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanıdığı yaşlı bir adam…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ihhm… Doğru ya, Wilhelm-san’dı.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Tanıdıklarının isimlerini hatırlamak bile, Subaru için zorluydu. 

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun zorlu mücadelesi dışında, sahte Cecilus, Gustav’ın sözlerine gülerek “Yoo” dedi…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [İlgin fazlasıyla takdire şayan! Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum Gustav-san! Ölecek olsam bile bu, savaş alanında olmalı. Ada Şefinin mantıklı bir insan olmasından dolayı çok mutluyum, gerçekten de fazlasıyla şanslı bi’ adamım!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Kamu ve özel işlerin birbirine karıştırılması düzen için bir engeldir. Bir memur olarak benim böyle aptalca bir uygulama yapmamın hiçbir anlamı yok.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Oh, ohh, anlıyorum! Düşünceleri için Vali Gustav’a çok teşekkürlerimi sunuyorum~!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav, sahte Cecilus aptalca bir gülümseme takınıp ellerini birleştirdiğinde entelektüel gözlerini ona dikti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

“Kamu işleriyle özel işleri birbirine karıştırma” ifadesi Subaru’ya sanki sahte Cecilus’tan kişisel olarak hoşlanmıyormuş gibi gelse de bunu irdelemenin bir anlamı yoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sahte Cecilus dışında, nihayet Subaru’nun konuşabileceği biri vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Yani, Segmunt oradaki çocuk…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve tam bu sırada Gustav da dikkatini Subaru’ya çevirdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Böylesine şaşırtıcı bir yükseklikten aşağıya doğru bakması bile başlı başına boğucuydu, sanki tüm vücudu bir gözdağı veren bir havayla sarmalanmış gibi hissediyordu. O dört çapraz kol, uçlarındaki yumruklar bir çocuğun kafası kadardı, Subaru onlardan darbe alsa muhtemelen ölüverirdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru refleks olarak tükürüğünü yutarken sahte Cecilus onun yanında ellerini çırptı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Oh evet, sonunda uyandı. Ve arkadaşı genç hanım için endişelendiği için onu buraya getirmiştim. Ancak görünen o ki uyuyan küçük hanım beklediği kişi değilmiş, bu yetmezmiş gibi pek çok tutarsızlık da meydana geldi. Bunun şoku şimdilerde dağılıyor, bu yüzden şu andan itibaren hikâye ortaya çıkacak.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Açıklama için teşekkürler. Ancak uyandıktan sonra yapman gereken ilk şeyin yetkiliyi yani benim önüme getirmek olmasını emrettiğimi hatırlıyorum. Bu kızın ve oğlanın adada karaya çıkmasına izin vermem için bir koşulum bu olacaktı.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Öyle miymiş? Üzgünüm, unutkanlık var da.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [――――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus’un boş cevabı üzerine Gustav sessizce parmağını kaşlarının arasında ovuşturdu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu yaparken gökyüzüne, Subaru ve diğerlerinden çok daha yakın olan adam tavana doğru baktı ve kendi kendine homurdandı, “Bir memur olarak ben düzenin bekçisiyim, kamu ve özel işleri birbirine karıştırmayacağım…”

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, Gustav’ın sahte Cecilus’la ilişkisinin ne olduğundan emin değildi ama muhtemelen Cecilus ona çok zor anlar yaşatmıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunu fark edince Gustav için üzülse de biraz rahatlamıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Ceci tarafından itilip kakılan tek kişi ben değilmişim.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [İnsanları itip kakacağımı düşünmen çok çirkince. Sanırım bilmek istediklerini düzgün bir şekilde açıkladım ve gitmek istediğin yere, görmek istediğin kişiyi görmen için de eşlik ettim.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Evet, haklısın, yanlış telaffuz ettim. Açıklamada bir sürü dolambaçlı yol vardı ve tanışmama izin verilen kişi de görmek istediğim kişi değildi. Gitmek istediğim yerlere de elimi kolunu sallayarak gidemeyeceğimi öğrenince bu, beni depresyona soktu.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sahte Cecilus’un kötü bir niyet yokmuş gibi görünüyordu, bu yüzden de bunu söylemenin bir anlamı yoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru ona bunu söylediğinde, sahte Cecilus memnuniyetsizlik içinde dudağını büzerek “Tch” diye çıkardı. Bununla birlikte Gustav, Cecilus’la ilgili hayal kırıklığı başarıyla çözülmüş gibisinden tekrar Subaru’ya doğru döndü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve sonra――,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Çocuk, uyandıysan konuşmamıza yeniden başlayalım.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bunu yapmaktan mutluluk duyarım. Ben de başka birinden duymak istediklerim vardı. Özellikle, bu adada yüksek mevkiye sahip biri olursa bu daha da iyi olur.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Anlıyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru söylediği sözlere dikkat ederken Gustav iki sağ eliyle de çenesine dokundu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İlk bakışta sert bir dış görünüşü vardı ancak konuşması ile yaydığı hava fazlasıyla sessiz ve sakindi. Gözlerinde zeki bir parıltı vardı, gür başlı olan Zikr’e; fazlasıyla benziyormuş izlenimi veriyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Başka bir deyişle mantıklı bir yetişkinin temsiliydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav, Subaru’nun beklentilerini teyit edercesine derin ve ağırbaşlı bir şekilde başını salladı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Resmî bir yetkili olan benim adım Gustav Morello ve Kutsal Vollachian İmparatorluğu’nun yetmiş yedinci İmparatoru, İmparator Ekselansları Vincent Vollachia tarafından bu adanın yönetimi bana emanet edildi. Bana adını ve mensubiyetini söyleyebilir misin?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kibarca mevkisini ve adını söyleyerek doğrudan Subaru’ya hitap etti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru bu gerçek karşısında biraz şaşırdı, sonra elini göğsüne koydu ve başını eğdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [K-Kendini tanıttığın için teşekkür ederim. Benim adım Natsuki… Natsuki Schwartz.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Anlıyorum. Schwartz.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, baskı altında olmasına rağmen, Gustav’a cevap olarak adını açıklamıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bir an için gerçek adını mı yoksa takma adını mı kullanacağını düşündükten sonra biraz karışık bir cevap verse de bu noktada bu, bir başarı olarak kabul edilmeliydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Dürüst olmak gerekirse Gustav’a yalan söylemenin doğru mu yanlış mı olduğundan emin değildi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak Subaru’nun gerçek adının yayılması hiç iyi olmazdı. Sahte Birinci Sınıf General olduğu için sahte Cecilus için büyük bir mesele olmayabilirdi ancak Krallığın işleri hakkında kimin bilgili olabileceğini asla bilemezsiniz.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Saklanabilecek şeyler saklanmalıdır. Cecilus, Subaru’nun şu anki takma adını duyduktan sonra başını “Ha~?” dercesine eğmiş olsa bile.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Ama sen Natsuki Schwartz’sen o zaman Segmunt neden sana Basu dedi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Sanırım Ceci’nin kendine göre bir gerekçesi var. Onaylamak ister misin?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [――. Hayır, gerek yok. Yetkili olarak bana emanet edilen görevler düşünüldüğünde, anlamsız çabalara harcayacak zamanım yok. Şu anki kapasitemde bilge birisi olmasam da bilge birisi olmaya çalışıyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Başını sallayan Gustav, Subaru gibi akıllıca bir karar verdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bunun sahte Cecilus’un her zamanki davranışlarından kaynaklandığını düşünmek biraz can sıkıcıydı, bu yüzden bunu Subaru’nun davranışlarının sonucu olarak düşünmek daha iyiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her durumda――,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [İsmine cevap verebiliyorsun ve görünüşünü bakılırsa herhangi bir fiziksel rahatsızlığın da yok gibi görünüyor. Şifacıya göre gücün önemli ölçüde azalmış, bunu da hissediyor musun]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Gücüm… Kendimi biraz yorgun hissediyor olabilirim. Ama bana yardım etmek için yaptığın her şey için teşekkürler.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Bir şeyi düzeltmeme izin ver Schwartz. Orada sana yardım eden Segmunt’tu, ben değildim. Bana gelince seni kendi kapasitemle kabul etmeyi, sadece şartlı olarak kabul ettim.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [A-Anlıyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav’ın mantıklı yanıtları Subaru’nun neredeyse bocalamasına neden oluyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Konuşma şekli ve sözlerinin içeriği Subaru’ya karşı pek de misafirperver değildi ve sesinin tonu soğuk ve duygusuz arasında bir yerdeydi ancak kolay anlaşılır açıklamaları gerçekten yardımcı oldu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sahte Cecilus’a kıyasla, ne kadar konuştuğunu ve sözlerindeki bilginin miktarı çok daha dengeliydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Az önce sorduğu soru bile Subaru’nun uyandıktan sonraki durumu için duyduğu endişeden kaynaklanıyor gibiydi ve işler böyle devam ederse Subaru onunla konuşması durumunda dinlemesi mümkündü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru ve Tanza da bu Gladyatör Adasına yanlışlıkla gelmişlerdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Gustav-san, ben ve bu kız… Adı Tanza ama buraya bir tür hata sonucu gelmiş olmalıyız.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Hata, derken?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――! Yani, sebebini bilmiyorum. Sadece, bayağı uzaktaydık… Kaos Alevi’ni biliyorsun, değil mi? O şehirde olmamız gerekiyordu!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sahte Cecilus’a göre bu Ada ve İblis Şehri, birbirlerinden fazlasıyla uzakta gibiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sadece bu bile, Subaru da dahil olmak üzere herkesin başlarına gelenin ciddi bir çıkmaz olduğunu anlaması için yeterli olmalıydı. İblis Şehri’nden bu adaya gönderilmek sıradan bir olay olmaktan çok uzaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Aldığımız onca yardımdan sonra bunu söylememin fazlasıyla bencilce olduğunu biliyorum ama burada daha fazla kalamayız. Eminim ki dışarıda bizi arıyorlardır! Mümkünse onlara güvende olduğumu bildirip mümkün olan en kısa sürede de onlara katılmak istiyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İdeal olarak koşullar elverirse Tanza’yla birlikte buradan ayrılacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru kendisinin ve Tanza’nın neden adada olduğunu bilmiyordu ama Yorna’nın Tanza için endişelendiğinden emindi. Asıl amacı, Yorna’yı kendi tarafına çekmek olduğundan dolayı; onu mutlu edecek bir şey yaparsa Abel kızmayacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ayrıca, Subaru Yorna’ya oldukça düşkündü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

O nazik kadını mutlu edebilirse çok daha iyi olur diye düşündü.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Yani, buradan bir an önce çıkmam gerek――]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [――Yeter. Bu kadar yeter, Schwartz.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru sesini yükseltmek üzere öne doğru eğildi ancak devasa elin avuç içisi onu durdurdu. İki sağ el yüzünün tam önündeydi, bunlar tarafından susturulan Subaru sözlerini “Ihhm” diyerek kesti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sağ elini çarpazlayan geçen Gustav, sol ellerini aynı anda çenesini ve başını okşamak için kullandı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Ne demek istediğini anlıyorum. Durumunu kabaca anladığımı söyleyebilirim. Ayrıca, kendi söyleyeceklerimi de dinlemelisin. Adil olan bu.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Adil…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Adil, adildir; katıdır, tarafsızdır, mutlaktır… Düzen denen şeyi inşa etmek için vazgeçilmez olan mutlak bir ilkedir.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun sözü kesiliverilmişti ve yavaşça söylenen kelimelerle saldırıya uğradığı için kaşlarını çattı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Adalet ya da hakkaniyet gibi şeyler, acelesi olan birinin bakış açısından bakılınca kulağa oldukça kolaymış gibi geliyordu. Ancak Subaru yine de başını salladı, burada Gustav’a karşı gelmenin ona yardımcı olmayacağını biliyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun tepkisi üzerine Gustav tek gözünü kapatarak “Çok iyi” dedi,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Daha önce ne söylediğimi hatırlıyorsun, değil mi? Sizleri kurtaranın Segmunt olduğunu ve bir yetkili olarak da seni ve o kızı buraya iniş izni vermemin bazı koşullara bağlı olduğunu.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bu… Evet, hatırlıyorum ama…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Dikkati, onlara yardım edildiği kısma yönelmişti; bunun şarta bağlı olduğu kısmına değil. Ama Gustav bunu gerçekten de Subaru’ya baskıcı bir tonda söylemişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ama bu koşullar tam olarak neydi ki? Subaru ve Tanza’nın Adaya girmesine hangi koşullar altında izin verilmişti?

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Schwartz, gerçek şu ki sağlam bir muhakeme gücüne sahipsin, sorularıma nasıl cevap vereceğini bilemeyecek kadar bilgiden yoksun değilsin, eğitimini bana resmî bir şekilde hitap etmek için kullanıyorsun, şifacının teşhisine göre sağlığın yerinde ve bizzat söylediğin kadarıyla da herhangi bir fiziksel rahatsızlıktan muzdarip olmadığın gerçeği var. Herhangi bir itirazın var mı?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Hepsini birden söylemen başımı döndürse de… İtirazım yok sanırım.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Dediklerine inanmamış gibi görünüyorsun. Herhangi bir itirazın var mı yok mu?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [――. İtirazım yok.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav’ın bakışları Subaru’nun yarım yamalak bir cevap vermesine dahi izin vermedi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu durum karşısında şaşkına dönen Subaru rakibine baktı. Bakışları Gustav’ın korkutucu, heykele benzeyen yüzüne geri döndü, gözlerinin tonu ve ifadesi değişmemişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Konuşma oldukça tek taraflıydı ve Gustav’ın inisiyatifi ele geçirmesiyle devam etti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu durum Subaru’nun giderek artan bir korku hissetmesine neden oluyordu ve hızlı bir çözüm de bulamıyordu. Her zamanki gibi elinde hiçbir bilgi yoktu. Başka bir deyişle onun için başka seçenek yoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve Subaru’nun yerine――,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Gördün mü sana söylemiştim, di’ mi? Basu, senin standartlarını uygun bir şekilde karşılıyor, Gustav-san. Ayrıca bugünkü program için tam zamanında geldi, bu yüzden şikâyet edemezsin, di’ mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Ancak kız henüz uyanmadı.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Buna gelince ıhh, bir Vali’nin yetkisi altındaki şeyleri koordine ve manipüle etmenin yolları vardır, di’ mi?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Evet. Kız uyanmazsa yönetmelikte belirtilenden bir kişi daha az kişiyle başlayacağız.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Yani, yani, arı kovanına çomak soktuk, ha!?]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru şaşkınlık içinde kalırken Gustav’la anlaşan kişi sahte Cecilus’tu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu konuşmanın ana konusunu algılayamasa da kendisi ve Tanza’yla ilgili olduğunu anlayabiliyordu. Ayrıca, bu sahte Cecilus’un bir konuşmayı düzgün bir şekilde yürütmekten aciz olduğunu da anlayabiliyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Dahası, Subaru bu başarısızlığın faturasını ödeyecek kişinin sahte Cecilus’un kendisi olmadığını hissediyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Üzgünüm, Basu. Görünüşe göre elimden bu kadarı geliyo’. Gerisini kendi başına yapman gerekecek. Eminim ki yapabilirsin!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [B-beklebeklebekle! Tüm bu konuşma, burnuma kötü kokular getiriyor! Az önceki konuşma da neydi ki? Gustav-san! Bu adada kalmamızın şartları da neydi…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [――Sparka’ya katılmalısınız.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Spaa?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru yükseklerden gelen bu yabancı kelimeyi duyunca kaşlarını çattı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav katılacaklarını söylediyse o zaman bu Sparka bir tür etkinlik falan olmalıydı. Burada, Gladyatör Adasında, düzenlenen herhangi bir etkinlikti―― bu konuda kötü bir hisse kapılmadan edemedi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Al daha önce Gladyatör Adasındaki yaşamın kendisi için zor ve acı verici olduğunu söylemişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Orada olacak olan olayların korkutucu ya da acı verici olması kaçınılmazdı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Bekle, Gustav-san! Neden Sparka’ya katılmamız gerekiyor ki!? Bu adaya bilerek bile gelmedik!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Savaş esirleri, köleler, suçlular… Bu Gladyatör Adasına gelenlerin koşulları farklı olsa da çok azı isteyerek gelir. Ve bir memur olarak bana düşen tek rol, İmparator Ekselanslarının istekleri doğrultusunda görevimi sonuna kadar yerine getirip tüm bu kanun kaçaklarını barındıran Gladyatör Adasına düzen getirmektir.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [İmparator… Ekselanslarının istekleri…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [――Bu, Gladyatör Adasını İmparatorluğun en anlamlı kan gölüne dönüştürmek için.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu açıklama o kadar korkunç derecede duygusuzdu ki Subaru’nun kanı onu tersledikten hemen sonra donuverdi. 

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav’ın gözlerinin tonu, konuşma şekli soğuk ve tereddütsüz görünüyordu ama bu yanlış olurdu. Gustav’ı tanımlamak için daha uygun kelimeler vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sanki gerçekten de robotik, inorganik ve soğukmuş gibiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru, Gustav’a dair izlenimindeki değişiklik karşısında kaskatı kesilerek nefesini içine çekerken Gustav ona “Schwartz” diye hitap etti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Daha sonra kendisinden çok daha küçük olan Subaru’ya doğru baktı,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Ona İmparator Ekselansları diyeceksin. Birincisinde uyarı, ikincisinde ikaz, üçüncü zaten olmayacak.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: […Ah.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Ayrıca, Sparka’yı reddetmene izin vermeyeceğimi tekrarlamak istiyorum. Sparka’ya katılmayı reddetmen durumunda, sen ve kız asıl kaderinizi paylaşacaksınız.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Asıl kaderimiz derken ne demek istiyorsun?..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Segmunt’un ricasını reddedildi ve karaya çıkmanıza izin verilmedi. ――Böylelikle de gölün derinliklerinde yaşayan Cadı Canavarlarının kurbanı olacaksınız.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav, hiçbir tereddüt göstermeden Subaru’nun gelecekteki seçeneklerini sundu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu dev gibi adam bir çocuğa reddetmenin ölüm demek olduğunu söyleyebilirdi. Soğukkanlı olmanın anlamı buydu ve aynı zamanda Subaru’nun küçülürken acı verici deneyimlerden başka bir şeyle karşılaşmadığı için de kötü şansına bela okuma arzusu duymasına neden oldu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

İnsanlar genellikle çocuklara karşı daha nazik değiller miydi ki?

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yoksa güçlülerin saygı gördüğü Vollachia İmparatorluğu’nda çocukların sırf zayıf oldukları için duraksamadan öldürülmeleri kabul edilebilir miydi ki?

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Durum buysa böyle bir ulus yerle yeksan edilmeli…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Ne demek istediğini bilmesem de küfretme izin vereceğim. Büyük aptallıkların tohumları hoşnutsuzluk fideliklerinde büyür, düşmanlıkla sulanır.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yavaşça başını sallayan Gustav, dişlerini gıcırdatıran Subaru’nun omuzlarını tuttu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Başını kolayca kavrayabilecek bir avuç içine sıkışan Subaru direnmek için hiçbir şey yapamadı. Daha ziyâde, Subaru zorla direnip bu yerden kaçmayı düşündü ama――…

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Bu yaklaşımı pek tavsiye etmiyo’m, Basu. Muhtemelen çok kötü vakit geçirirsin. Bunu nezaketten falan da söylemiyorum, sadece daha çok bunun sıkıcı bi’ şey olacağını hissediyo’m, bu yüzden bunu yapmamanı şiddetle rica ediyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: [Kalbinden geçenleri söylediğin için teşekkürler. Geberip git, Ceci.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Cecilus: [Vayyy, seni gerçekten de kurtarmama rağmen sen bana korkunç şeyler söylüyo’n. Yine de hangi duyguların sana bunları söylettiğini anlamıyor değilim, bu yüzden sana kızmayaca’m.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sahte Cecilus’un girişimini rahatça engellemesiyle Subaru’nun son direnişi de kaybolmuş oldu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sonunda, dost mu düşman mı olduğu belli olmayan sahte Cecilus’a küfürler savurarak duruma ilişkin kızgınlığını ifade etmeye çalışmış olsa da onun tepkisine karşılık vermek Subaru için boşa çaba harcamak olurdu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Her halükârda, Subaru için hiçbir anlam ifade etmese de Sparka’ya katılmak zorunda kaldı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Reddederse balıklara yem olacaktı ve ona söyleneni yaparsa da――,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [Niteliklerinizi kanıtlayın ki Vali olarak ben de sorumluluğumu üstlenip sizi bir gladyatör olarak karşılayayım.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: […Süper.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Başarılı olursa köle olacak, başarısız olursa balıklara yem olacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru küçültüldüğünden beri başına iyi bir şey gelmediğini düşünmüştü ama artık bunu düzeltmek zorundaydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Vollachia İmparatorluğu’na geldiğinden beri başına gelmeyen kalmamıştı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru: […Vollachia İmparatorluğu’ndan harbiden de nefret ediyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru’nun nefretle yakınması, sanki uyumaya devam eden Tanza’yı düşünüyormuş gibi sesi; alçak, sessiz ve dakikalıktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve ardından――,

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

△▼△▼△▼△

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Mekânı sarmalayan sıcaklığı tüm vücudunda hissetmişti.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak ürkütücü olan şey, üzerlerine yağan bakışların sayısına rağmen bunun küçük bir kargaşa olmasıydı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Sessiz bir heyecan ya da coşkudan ziyade, sağır edici bir sessizliğin verdiği gariplik hissi vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ancak Subaru’nun bu duruma kızma ya da şikâyet etme lüksü yoktu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Siktir, siktir lan… Benimle dalga geçiyor olmalısın, bu en kötüsü!..]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Yapacağım lan, siktiğimin şeyini yapacağım…]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

???: [Susun lan! Emirlerime itaat edin, hepiniz! Bunu yaparsanız buradan canlı çıkarsınız!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gürültülü sessizliği yararak Subaru’nun hemen yakınında üç adam beliriverdi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Derisi kayaya benzeyen pullu derili bir kertenkele adam; vücuduna birçok dövme kazınmış kel kafalı bir adam ve uzun, pas rengi saçları olan hoş yüzlü genç bir adam.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Hepsi farklı geçmişlerden ve ırklardan geliyordu ama hepsinin ortak bir noktası vardı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Yani, insan gücü söz konusu olduğunda Subaru’yu göz ardı etmeleri ve bu ölüm kalım savaşının verdiği gerginliği gözlerinin içinde yaşıyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Bu hâlleriyle doğum tarihleri farklı olsa da ölüm tarihleri aynı olacaktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [――Beyler, öncelikle bu adaya ayak bastığınız için sizleri tebrik ediyorum. İmparatorluk Başkentindeki İmparator Ekselansları Vincent Vollachia çok memnun olacaktır. İmparator Ekselansları tarafından bu Gladyatör Adasının yönetimini bizzat emanet edilmiş Vali olarak size onurlu bir karşılaşma sunmaktan memnuniyet duyuyorum.]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gladyatör Adası Ginunhive’in Valisi, bu yerel eğlencenin yöneticisi Gustav Morello, gladyatör arenasına doğru baktı ve yüksek duvarın tepesindeki özel koltuğundan yüksek sesle konuştu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ve sonra, Gustav’ın ayaklarının altındaki―― savaşçılar, gladyatör arenasına getiren geçidin kapısı açıldığında; korkunç bir görüntü yavaş yavaş karanlıktan çıktı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Kırmızı gözlü bir aslan yüzü, geyiklerinkine benzeyen dört toynaklı bacaklar. Bükülmüş boynuzları, sivri dişleri ve korkutucu uzunluktaki kuyruğuyla devasa gövdesi, uzun boylu Gustav’ı bile küçük gösteriyordu.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Ağzından salyalar ve hırıltılar saçan korkunç düşman, bir Cadı Canavarı―― hayır, burada ona Gladyatör Canavarı denecekti, ağır adımlarla geldi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Subaru ve diğer üçünün yüzleşmesi gereken şey tam olarak buydu――

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Gustav: [――İmparator Ekselanslarının arzu ettiği gibi İmparatorluğun güçlü vatandaşları olarak değerinizi kanıtlayın!]

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

――Bu, gladyatör olmak için yapılan barbarca bir sınav olan Sparka’nın denetleyicisiydi.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

#Kısa bir bölüm olsa da dolu dolu bir bölümdü. Subaru’nun başı gene beladan kurtulmuyor. Bakalım şimdi, Subaru ve yanındaki iki gladyatör ne yapacak? Canavarı yenebilecekler mi? Yoksa çiğ çiğ yenilecekler mi? Hepsi sonraki bölümde ortaya çıkacak! Sonraki bölümde görüşmek üzere!
ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ



4.8 5 oylar
Bölümü nasıl buldun?
Lütfen birbirimize karşı saygılı olalım. Spoilerlardan kaçınalım. Güzel güzel yorumlar yazalım!
11 Yorum
En eski
En Yeni En Çok Oy Alanlar
Inline Geri Bildirimleri
Tüm yorumları görüntüle
Sherbzi
Sherbzi
Nisan 27, 2024 09:32

site cok guzel olmus emeklerinize saglik, re-zero ya ozel bir sitenin olmasi cok guzel olmus sahsen cok begendim. Ben biraz geride kaldim ama belki guncelinize yetisebilirsem sizinle beraber okumayi cok isterim. Simdiden kolay gelsin.

Alper
Alper
Yanıtla  Bertiel
Nisan 29, 2024 00:14

umarım bu işi uzun bir süre boyunca devam ettirebilirsiniz

RETURNBD
RETURNBD
Mayıs 25, 2024 04:00

Elinize sağlık.

realfun435501097
Haziran 28, 2024 17:20

Elinize sağlık

Anonim
Anonim
Temmuz 15, 2024 00:51

Subaru çocuğa döndüğü için zeka gerilemeside yaşamış. Adamın elinde olduğu tek şey nerflendi. Şaka gibi…

Kansula
Kansula
Mart 10, 2025 09:16

Çeviri için teşekkürler

yato zero
yato zero
Haziran 25, 2025 18:35

Bölüm için teşekkürler

Aizen Poyraz
Aizen Poyraz
Ağustos 11, 2025 16:25

Tanza niye var orda ne işe yararki o

gariphasan
gariphasan
Eylül 3, 2025 14:55

elinize sağlık çeviri için teşekkürler

baryonnarutotr
baryonnarutotr
Kasım 11, 2025 10:01

Güzel bölümdü

⚙️
Scroll to Top